Bakmayın başlıkta Lefkoşa dediğime, Mağusa için, Girne için, Lefke için de aynısını düşünebilirsiniz…
Düşündünüz mü?
Mesela Lefkoşa’da bir sokak olsaydınız, adınız “Memduh Asaf Sokak” olabilirdi.
Bu isim size bir anlam ifade ediyor mu?
Bu sokağın Osmanpaşa Caddesi’ni hisarın üstüne bağlayan sokak olduğunu biliyorsanız, tebrikler, sokak bilgisi yerinde bir Lefkoşalısınız. Ancak soruyu bu anlamda sormamıştım.
“Memduh Asaf” ismi size bir anlam ifade ediyor mu?
Hele de benim yaşımdaysanız, neredeyse kesinlikle bu sorunun cevabı hayırdır. Üstelik Memduh Asaf’ın kim olduğunu Google bile söyleyemez size.
Kendisinin ilk eczacılarımızdan olduğunu öğrenmeniz için Ahmet An’ın Tıp Alanındaki İlk Kıbrıslı Türkler kitabını önce bulmanız, sonra karıştırmanız gerekir.
***
“İplik Pazarı Sokak” da olabilirdi mesela adınız.
Bu sokağın ismi size bir anlam ifade ediyorsa, tebrik ederim, yaşlandınız.
Benim yaşımdaysanız, bu sokağın adını anlamlandırabilmek, bir zamanlar tamı tamına 23 çarşısı olan Lefkoşa’nın iplikçilerinin bu bölgeyi mesken tuttuğunu öğrenmek için Haşmet Gürkan’ın kitabını okumanız gerekir.
***
“Cemal Gürsel Caddesi” de olabilirdi.
Hah, Türkiye’nin siyasi tarihine biraz hâkimseniz, Cemal Gürsel’in 1960 darbesiyle gelen, Türkiye’nin dördüncü cumhurbaşkanı olduğunu bilirsiniz. Yine de bu zatın adının ne alaka Kıbrıs’ın kalbindeki bu caddeye verildiğini muhtemelen bilmezsiniz.
Bu caddeye 1950’lerde Türkiye’deki Demokrat Parti iktidarında “Celal Bayar Caddesi” adı verildiğini, sonra Celal Bayar darbede “tumba” gidince adının hemen yerine gelen “Cemal Gürsel” ile değiştirildiğini öğrenmek için araştırmanız gerekir.
***
Bir sokağın adı neye göre belirlenir?
İlk örnekte olduğu gibi, toplumsal yaşamda önemli yer alan bir kişinin adını yaşatmak isteyebilirsiniz. Raif Denktaş Caddesi, Osman Örek Caddesi… Örnekler çoğaltılabilir. Bu kesinlikle yerinde bir uygulamadır, özellikle de yoğun kullanılan yollarda toplumumuza önemli emeği geçmiş daha çok insanın adının yaşatılması gereklidir. Özellikle de daha çok kadının, sahi, sokak isimlerinin büyük çoğunluğunun erkeklere ait olduğunu fark ettiniz mi? Her gün Kamran Aziz Caddesi’nden geçmek, Melahat Hacıbulgur Sokak’ta yürümek iyi olabilirdi…
Ancak doğal olarak nesiller geçtikçe unutuyoruz… Nasıl unutmayalım ki? 1935’te vefat eden Memduh Asaf’ı, 1972’de vefat eden Feride Hikmet’i, yüz yıl önceki iplik pazarını…
Ne yapabiliriz?
Geçtiğimiz ay Lüksemburg’daydım. Orada gördüğüm sokak tabelaları benim için bu sorunun cevabını verdi:
Resimde “Rue Alfred Kowalsky – compositeur luxembourgeois, 1879-1943” yazıyor…
Evet! Memduh Asaf Sokak’taki levhada “Kıbrıslı Türk eczacı, 1902-1935 / Turkish Cypriot pharmacist, 1902-1935” ifadesi olsa, bir sokağa birinin ismini vermek çok daha anlamlı olmaz mıydı?
Dahası, bu standart tabelalara ek olarak, özellikle İplik Pazarı gibi turistlerin dolaştığı veya daha önce yazdığım gibi, turistlere alternatif bir güzergâh olarak hazırlayabileceğimiz Dereboyu’nda, o sokağın adının kökenini, o mahallenin geçmişini, yeri geldiğinde fotoğraflarla açıklayan levhalar olsa çok daha çekici olmaz mıydı?
***
Ha, diyebilirsiniz ki, hade sokak tabelaları tamam da, her yere koca koca levhalar dikmek hem pahalı, hem de görsel olarak sıkıntılı değil mi?
Merak etmeyin, çözümü var!
QR kodları, hepimizin telefonlarıyla okutabileceği ve okutulduğunda bir internet linkini açan kodlardır. Bu kodlar, yurt dışında çok sayıda müzede sergilenen yapıtlarla ilgili daha fazla bilgi vermek için kullanılmaktadır. Açık alanlarda bu kodların kullanımı konusundaysa Rio de Janeiro, Galler’deki Monmouth kasabası ve başarılı turizm politikasıyla dikkat çeken Cebelitarık ön plana çıkmaktadır. Bu şehirlerde, QR kodları kamusal alanlarda daha fazla bilgi içeren resmî sitelere veya Wikipedia sayfalarına bağlantı verecek şekilde kullanılmıştır. Örneğin altta bulunan resimdeki QR kodu, Rio’daki Arpoador bölgesinin doğası ve isminin kökeni hakkında bilgi vermektedir.
Düşünün bir! Kamran Aziz Sokak’ta yürüyen turist bir kod okuttuğunda arkadan “Kıbrıs’ım” çalmaya başlayacak, ilgili sayfa çıkacak; Haşmet Gürkan Sokak’ta büstün yanındaki kodu okuttuğunuzda onun eski Lefkoşa hikâyelerinden birini dinlemeye başlayacaksınız; İnönü Meydanı’ndaki kodu okuttuğunuzda İnönü’nün Kıbrıs Sorunu’yla ilgili pozisyonunu, Girne Kapısı’nın hikâyelerini, orada serbest bırakılan esirlerin kavuşmalarını, mitingleri dinleyeceksiniz…
***
Hatırlamak, hatırlatmak, hatırlanmak… Toplumsal hafıza önemli şey! Bir belediyenin vizyonu, hassasiyeti sokak tabelaları kadar ufak bir detaya bile sirayet edebilmeli, eğer sokak adlandırmasıyla bir adım atılıyorsa, o adım tamamlanmalı, şehre değer kazandırılmalıdır.
Referanslar:
An, Ahmet (2006). Tıp Alanındaki İlk Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası, s. 36.
Gürkan, Haşmet Muzaffer (2006). Dünkü ve Bugünkü Lefkoşa, Galeri Kültür Yayınları, s. 155.
Rio QR kodu fotoğrafı kaynağı için tıklayınız.
Yine ülkemizde geliştirilme potansiyeli olan bir konuya değinmişsin. Bence de Lüksemburg’da gördüğün tabelalar çok güzel bir fikir. Umalım ki bir gün bu güzel fikirlerin gerçeğe dönüşür, çünkü böyle bir ülkede yaşamayı çok isterdim!
Bence bu güzel fikirlerini belediye başkanlarıyla yüz yüze görüşmelisin.Tamamen değilse bile kısmen uygulamaya konabilir. Bir yerden başlamak gerek.