“Bir fikri ne kadar çok insan kabul ediyorsa, o fikir o kadar doğrudur.”
Bu varsayımı doğru kabul eden insan sayısı oldukça fazladır. Sizce bu varsayım doğru mudur?
Toplum tarafından bilinen ama aslında doğru olmayan birçok olgu mevcuttur. Bunlardan biri, “Cep telefonları ve baz istasyonları kanser yapar.” olgusudur.
Geçenlerde bir arkadaşımla tartışırken, bu konu hakkında daha önce araştırma yapmış biri olarak ne kadar bilimsel veri sunsam da, yanındaki salt çoğunluğun onu desteklemesiyle beraber ikna edemedim. Bunun sebebi sosyal ispatın aslında veri odaklı ispata göre daha çok kabul görmesi. Psikolojide buna, “sürü psikolojisi” deniyor. “Diğer insanlarla aynı görüşte isem, doğru düşünüyorum.” mantığıyla hareket eden arkadaşımı, veri odaklı ikna girişimim maalesef ki sonuçsuz kaldı.
Sizce cep telefonları ve baz istasyonları kanser yapar mı?
Elektromanyetik radyasyon evrendeki enerji biçimlerinden biridir. Yaktığımız ampuller ve mum ışığı görünür ışık, evimizdeki kablolar radyo dalgaları, vücudumuz kızılaltı radyasyon yayar. Aslında gündelik hayatımızda sürekli radyasyona maruz kalırız. İnsan vücudu bile radyasyon yaymaktadır. Plastik bir kalemi saçımıza sürterek elektriklersek, daha sonra da kalemi hızla sallarsak zayıf bir elektromanyetik (EM) radyasyon yayarız. Aslına radyo vericileri de buna benzer şekilde çalışır. Sağlık tartışmalarında EM radyasyon ikiye ayrılır: İyonize edici olan ve olmayan. Birinci gruptakiler, morötesi ve daha yüksek frekansa sahip olanlardır. İkinci gruptakiler ise düşük frekanstaki radyo, mikrodalga vb. tiplerdir.
İyonize etmek bir molekülden bir elektron koparmaktır. Elektron koparabilmek için ancak morötesi radyasyon ve daha yüksek frekanslardaki radyasyonlar gerekir.
Bu radyasyonlar iki şekilde kanser yapar. Ya doğrudan DNA’ya çarparak kırılmasına sebep olur ya da suyu veya organik molekülleri iyonlaştırarak serbest radikaller yaratır. Bu radikaller de DNA’ya zarar verir. Aslında kullandığımız telefonlar bu etkilere yol açamaz, çünkü yaydığı radyasyonun enerjileri düşüktür. Bundan dolayı kansere yol açmaları mümkün görünmüyor.
“Peki, bir telefonun yaydığı radyasyon değil de binlerce radyasyon yayan baz istasyonları kanser yapmaz mı?” sorusunu da şöyle cevaplayayım:
Aslında baz istasyonları da kanser yapamaz. Bunun sebebi ise kuantum mekaniği. Basit ve anlaşılır şekilde açıklamak gerekirse; havada uçan uçağı tabancayla tek kurşunda vuramıyorsak, binlerce kurşun atarak da vuramayız. Bu frekanstaki radyasyon şiddetini arttırsak bile yine de moleküllerden elektron koparamaz.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Dairesi, “interphone” adlı araştırmasında cep telefonu, baz istasyonu ve wi-fi gibi cihazları kullanmanın kanser riskini artırmadığını 2011’deki makalesinde açıkladı.
Aslında çevremiz veya salt çoğunluğun doğru kabul ettiği şeyler her zaman doğru olmuyor. İngiliz yazar Somerset Maugham şöyle der: “50 milyon insanın, aptalca bir şeyin doğru olduğunu ısrarla iddia etmesi, o şeyi doğru yapmaz.”
Referanslar
- Fatih Veysel Nurçin, Biyomedikal Görüntüleme (BMM303).
- Kaan Öztürk, 10 soruda Elektromanyetik alanlar, cep telefonları ve sağlık (https://yalansavar.org (2015).
- IARC Report to the Union for International Cancer Control (UICC) on the Interphone Study, http://interphone.iarc.fr/UICC_Report_Final_03102011.pdf (2011).
- Rolf Dobelli, Hatasız Düşünme Sanatı (2011).
Fotoğraf için tıklayınız.