Değeri Bilinmeyen KTHY

Kıbrıs Türk Hava Yolları 1974 yılında yaşanan savaşın hemen akabinde Kıbrıs’ın kuzeyinde dünyadan izole olmuş Kıbrıslı Türklerin ulaşımını sağlamak amacıyla kurulmuş bir şirketti. KTHY, Kıbrıs Türk İnkişaf Sandığı ile THY arasında yüzde 50’şer ortaklık şeklinde kurulmuştu ancak belirleyici hisseler THY’deydi. (Bir zaman sonra THY hisseleri elinden çıkarmıştı ve KKTC devleti hisseleri devralmadan önce hisseler en son satılması için Özelleştirme İdaresindeydi.)

 

İlk uçuşlar ise THY uçakları ile başlamıştı. Yıllar içerisinde KTHY, Kıbrıs Türk halkının ulaşım ihtiyacını karşıladı ve Kıbrıs’ın iki lokomotif sektörü olan turizm ve eğitim sektörlerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasını sağladı ancak Kuzey Kıbrıs izolasyon altında olduğu için yıllar içerisinde oluşması gereken sivil hava taşımacılığı sektörü oluşmamıştı. KTHY ise uçuşlarını yapması için çeşitli ülkelerde satış ofisleri kurdu (o dönem interneten bilet satın alma işlemi henüz başlamamıştı).

 

Havalimanında uçağın bagajına valizleri indirip bindirecek ve valizleri yolcudan alacak personele ihtiyaç vardı. Bu görevi ilk zamanlarda devlet üstlenmişti. Daha sonra devletin yapamayacağını söylemesiyle birlikte KTHY bu işi de kendi bünyesinde oluşturdu, tabii ki personelle birlikte (bir zaman sonra bu hizmeti veren iki şirket oluştu). Başka bir hizmet ise ikram hizmetiydi. O güne kadar böyle bir şirket oluşmadığı için KTHY bu hizmeti de kendi bünyesinde oluşturmak zorunda kaldı. Kısacası KTHY, bir hava yolu olmaktan öteye KKTC’nin sivil havacılık sektörünün kendisi olmuştu. (Bazı kesimler hâlen hiç bu pencereden bakmadan ezbere bir şekilde KTHY ile diğer özel hava yollarını kıyaslayarak KTHY’de çok personel vardı diye söylüyorlar…)

 

Gelen geçen yönetimler ve yıllar içerisinde KTHY‘nin yapısı bu şekilde kaldı. 2000’li yılların başında -ki bu dönemde Annan planının gündemde olmasından dolayı- halkta heyecan vardı. Hedef sadece Avrupa Birliği ve çözüm değildi. Hatırlayacaksınız o dönemde halk kendisiyle ilgili kararları kendisi vermek istiyordu işte bu dönemde hisseler KKTC’ye geçmişti. Zaten Annan Planı’nda bulunacak çözümde her iki kurucu devletin kendine ait bir hava yolu olması gerektiği yazıyordu. Hisseler KKTC’ye geçtiği dönemde Türkiye’de ve dolayısıyla KKTC’de ciddi bir rekabet başladı ancak haksız bir rekabetti çünkü şirketler KTHY’nin uçuş saatlerini talep ediyordu ve gelen şirketler tanınmış hava yollarıydı yani pazarları genişti. Ancak KTHY’nin yukarıda da söz ettiğimiz gibi bir hava yolundan çok daha fazla sorumluluğu olduğu için yani KTHY zamanla kamu kurumu şekline büründüğü için rekabet edebilirliği düşüktü. Bu dönemde bazı kesimler, “Gelsinler. Turist getiriyorlar, pazarı büyültüyorlar.” gibi şeyler söylese de gelen ve bugünde var olan özel şirketler pazarı büyültmediler. Aksine olan pazar üzerinden pay almaya çalıştılar ve aldılar da.

 

O dönemde artan rekabet ortamında özel hava yolu şirketleri fiyatlarını KTHY’nin yarı fiyatına hatta altına düşürdüler. Halk da haklı olarak diğer tarafı seçiyordu. KTHY zarar etme pahasına fiyatları diğer şirketlerin seviyesine çekti ve o dönemde ciddi sıkıntılar yaşandı. (Bu arada 2000’li yılların başlarından itibaren çeşitli yayınlar da KTHY battı veya satılıyor söylentilerini yaymıştı.)

 

Avrupa Birliği’ndeki herhangi bir ülkenin KTHY gibi kamu kurumu niteliğinde ve rekabet edebilirliği düşük şirketleri olması hâlinde, o ülkenin yetkili makamlarının birtakım yetkileri olur. Pazarı bir süreliğine kapatmaya ancak bu süre 3 yılı geçmesi durumunda komisyon onayı gerekmektedir.

Bizim ülkemizde de yapılması gereken yetkili makamların KTHY tekrar günün koşullarına göre yapılanana kadar pazarı dış şirketlere kapatmak yani KTHY’nin bu süre içerisinde daha fazla zarar yapmasını önlemekti. Ancak böyle bir girişim yapılmadı veya yapılamadı mı bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa ülkemize ait çok önemli bir değeri yitirmiş olmamız. Bu yazıyı yazmamdaki neden ülkemizde son zamanlarda artan bilet fiyatlarıyla birlikte halkın “keşke millî bir hava yolumuz olsa” demesi. Ne yazık ki toplum olarak yaptığımız hatalardan biri bazı şeylerin değerini onları yitirdikten sonra anlıyor olmamız…

 

Koruyamıyoruz.

 

Yönetemiyoruz.

 

Sahiplenmiyoruz.

 

Sorgulamıyoruz.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir