Başımıza Yağan Cisimler ve Yüzde İki Olayı

Geçtiğimiz hafta pazarı pazartesine bağlayan gece tam da Tabella’nın yeni sayısını hazırladığımız saatlerde Taşkent civarına resmî olmayan açıklamalara göre “üzerinde Rusça yazılar olan bir füze” düştü. Pazartesi sabah erken saatlerde resmî açıklama beklerken Sayın Başbakan tarafından günün aydın olmasını dileyen sosyal medya paylaşımını gördük.

 

Gün ise hükûmet adına pek aydın olmadı. Önce Sayın Tatar talihsiz bir açıklama yaptı, daha sonra sözlerinden ve paylaşımından dolayı topa tutuldu, daha sonra hükûmet gereken açıklamayı yapamayınca gün kaosa döndü. Birkaç yüz metre farklı yöne düşse can kaybına yol açacak olan “cisim” hükûmete soğuk terler yaşattı. Daha sonra gün içerisinde yapılan açıklama ile düşen cismin ilk değerlendirmelere göre bir S-200 kalıntısı olduğu söylendi ve bunun “tabii ki önemli olduğu” belirtildi. Ertesi gün de Suriye’ye “dikkatli olması konusunda” mesaj da gönderdik.

 

Tabii burada kafamızda iki soru var:

 

1. “Suriye kim?”

2. “Mesaj kime gönderilir?”

 

Siyasi manevralar mevcut hükûmetin zayıf karnı gibi gözükmekle beraber Ersin Bey’in de şahsi çalışanlarına, bürokratlarına ve danışmanlarına danışırken dikkat etmesi gerekiyor. Keza ülkeye füze düşerken kendisine bilgi dahi verilmemesi, açıklanamayacak bir durum.

 

Bu füzenin yaşattığı en büyük mağduriyeti Ersin Tatar yaşadı. Gece kendisine muhtemelen haber verilmedi. Daha sonra ise “önemli bir şey değil” mealinde bir bilgi akışı olunca bu minvalde bir açıklama yaptı. Hâl böyle olunca kendisi ciddi şekilde ortada kaldı ve füzenin sorumluluğu omuzlarına yükletildi. Suriye’nin İsrail’e attığına inandığımız füze aslında danışmanları tarafından Ersin Tatar’a atılmış oldu.

 

***

 

Hafta ortasında gündem sürpriz şekilde değişti. Hayat pahalılığı ödemelerinde önceki hükûmet döneminde hatalı şekilde yüzde 2,03’lük bir artış olduğu gerekçesi ile maaşlar bu oranda düşürüldü. Küçük bir değişim gibi gözükse de bu 3000₺ aylık maaş kazanan bir vatandaş için yıllık 792₺ civarında bir kayıp anlamına geldi.

 

Açıkçası ben hem mali protokol gündemdeyken hem de bu füze krizi ortada giderek alevlenirken Maliye Bakanlığının böyle bir manevraya itildiğini düşünmekteyim. Gündem hükûmet ve Başbakan adına oldukça güç bir duruma doğru gitmekteyken bir anda değişti. Bence bu geri alınacak bir değişim. Çalışanlar eşeğini kaybedip tekrar bulacak. Böylece gündem değişecek hatta bununla kalmayıp “bakın önceki hükûmet bir hata yaparak kamu maliyesini zora soktu, ama biz kendimiz zor düşme pahasına bir yolunu bulup ‘siz mağdur olmayın’ diye bu yüzde iki oranındaki artışı sürdürüyoruz” şeklinde ilerleyip önceki hükûmete saldırarak prim yapılabilecek ve tek taşla iki kuş vurulmuş olacak.

 

Bu fikir eğer doğru çıkarsa hükûmet oldukça basit bir manevra ile işin içinden sıyrılmaya çalışacak diyebiliriz.

 

Bu noktada hükûmet yetkililerinin gerek koordinasyon anlamında kendilerini geliştirmeleri ve özellikle bakanların danışmanlarına ekseriyetle dikkat etmesi elzemdir. Bu tarz olayların gerçekleşmesi oldukça sıkıntılı bir süreç doğurmak ile beraber hükûmetin ve bakanlarının görev sürelerini kısaltmaya yönelik de yorumlanacaktır.

 

“Komutan Tatar, bir cisim yaklaşıyor efendim!” diyebilmek lazım bazen. Ya da en azından başımıza yağan cisim hakkında bilgi verebilmek…

 


 

Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir