Kandırılıyoruz, Sandığımızdan Fazla

Plasebo etkisi, “memnun edeceğim” anlamına gelen Latin kelime placebo’dan türemiş olup, genel olarak ilaçlarda geçerli olan, işlevsiz ama çalıştığına inandırıldığımız şeylerin psikolojik olarak bize olan etkisidir. Bu etki sadece ilaçlarda değil, günlük hayatımızda da kullanılmaktadır. Peki neden insanlara bu etkiyi yaşatmak için onları kandırırız? Biraz örnekleri inceleyelim.

 

Birçok doktor ve araştırmacı tarafından kullanılır plasebo. Etkisi olacak diye içtiğimiz haplar, iğneler ve hatta ameliyatların bile plasebo olduğu görülmüştür. Hapların renklerine göre kodlandığı ve insanların beyinlerini kendi hastalıklarını düzelteceğini inandırmaya itildiği gözlenmiştir. Aynı şekilde aşı yoluyla etkisiz olan ilaçların vücudumuza enjekte edildiği söylenir, bu aşıların da yüksek bir pozitif etkisi olduğu görülürmüş. Hatta ve hatta, 2002 yılında diz ameliyatları ile ilgili Baylor College of Medicine tarafından yapılan araştırmada, 180 hastaya plasebo ve normal diz ameliyatlarının yapıldığı ve plasebo ameliyatı yapılan hastaların da aynı derece iyi -ve bazı durumlarda daha iyi bile- hissettikleri gözlemlenmiştir.

 

Günlük hayatımızda birçok farklı şeyde de beynimiz plaseboya maruz kalır ama anlamaz. New York Times tarafından 2004’te paylaşılan bir haberde, New York’ta bulunan 3250 yaya geçidi ışığı test edilmiş ve bu 3250’den 2500’ünün (%76,9) herhangi bir etkisi olmadığı gözlemlenmiştir. Bu haberde söyleşi yapılan insanların çoğu, bu bilgiyi öğrendiğinde, ilerde de değişmeyeceklerini ve basmaya devam edeceklerini belirtmiştir. 2018 yılında CNN’in paylaştığı bir başka haberde, bir kara yolları çalışanından alınan bilgiye göre bu oranın %90 olduğu öğrenilmiş.

 

Fark etmeden bu etkiye maruz kaldığımız başka bir olay ise CNN’in aynı haberinde de bahsedilen odalardaki ısı kontrolleri. 2003 yılında yapılan bir ankette, otel sahiplerinin %72’i “dummy thermostat” yani “aptal termostatı” olarak adlandırılan termostatlardan odaya konulduğunu ve o termostatlardan değiştirilen derecenin kesinlikle değişiklik yapmadığını belirtmiştir. Bu otel sahiplerinin bazılarının da ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme mühendisi Joe Oliver’ın ünlü sözünü dile getirmesi de etkileyici bir detay. “Termal konfor %90 psikolojik, %10 fizikseldir.”

 

Peki biz bu butonlara basarak mutlu hissediyorsak, hiçbir etkisi olmayan hapları, aşıları alarak kendimizi düzeltebiliyorsak, mental olarak ne kadar güçlüyüz? Sadece beynimizi kullanarak vücudumuzdaki bazı hastalıklardan daha rahat kurtulabiliyoruz, sadece beynimizi kullanarak yaptığımız küçücük bir çalışmayan düğmeye basma eylemi bizi mutlu edebiliyorsa, beynimiz başka neler başarabilir? Ya da size daha çarpıcı bir soru sorayım. İçinde bulunduğumuz odanın havasını bile kontrol edemiyorken, özgür olduğumuzu nasıl söyleyebiliriz?

 


 

Referanslar:

https://www.sciencedaily.com/releases/2002/07/020712075415.htm

https://listverse.com/2013/02/16/10-crazy-facts-about-the-placebo-effect/

https://www.nytimes.com/2004/02/27/nyregion/for-exercise-in-new-york-futility-push-button.html

https://edition.cnn.com/style/article/placebo-buttons-design/index.html

https://www.nirandfar.com/2016/10/your-world-is-full-of-placebo-buttons-and-thats-a-good-thing.html

 

Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir