Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yönetim kademesinden ayrılışının elli beşinci yılındayız. Elli beş yıldır ortak yönetilmesi gereken Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yönetiminde söz sahibi değiliz.
Peki neden? Peki nasıl?
Bu soruların cevabını gerçekten de biliyor muyuz? Sanmıyorum.
20 Aralık’ı 21 Aralık’a bağlayan gece başlayan olayların önünde hâlâ daha bir sır perdesi vardır. O gece Tahdagala’da iki Kıbrıslı Türk’ün öldürüldüğünü ve 21 Aralık sabahından itibaren ise Lefkoşa’nın bir şekilde savaş alanına döndüğünü biliyoruz. 21 Aralık sabahından itibaren olan olaylar ve yönetimden çekilme kararının nasıl alındığına dair yeterince bilgimiz yoktur.
Yıllarca ders kitaplarında bahsedilen Kıbrıslı Rumların “en uzun gece olan 21 Aralık gecesi adadaki bütün Türkleri bir gecede öldürmeyi” planladıklarına dair hiçbir kanıt olmamakla beraber, böyle bir argümanın ciddiye alınması dahi yersizdir.[1] Adada bulunan on binlerce Kıbrıslı Türk’ü bir gecede öldürmek için gerekli hazırlık ya da askerî güç bulunmamaktaydı.[2] Bu tarz yersiz iddialar yıllarca süregelen bilgi kirliliğinin mimarı olmuştur.
Kanunsuz şekilde dayatılan anayasa değişikliklerini Kıbrıslı Türklere kabul ettirmenin yolunun şiddet kullanarak sindirmekten geçtiği düşünülmüş olabilir. Türk Mukavemet Teşkilatının da bu dönemdeki amacı Türkiye’nin adaya müdahalesinin sağlanmasıydı. Bayraktar camiinin bombalanması gibi TMT’nin kışkırtma amaçlı yaptığı olaylar göz önüne alındığında, 1963 olaylarında provokasyon amaçlı eylemlerin yapılmış olması olasılık dışı gelmiyor.[3][4]
Üzerinden 55 yıl geçen bu olayların artık açık açık konuşulması ve gelecek nesillere aktarılması gerekir. Gün gün, saat saat mevzilerde de siyasi arenada da nelerin yaşandığı araştırılmalıdır. Bu adada kalıcı bir barışı getirmek için savaşın suçlularını bulmak şarttır. Yaşananların gerçek yüzünü bilmek şarttır.
Artık zamanı…
[1] Ünlü Alman tarihçi Richter, “A Concise History of Cyprus” kitabında böyle bir planın mümkün olmadığını söylemiştir. Heinz Richter, A Concise History of Modern Cyprus, Philipp Rutzen-Verlag
[2] 1960 sayımına göre 104.530 kişiden oluşan Kıbrıslı Türk nüfusu bir gecede yok etmek için gerekli teçhizatın bırakın Kıbrıslı Rumlarda, Yunanistan’da bile olup olmadığı soru işaretidir. Census of Population and Agriculture 1960 Volume 1: Population by Location, Race and Sex (http://www.mof.gov.cy/…/POP_CEN_1960-POP(RELIG_GROUP…)
[3] Darbeci generallerden Sabri Yirmibeşoğlu aleniyet ile o yıllarda halkı provoke etmek için cami bombaladıklarını itiraf etmiştir. (https://www.haberturk.com/gundem/haber/554417-kibrista-cami-bile-yaktik)
[4] Sevgül Uludağ, Denktaş’ın BBC’ye verdiği mülakatlarda o dönemde cami bombaladıklarını itiraf ettiğini söylemiştir. (https://www.stwing.upenn.edu/~durduran/hamambocu/authors/svg/svg2_28_2005.html?fbclid=IwAR0vkC5C8hRlNrbHiQFjLA28Dmfz8TiE3ItEbc8hL_PlYJNWmvLAHENdK_Q)