“İnsan Tanrı” ve Dijital Diktatörlüğün (Olası) Yükselişi

Yuval Noah Harari ismi büyük ihtimalle bu yazıyı okuyan çoğu kişinin aşina olduğu isim. Bir tarihçi ve tarih profesörü olan Harari’nin yazdığı Sapiens ve Homo Deus (İnsan Tanrı) adlı kitapları çok popüler. Bu yazı, Homo Deus’taki bazı fikirlerini sunduğu 2018 Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşma hakkında.[1]

 

Harari’ye göre, gelecek jenerasyonlarda insanlık vücutları, beyinleri ve zihinleri değiştirme ve geliştirme imkanına sahip olacak ve bu teknoloji ekonominin çarklarını döndürecek. Bunları yapabilmek yakın gelecekte ticari olarak çok mümkün gözükmüyor fakat bir gün gerçekleşmesi çok muhtemel. Olası yöntemler arasında vücudumuzdaki organları (belki de onlardan daha da iyi çalışan) yapay organlarla değiştirmek veya her bireyin beyninin nasıl çalıştığını, gün içinde baktığı ve ilgilendiği olaylara ve ögelere bakarak nasıl düşündüğünü anlamak için geliştirilen algoritmalar var.

 

Elbette bunları gerçekleştirmek için bol miktarda biyometrik veri ve bilgisayarlarda işlemci gücü gerekiyor. Yapay zekâ ve Makine Öğrenimi (Machine Learning)* alanlarında yaşanan büyük atılımlar bize bu işlemci gücünü verme potansiyelini taşıyor. Peki ya veri­?

 

Biyometrik veri insanların fizyolojik ve davranışsal bilgilerini kapsar. Bir nevi vücudunuzda neler olduğu ve sizin nasıl düşündüğünüz. Harari’nin parmak bastığı bir nokta da daha önce en gelişmiş gözetim sistemleri dâhil, hiçbir gizli polisin veya gizli bir devlet kurumunun tam olarak bu bilgilere ulaşamamış olması. Bir düşünün, artık davranışlarınızı ve fizyolojinizi sizden daha iyi bilen bilgisayar sistemleri olacak. Bunun sağlık veya reklamcılık gibi sektörlerde yaratacağı büyük etki aşikâr. İnsanlar artık bir sağlık sorunu yaşadıklarında bu hemen fark edilecek. Sizin ilginizi çeken ve muhtemelen hayatınızı kolaylaştıran ürünler bireysel reklamlarda boy gösterecek. Siz bunun farkında olmayacaksınız belki, ama onlar olacak. Daha da ileri bir gelecekte vücut parçalarının mekanik parçalarla değiştirilme ihtimalini de denkleme eklersek olasılıklar sonsuza uzanıyor. Bilim kurgu senaryolarındaki ölümsüz insanlar gelecekte gerçek dışı olmayabilir.

 

İnsan Tanrılar. Homo sapiens’in de üstünde yeni bir ırk.

 

Peki kötü etkileri? Bu biyometrik bilgileri devletin veya büyük şirketlerin bilme hakkı var mı? Bu bilgilerin her zaman iyilik için kullanılacağının ve insanların suistimal edilmeyeceğinin garantisini kim verebilir? İnsanlar, davranışlarının başkaları tarafından kendilerinden daha iyi bilinmesini kabullenecekler mi? Peki insanlar içinde olabilecek farklılıklar? Teknolojinin getirdiği olanakları kullanmayı seçenlerle bunu insan doğasına aykırı gören ve insanların değiştirilmemesini savunanlar arasındaki olası kavgalar? Seçme hakkımız olacak mı? Bilimsel bilgi asimetrisi dolayısıyla tam olarak bilgi sahibi olamadan insanların doğru seçimi yapacağını nasıl bilebiliriz? Politikacıların doğru seçimi yapacaklarından nasıl emin olabiliriz?

 

Harari’nin ortaya koyduğu bir diğer konu da olası dijital diktatörlüğün yükselişi. Demokrasi ve diktatörlüğü veri toplama ve analizinin iki farklı yöntemi olarak tanımlıyor Harari. Demokrasiyi bilgiyi ve gücü dağıtan bir sistem olarak görürken, diktatörlüğü ise bunları tek bir kaynakta toplayan bir sistem olarak açıklıyor. Bu çapta bir verinin tek bir kaynak veya tek bir güç tarafından analiz edilmesinin ve kullanılmasının daha etkili olabileceğini ve geçmiş yıllara göre demokrasinin önüne geçebileceğini söylüyor. Bu bilginin tek bir kaynağa bağlanması da korkutucu sonuçlara gebe olabilir. İnsanlarının özel hayatları bir yana, beyin ve bedenleri hakkında bu kadar veri sahibi olmak sahip olabileceğiniz en büyük ve durdurulamaz güç olur.

 

Bütün bunların gerçekleşmesi için önümüzde uzun bir yol var fakat aslında hiçbiri sanıldığı gibi hayal ürünü değil. Gelecek jenerasyonların bu teknolojilerin etkilerine birinci elden tanık olması neredeyse kesin ama tam olarak nasıl olacağını kimsenin bilmesi mümkün değil. Öte yandan, bu teknolojinin varlığı kesinlikle görmezden gelinmemeli ve insanlar bunun gelecekte nasıl, kim tarafından, ne şekilde kullanılacağını derin bir şekilde tartışmalı.

 


 

[1] https://www.youtube.com/watch?v=RDAZ1DrTRKA

*Makine Öğrenimi: Bilgisayar sistemlerinin bir görevi giderek ve kendilerini geliştirerek daha iyi yapmalarını sağlamak için algoritmalar üstünde çalışan bilim dalı

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir