İçinde bulunduğumuz bu sistem, aslında herkesin içten içe muzdarip olduğu ancak çok az insanımızın dile getirebildiği bir durumdur. Örneklendirmek gerekirse, çoğumuz robotik ve klişe bir büyüme evresinden geçiyoruz. Bu da doğal olarak ilerleyen zamanlarda bizi isteksizleşmiş ve basitleşmiş bir algının içine sokuyor. Belirli bir noktada, özellikle günümüz gençlerinin görüş ve düşüncelerinin “Gençtir atılgandır.” denilerek geri planda kalması, düşüncelerimizin ve görüşlerimizin tecrübenin önüne geçememesi biz gençler açısından sıkıntılı bir duruma dönüşüyor.
Ben genel olarak toplumda gençlerimizin fikirlerinin neredeyse hiç değer görmediğini düşünüyorum. Bir gencin yapmak istediklerine, başarmak istediklerine ve değiştirmek istediği şeylere inanıp arkalarında durulması gerekirken, saçma sapan ve tamamen kaos hâlinde olan bir eğitim sisteminin içine sokuluyoruz. Doğup büyüyüp ilkokula başlıyoruz. İlkokuldan mezun olup ortaokula gidiyoruz. Ortaokuldan mezun olup lise geçiş yapıyoruz. Üzerimizde binlerce birikmiş yük, stres ve baskıyla lisemizi de bitirmeye çalışırken hemen ardından üniversite sınavımız için hazırlanmaya başlıyoruz. Gençler ilgisini çeken bölümler araştırmaya başlıyor, kimisi buluyor ama geleceği olmadığı için içindeki isteği ve cevheri öldürmek zorunda kalıyor. Kimisi eğitim sisteminin ezber sistemine dayalı olmasından dolayı kendi içindeki cevheri bile bulamıyor. Ne yapıp ne edip bir bölüme giriyor herkes.
Üniversite diğerlerine göre biraz daha rahat olsa da aslında her şeyin yeni başlamış olacağını sonradan fark ediyoruz. Üniversitenin de diğerlerinden çok fazla bir farkı olmadığını yeri geldiğinde para düzeninden oluştuğunu düşünüyoruz. Üniversite bitiyor ve ardından erkek gençlerimizin önüne askerlik çıkıyor. Kafalar karışmaya, bedenler yorulmaya devam ediyor. Kimisi askerlik yapmamak için gurbete gidiyor, kimisi askerlik ertelensin diye okuluna devam ediyor. Her şey tam bitti derken iş bulma telaşı başlıyor. Çoğu gencimiz iş buluyor çoğu gencimiz senelerce işsiz kalıyor. Her şeyin ardından “Oh be! bitti artık rahatım.” bile diyemiyoruz… Kısacası biz gençlerin gelişmekte olan dünyada ve doğup büyüdüğümüz bu jenerasyonda ellerimiz kollarımız bağlı.
Daha kendini bu sistemden dışlayan ve üniversite okumayan lise terk gençlerimizden bahsetmedim. Onların üzerindeki toplum baskısı bize olandan daha fazladır. Çünkü artık günümüz algısı “Okumayıp ne yapacaksın? Artık üniversite mezunlarına bile bakmazlar.” olduğundan içimizdeki cevherler ölmeye her geçen gün devam edecektir.
Günümüz siyasetçilerinin sidik yarışları ve iktidar savaşları biz gençleri her geçen gün daha çok uçuruma sürüklüyor. İcraat olmadıkça ve gelişme sağlanmadıkça biz böyle yazıp çizmeye, içimizdekileri kusmaya devam edeceğiz.
Dilerim ki gün gelir ve içinde bulunduğumuz bu rezalet sistem yerine, gençlerimizin yetenek ve ilgi alanlarına göre yetiştirildiği ve ona göre istihdam yaratıldığı bir ortam sağlanır.
Fotoğraf için tıklayınız.