Lamarina

Düşünce, dış dünyanın insan beynine yansımasıdır. Biz insanları diğer hayvanlardan ayıran en büyük özelliğimiz ve en büyük gücümüz. Düşüncelerimiz aslında bizim öznel deneyimlerimizdir. John Locke’un ortaya attığı tabula rasa (boş levha) önermesi gibi:

 

John Locke’a göre insan doğduğunda boş bir levhaya benzer. Deneyimlerimiz bu levhaya şekil verir, sıradan bir lamarina mı, yoksa bir sanat eseri mi olacağını belirler…

 

Fakat biz insanlar düşüncelerimize ve fikirlerimize hep bir kalıp yükleme girişimi içerisindeyiz. Örneklemek gerekirse, 19. yüzyılda beynimizin çalışma ilkesini buhar makinelerine benzetiyorduk. Beynimizi kazanlar, vanalar, silindirler ve pistonların çalışma prensibine göre hayal ediyorduk çünkü o zamanların en ileri teknolojisi buydu. Günümüzde ise veri işleyen bir bilgisayar gibi hayal ediyoruz. İlerleyen yıllarda bambaşka şeylerle hayal edeceğimiz kesin. Hep bir anlam yüklemeye çalışıyoruz ve beynimizi bununla sınırlandırıyoruz. Aslında öğrendikçe bilmediğimizi görüyoruz.

 

Geçenlerde bir sosyal paylaşım sitesinde minimal iki anket yaptım. Sorulan sorular aslında aynıydı fakat kelimeler farklıydı. Çoğunluğun birbiriyle aynı iki soruda farklı cevaplar verip ironik bir biçimde kendisiyle çeliştiğini gözlemledim.

 

Buna kelimelerin gücü mü diyelim?

 

Kısmen zannetmiyorum.

 

Bu ironik cevapların nedeni sürekli düşüncelerimizin bir kalıp içerisinde olmasıdır. Bizler aslında düşünüp, sorgulamak ve yorumlamak yerine belirli bir salt çoğunluğun söylediğini doğruymuş gibi kabul eder; üstüne siyasi görüşlerimiz, yaşadığımız coğrafya ve sosyal paylaşım sitelerindeki bilgi kirliliği ile harmanlarsak bu ironik cevaplara kanmaktan kurtulamayız. Düşüncelerimiz sürekli bir şeyler tarafından maniple edilip bir kalıp içerisine koyuluyor. Her zaman her yerde her şeyi benimsiyoruz ve özümsüyoruz.

 

Düşüncelerinizi başkalarının oluşturmasına izin vermeyin. Doğru şekilde okumayı öğrenin, inanç sisteminizi geliştirin, araştırın, birden fazla kaynağa bakın, birden fazla görüşü dinleyin; sonra düşünün, sorgulayın ve yorumlayın…

 

Hiçbir doğru gerçek değildir, hiçbir gerçek de mutlak değildir…

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir