Graham Bell’in Telefonu Nasıl Çalışır?

Elimizden düşürmediğimiz, çocuğumuz gibi koruduğumuz telefonlarımızdan uzaktan yakından alakası olmayan, komedyenlerin şakalarına kurban olan bu icat 1876 yılının Mart ayında ortaya çıkar ve Graham Bell tarafından ses dalgalarını sıvı asit aracılığı ile elektrik sinyaline dönüştürme olarak açıklanırdı.

 

Ses bir alıcıdan geçerek bir gövde üzerindeki ince bir zarı titreştirir. Zarın dış kısmında, pile bağlı olan bir tıpa ve tıpanın üzerinde ise metal bir iğne bulunur. Bu iğne içinde sülfürik asit bulunan bir kaba ve metal bir kontağa doğru uzanır. Ses dalgaları zarı titreştirirken, zarın dışında bulunan tıpayı da hareket ettirir. Tıpanın da titreşip hareket etmesi ile birlikte iğne, kap ve kontak ile temas ederek devrenin tamamlanmasını ve titreşime göre farklı düzeyde akımların iletilmesini sağlar. Böylece ses dalgaları elektrik sinyallerine çevrilmiş olur. Bu sinyal kablolar aracılığı ile yine bir alıcıya gönderilir. Bu kez önceki işlemin tam tersi gerçekleşerek elektrik sinyalleri ses dalgalarına dönüştürülür ve alıcıdaki zar titreşerek gönderilen ses diğer taraftan duyulur.

 

Bu telefonun ilk deneyi biraz şans biraz şanssızlık içeren bir hikayeyle anlatılır. Telefonunun deneme aşamasında olduğu süreçte Graham Bell telefonun ilk ucundaki alıcıya bağırır, ses zarı ve iğneyi titreştirir. Ses asit dolu kap ve metal kontak elektrik sinyallerini oluşturur ve bunlar diğer odadaki alıcıya gönderilir. Diğer odada bulunan asistanı, Thomas Watson, Graham Bell’in üzerine asit döktüğünü telefondan duyarak yardımına koşar ve böylece ilk telefon görüşmesi yapılmış olur. Tabii bu dönemlerde telefonu tek icat eden kişi Graham Bell olmamasına rağmen bunu ticari bir ürün hâline getirmeyi başaran tek kişi o olduğu için günümüzde onun adı duyulmaktadır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir