“Kanunsuzluk Bölgesi”: Gece Kulübü Işıklarını Bile Kapalı Tutamayan Ülke

Kıbrıs kışın bir başka güzeldir. Hele de Lefke’ye doğru seyretmek, bir tarafta Karlıdağ, uzaklarda Girne Dağları, denizin maviliği ve her yerde, her yerde ovaların yeşilliği…

 

Ancak bu kez aklımda kalan bu güzel manzaralar olmadı.

 

Lefkoşa’ya geceleyin dönüşte, beni her zamanki yerlerinde ışıl ışıl, cıvıl cıvıl, yanar döner, rengârenk neon ışıklar karşıladı. “Yasa dışı” ama “denetimli” seks işçiliğinin, insan kaçakçılığının, modern çağ köleliğinin davetkâr nişaneleri…

 

Sahi, bu ışıkların kaldırıldığı mart ayında tüm gazetelerde kıvançla duyurulmamış mıydı?

 

***

 

Tabii bu ışıklar işin sadece kozmetiğidir, konuşmamız gereken esas olay asla değildir. Sadece ışıkları eleştirmek, insanlık dışı koşullar karşısında kafayı kuma gömmekten ibarettir. Ancak ışıkların kapalı tutulması kadar basit bir hususun dahi gerçekleştirilememesi manidar değil midir?

 

Tabii bir bu kadar manidar olanı, bir gece kulübü patronunun oralarda neler olup bittiğine dair “Haydi bilmiyordunuz diyelim, neden her ay 60 bin TL vergi alıyorsunuz?” diye sormasıdır.

 

***

 

Peki, kozmetikten öteye geçelim.

 

Başlıkta kullandığım “kanunsuzluk bölgesi” tabiri, ABD Dışişleri Bakanlığının mart ayına kadarki dönemi kapsayan 2018 İnsan Kaçakçılığı Raporu’nda Kuzey Kıbrıs’ın insan kaçakçılığı açısından durumunu betimlemek için kullanıldı. Konuyla ilgili çok sayıda korkunç detayı açıkça belirten bu raporun aşağıdaki referanslar bölümünden erişilip okunmasını tavsiye ederim.

 

Tabii bu işin bir yasal boyutu vardır. Mevzuat açısından değerlendirdiğimizde, insan kaçakçılığı açısından Kuzey Kıbrıs kelimenin gerçek anlamıyla “kanunsuz”dur. Şu anda insan ticareti yasada tanımlı dahi değildir. Bu elbette ki bir noktada yürütmenin elini bağlamaktadır. Konuyla ilgili uluslararası protokol 2018 yılında kabul edilmiş olsa da, uygulama açısından asıl önemli olan Ceza Yasası’na yapılması gereken eklemelerdir. Bu eklemeler haziran ayında meclise sunulmuş olsa da, henüz uygulamaya girememiştir. Kanunsuzluk devam etmektedir.

 

Üstelik Gece Kulüpleri Yasası’nda kapatmayı kolaylaştıracak şekilde değişiklikler gerektiğini bakan Ayşegül Baybars bizzat söylemiştir. Bu yönde de bir girişimde henüz bulunulmamıştır.

 

***

 

Mevcut hükûmetin konuyla ilgili bir hassasiyeti olmadığını söylemek kesinlikle haksız olur. Aksine, hükûmetin konuya şu ana dek geçmişteki hükûmetlere kıyasla hatırı sayılır bir ilgi gösterdiğini söyleyebiliriz. Bunun bir örneği, İçişleri Bakanlığınca belli suçlara karışmış şahıslara verilen gece kulübü izinlerinin yakın zamanda iptal edilip kapatma kararı alınmasıdır. Şartlar altında bu cesur bir adımdır ve Sn. Baybars’ı tebrik etmeyi gerektirir; ancak asla yeterli değildir. Üstelik, bahsedilen sabıka kaydı basında çıktığı kadarıyla yakın zamana ait değildir ve insan kaçakçılığıyla ilgisiz olduğu anlaşılmaktadır.

 

Bir diğer önemli adım, haziran ayında düzenlenen çalıştaydır.

 

Bu çalıştayda malumun ilamı yapılmış, “konsomatris”lerin aslında seks işçisi olduğu, koşulların “köleliğe” denk geldiği açıkça ifade edilmiştir. Çalıştayla ilgili haklılık payı bulunan eleştiriler bulunmaktadır (bkz. üç örgütün referanslar bölümünden erişilebilecek basın açıklaması). Bununla beraber, üzerinde ivedilikle çalışılabilecek kısa vadeli hedeflerin de aralarında bulunduğu makul hedefler belirlenmiştir. Bunlar ABD Dışişleri Bakanlığının raporundaki tavsiyelerle de örtüşmektedir.

 

***

 

Peki, hükûmet kendi düzenlediği çalıştayda ortaya konulan hedeflerin ne kadar takipçisi olmuş?

 

Çalıştay raporunun tamamlanmasından bu yana geçen süre altı ay. Asla ve asla unutmayalım, bu çok acil ve hayati bir konudur. Adım atılmayan her an, daha fazla istismar, daha fazla insan ticareti, daha fazla kadının hastalık kapması demektir. Dolayısıyla geçen sürede en azından kısa vadeli hedefler üzerine girişimde bulunulmuş olmasını beklemek bana göre makuldür.

 

Kısa vadeli hedeflerden Alo 157 hattını ele alalım.

 

Alo 157 hattı, gece kulüplerinde çalışan kadınlar için bir acil durum hattı. Bu hat aslen 2014 yılında devreye girdi, 11 kadın bu hattan yararlandı ve altı kadın sığınma evlerine yönlendirildi. 2015 yılında 3.000 broşür basılarak tanıtılması da sağlanmıştır. Ancak yıl 2018’e gelince, bu hattın etkinlik dışı kaldığı anlaşılmaktadır. Çalıştayda da belirtildiği üzere bu hattın bir an bile kaybetmeden yeniden etkinleşmesi gerekmektedir. Ancak aradan geçen sürede bu yönde herhangi bir adım atıldığını görmemekteyiz.

 

***

 

Çalıştayda da değinilen bir diğer önemli husus, sık ve etkin denetimdir. “Yasa dışı” ancak “denetimli” olması her ne kadar gerçek bir çözüm olmasa dahi…

 

Sn. Baybars, denetimleri arttırdıklarını belirtmiştir. Bununla beraber, denetimlerin sıklığı, nerede yapıldığı, gözlemler hakkında herhangi bir şeffaflık, en basitinden bir istatistik dahi söz konusu olmamıştır. ABD Dışişleri Bakanlığının en önemli tavsiyelerinden biri denetlemelerin şeffaflığının arttırılmasıdır. Bu çerçevede çalıştayın önerileri arasında denetimlere sivil toplum örgütlerinden temsilcilerin katılması yer almıştır. Bunun gerçekleştiğine veya konuyla ilgili çalışmaların ilerlediğine dair herhangi bir bulgu görememekteyiz.

 

***

 

Konu üzerine elbette ki çok daha uzun yazılabilir. Ancak kısaca, konuyla ilgili hükûmette kesinlikle bir irade bulunduğunu görmekle beraber, konunun takibinin yeterince etkin yapılmadığını görmekteyiz. Alo 157 hattı kadar hayati bir ihtiyaç bile henüz hayata geçirilememiştir.

 

Bu noktada bu konunun takipçisi biz olmalıyız. Nasıl ki çalışan haklarının takibini yapan sendikalar varsa, insanca yaşamaktan başka bir gailesi olmayan bu insanların haklarının takibini, insanca yaşama mücadelesiyle gurur duyan bir toplum olarak bizler yapmalıyız.

 

Bu doğru değil… Bu doğru değil… Bu ülkede insan ticareti böyle devam edemez! Bir an bile kaybedemeyiz, bir kadının bile istismarına tahammül etmememiz gerekir!

 

Bunu hepimiz haykırmalıyız. Devlet mekanizmasının tüm gücü ancak böyle etkinleşebilir.

 

***

 

Yazımı, çalıştayda bahsi geçen önerilerden birini vurgulayarak bitirmek istiyorum:

 

“Gece kulüplerinde fuhuş vardır ve yasal değildir. Bunun üzerinden fikirler geliştirilip ne yapılması gerektiği ile ilgili çözüm yolları bulunmalıdır. Örneğin, kesin bir çözüm yolu bulunana kadar gece kulüplerinin kısa süreli kapatılması düşünülmelidir.”

 


 

Referanslar

ABD Dışişleri Bakanlığının 2018 raporu: https://www.state.gov/j/tip/rls/tiprpt/countries/2018/282642.htm

Konuyla ilgili basınımızda çıkan özet niteliğindeki haberler rapordaki bir takım can alıcı noktalara değinmemektedir, dolayısıyla orijinalin okunmasını tavsiye ediyorum. Bununla beraber, Kıbrıs Gazetesi’nde ilgili haber: https://www.kibrisgazetesi.com/kibris/kktcde-insan-ticareti-cezalandirilmiyor/45278

Gece Kulüpleri Çalıştayı sonuç raporu: http://icisleri.gov.ct.tr/Portals/32/gece_kulupleri_calistay_rapor.pdf?ver=2018-06-19-084528-627

Üç örgütün çalıştaya yönelik eleştirisi: https://www.kibrisgenctv.com/kibris/3-orgut-gece-kulupleri-calistayi-sonuc-raporunu-degerlendirdi-h32858.html

Mart ayında ışıklı tabelaların kaldırılmasıyla ilgili haber: http://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n246171-gece-kulubu-tabelalari-kaldirildi!-23032018

Gece kulübü patronuyla röportaj: http://www.kibris724.com/gece-kulubu-patronu-isyan-etti-101092h.htm

Bazı gece kulüplerinin kapatılması: http://www.detaykibris.com/bazi-gece-kuluplerinin-izinleri-durduruldu-173210h.htm

Alo 157 hattı üzerine: http://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n243976-gece-kuluplerinde-calisan-kadinlarin-acil-yardim-hatti-alo-1

Ayşegül Baybars’ın kasım ayındaki röportajı: http://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n267513-baybars-bazi-kesimler-kendini-bilmez-aciklamalar-yapabiliyor

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir