Demans beyin fonksiyonlarında süregelen bir azalmaya yol açan sendromların genel ismidir. Hafıza, düşünme ve zihinsel yetenekler etkilenir. Alzheimer hastalığı ise bu sendrom grubunun bir çeşididir. Belirtiler yavaş bir süreç ile oluşmaya başlar daha sonra ilerleyerek artar ve kötüleşme noktasında kişi günlük rutin işlerini yapamaz hâle gelir.[1][2]
Alzheimer Hastalığının Tarihçesi
Alois Alzheimer isimli Alman bir doktor, 51 yaşındaki kadın bir hastasında, zihin ve davranış bozukluğu ile ses halisünasyonları gözlemler. Hasta 5 yıllık takip sonrası hayatını kaybeder. Ölen hastanın beyninde yüksek miktarda kümeleşmeler ve nörofibriler yumaklar bulunur. Alzheimer hastalığı bu olaydan sonra adını, Dr. Alois Alzheimer’dan alır.[2]
Alzheimer Hastalığının Gelişimi
Alzheimer hastalığının temel taşı beyin hücrelerinin içinde ve dışında anormal boyutta gerçekleşen protein yığılmasıdır. Şekil 1’de mavi renkle amiloid isimli proteinin normalden fazla üretilerek plak oluşturması gösterilirken, kahverengi ile nörofibriler yumaklar (kümeleşmiş tau proteinleri) gösteriliyor. Sinir hücreleri arasında oluşan bu plaklar, hücrelerin iletişim kurmasını engeller, yumaklar ise hücre işlemlerini engelleyerek hücrelerin ölümüne sebep olur. Bu sürecin başlamasının esas sebebi bilinmese de bu olayların belirtiler hissedilmeden önce başladığı biliniyor. Beyin hücreleri zarar gördükçe kimyasal transmitter (ileticilerin) sayısında da azalma olur. Örneğin öğrenme ve hafızada büyük önemi olan asetilkolin (ACh) adlı iletici, Alzheimer hastalarının beyinlerinde daha az miktarda görülür.[1][2][3][4]
Şekil 1. Alzheimer hastalığında etkilenen nöronlar. Mavi renk nörofibriler yumakları, kahverengi renk amiloid plakları gösteriyor (NIH,2019).
Alzheimer Hastalığının Evreleri ve Belirtileri
1- Alzheimer hastalığında ilk olarak beynin hafıza ile bağlantılı olan bölümleri, zamanla ise farklı alanları büzüşmeye başlar. Bazen ilk belirtiler hafıza yerine dil veya görme ile alakalı olabilir. En yaygın olarak ilk evrede hafızanın zayıflaması ile olayları ve konuşmaları unutma, eşyaları yanlış yerleştirme, isimleri ve mekânları unutma, sürekli aynı soruyu sorma, karar verme zorluğu veya durumları yargılamada zorluk gibi durumlar ortaya çıkar.
2- Orta aşamada ise hafıza kaybı daha da kötüleşir ve kişi tanıdıklarını, hatta ailesini tanımada güçlük çeker. Kaybolma, saatleri karıştırma, takıntılı bir şekilde tekrarlayan veya dürtüsel davranışlar sergileme, paranoyaklık ve aile bireylerinden şüphe, ruh hâli değişiklikleri, halüsinasyonlar ve uyku bozukluğu gibi belirtiler de bazı hastalarda görülebilir. Hatta bazen hastalarda vasküler demans da görülebilir. Bu demans tipinde beyine yeterli kan gitmez ve hastalar günlük rutinleri için (yeme, yıkanma, giyinme vb.) yardıma ihtiyaç duyar.
3 – İleri aşamada belirtiler ciddileşir ve hasta ile yakınlarını strese sokan boyuta gelir. Halüsinasyon ve hezeyanlar artabilir veya süreç içerisinde yok olur. Etraftakilere şiddet eğilimi de görülebilir. Yeme ve yutmada zorlanmak, yardım olmadan yer değiştirememek, ciddi kilo kaybı, idrar kaçırma, zamanla konuşma kaybı, kısa veya uzun zamanlı hafızada ciddi kayıplar, bazı hastaların ileri evre aşamasında ortaya çıkabilir.[1]
Risk Faktörleri
Alzheimer hastalığının başlama sebebi henüz bilinmiyor olsa da artan yaş, kalp ve damar hastalıkları, Down sendromu, ciddi baş yaralanmaları, genetik geçmiş gibi faktörlerin olasılığın artmasında rol oynadığı biliniyor. 65 yaşa gelindiği zaman Alzheimer olma riski her 5 yılda 2 kat artar. Her 20 Alzheimer hastasından 1’i 65 yaşın altında olduğundan ve 40 civarlarında insanlara teşhis koyulduğundan Alzheimer’a yaşlılık hastalığı demek doğru olmaz. Sigara kullanımını bırakmak, alkolü azaltmak, gerekliyse kilo vermek, fiziksel ve zihinsel olarak aktif bir yaşama sahip olmak, sağlıklı ve dengeli beslenmek ve yaş aldığınız zaman rutin kontrollere gitmek gibi önlemlerle bu risk faktörlerinden korunabilirsiniz.[1]
Tanı ve tedavi
Hafıza kaybı her zaman demansla alakalı olmayabilir. Depresyon, sinir bozukluğu, stres, kullanılan ilaçlar, alkol ve uyuşturucu, hormonal bozukluk ve beslenme yetersizlikleri de hafıza problemlerine sebep olabilir. Bir psikiyatrist, gerontolojist (yaşlılık hastalıkları uzamanı) veya nörolog tarafından teşhis konulur. Kesin çözümlü bir tedavi Alzheimer hastalığı için henüz mümkün değil çünkü hastalığın oluşumunu başlatan esas faktörler hâlen araştırma aşamasında. Fakat ilaçlı veya ilaçsız (bilişsel stimülasyon tedavisi, bilişsel rehabilitasyon, fotoğraf ve müzik yardımıyla anımsatma ve hayat hikayesi çalışmaları vb.) tedavi yöntemleri semptomları azaltmaya yönelik kullanılıyor.[1]
Plak oluşumu: Moleküler boyut
Alzheimer hastalığının moleküler düzeyinde Amiloid-β Öncü Proteini [Amyloid-β Precursor Protein (APP)] adlı protein önemli rol oynar. Esas görevi bilinmese de, sinir sisteminde nöral kök hücre oluşumu, hücre içi sinyal sistemi ile aksonal* ve dendritik** süreçlerin başlamasında ve sinaps*** sağlama ya da şekillendirmede rol oynadığı biliniyor. Proteazlar diğer proteinleri öğüten enzimlerdir. Genellikle hedeflenen proteindeki belli bir amino asit zincirini keserek, proteini işlevsiz hâle getirirler. Şekil 2’de olduğu gibi APP proteini Aβ amino asit dizisinden ya β proteazı ya da α proteazı tarafından bölünür. Hâlen hücre zarında olan Aβ peptiditi, γ proteazı tarafından kesilir ve zardan tamamen ayrılır. Hücre zarının hücre içine doğru olan yüzünde kalan AICD parçacığı çekirdeğe giderek gen ekspresyonunda (genlerden protein üretimi) rol oynar. Kesilen Aβ peptidi yaklaşık 36-43 amino asit uzunluğunda olabilir. 40-42 arası sorun teşkil etmeye başlar ve hafif toplanma olur. 42 amino asit uzunluğu durumunda ise plaklar oluşur. Bu plaklar Alzheimer hastalarında gözlemlenen yoğun plakları oluşturur.[5]
Şekil 2. Aβ proteininin plak oluşumuna yol açan uzunluğunun moleküler boyutu.
Nörofibriler Tau Oluşumu: Moleküler Boyut
Normal moleküler işlem süresince, tau proteininin sadece üç amino asit grubuna fosfat eklenir ve konformasyonel değişikliğe uğrayarak aksonu oluşturan tübülinlere bağlanır. Tübülinlerin birleşerek mikrotüpleri oluşturmalarına önayak olur. Fakat gereğinden fazla fosforile edilen tau proteini, mikrotübüllere bağlanamaz. Mikrotübüller bunun sonucunda kararsızlaşır ve Şekil 3’de gösterildiği gibi dağılmaya başlarlar. Tau proteinleri kendiliğinden nörofibriller hâline toplanır ve Alzheimer hastalarındaki durumu ortaya çıkarır.[6]
Şekil 3. Normal tau proteininin mikrotübülleri bir arada tutması ve fazla fosfat eklenip mikrotübüllere bağlanamayan tau proteinin nörofibriler kümeleri oluşturması ve mikrotübüllerin dağılması (Inacio, P., 2014).[7]
Son Yayımlanan Haberler
Beyin omurilik sıvısı ve beyin görüntüleme sistemleri, Alzheimer hastalığının, ciddi biçimde hissedilen semptomların ortaya çıkmasından en az 10 sene önce fark edilmesini mümkün hâle getirdi. Bilişsellikten sorumlu, hafıza düzenlemeye yarayan beynin temporal lob kısmındaki büzüşmelerin MRI taraması sonucu bulunması ve beyin-omur ilik sıvısında tau proteinlerinin sayısındaki artış Alzheimer hastalığının erken teşhisini sağlar. 800.000’den fazla beyin hücresindeki protein kodlayan genler üzerine yapılan son analizde aynı yaş ve aynı Alzheimer hastalığı seviyesindeki kadın ve erkeklere ait hücrelerde, gen ekspresyon dizilerinin kadınlarda daha kötü olduğu gözlemlendi. Yine aynı çalışmada miyelin kılıfını**** kodlayan genlerde mutasyonlar keşfedildi.[8][3]
Özetleyecek olursak; Alzheimer’a yol açan moleküler, biyokimyasal ve anatomik tüm olaylar çözülmeye devam edildikçe, Alzheimer’ın ilk nasıl başladığı anlaşılacak ve gen terapileri ile protein kodlanması kontrol edilebilir, Tau proteinleri temizlenebilir veya daha etkili moleküler açıdan dokulara daha uygun yapıya sahip ilaçlar üretilebilir hâle gelinecek. Zira kesin tedavinin eksikliği bilinmeyen noktalardan kaynaklanıyor. Alzheimer hastalığı hem kişisel refahı hem de hastanın yakın çevresini etkileyen zorlu ve yorucu bir hastalık. Aktif hayat, her noktada olduğu gibi Alzheimer hastalığını önlemede de oldukça büyük rol oynuyor. Unutulmaması gereken bir nokta da, erken tanının Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlatmakta büyük rol oynadığıdır.
Bilimle ve bilinçle kalın.
Notlar
*Sinir hücresinin ince uzun çıkıntısı.
**Diğer hücreden alınan elektrokimyasal sinyalin hücre gövdesine iletilmesini sağlayan ağ şeklindeki ince yapı.
***Bir sinir hücresinin diğer sinir hücresi veya kas, salgı bezi gibi hücrelere sinyal göndermesini sağlayan özel bağlanma noktası.
*****Sinir hücrelerini saran, onlara koruma sağlayan ve sinyalleri iletmelerine yardımcı olan yağ içeriği zengin kılıf.
Referanslar
[1] National Health Service. (2018). Alzheimer’s Disease https://www.nhs.uk/conditions/Alzheimers-disease/
[2] Çelik, E. (2012). Alzheimer Nedir? Beyin Bilim ve Teknoloji http://www.beyin-beyin.com/alzheimer-nedir/
[3] National Institutes of Health. (2019). Gene expression signatures of Alzheimer’s disease https://www.nih.gov/news-events/nih-research-matters/gene-expression-signatures-alzheimers-disease?fbclid=IwAR1np0Wtg-uG_Suhg2a3n9d4mcighr4v5_Wss3Vk0WVqwf73ckVcjzwzhD4
[4] Hasselmo, M., E. (2009). Hasselmo M. E. (2006). The role of acetylcholine in learning and memory. Current opinion in neurobiology, 16(6), 710–715
[5] University of Glasgow. (2019). Ageing and Disease Lecture Notes 10.
[6] Sontheimer, H. (2015) Chapter 4 – Aging, Dementia, and Alzheimer Disease. Diseases of the Nervous System. 99-131 doi:10.1016/B978-0-12-800244-5.00004-5
[7] Inacio, P. (2014). Tau Protein Leads To Neuronal Death in Alzheimer’s. Alzheimer’s News Today. https://alzheimersnewstoday.com/2014/11/03/tau-protein-leads-to-neuronal-death-in-alzheimers/
[8] Nield, D. (2019). Alzheimer’s Changes Can Lie Hidden For 30 Years Before Symptoms Appear, Study Reveals. Science Alert. https://www.sciencealert.com/researchers-find-biological-changes-visible-up-to-30-years-before-alzheimer-s-symptoms-appear?fbclid=IwAR2OHfmUPobRFyAo85B5ygO2fC3dVbPqnB6gPXu1lnoPNXeDzRlLSsc4FDc