Hayır Beklemeyin, Gidin…

Ülkemizde ve dünyada kanser vakalarının ve vücudunda kitle çıkan insanların sayısındaki artış çok net bir şekilde ortada ve her yaş grubu bu durumun farkında. En küçüklerimiz ve en yaşlılarımız dâhil artık kanserin ne olduğunu bilmektedirler. Buna ek olarak, bilirkişiler (bu alanla uğraşan sağlık çalışanları, doktorlar, uzmanlar ve diğerleri) üstüne basa basa televizyonlar, sosyal medya, gazete-dergi aracılığıyla erken tanının önemini ve değişiklik fark eder etmez doktora başvurulmasının gerekliliğini vurguluyorlar.

 

Tüm bunlara rağmen eskiden de duyduğum fakat gün geçtikçe artan sıklıkla devam eden birkaç cümle beni çokça üzüyor ve endişelendiriyor. Bu nedenle bir kez daha bu konuya değinme ihtiyacı hissettim.

 

“Ağrı vermiyor, rahatsız etmiyorsa kitleyi aldırma”, “bekleseydiniz belki kendi başına küçülür/yok olurdu”, “biraz bekleyim geçmezse buradaki topak giderim doktora”, “herhâlde lenf bezim şişti birkaç ay bekleyim bakalım” gibi neredeyse artık her gün duymaya başladığım, insanların eşine dostuna komşusuna verdiği tavsiye cümleleri veya kişilerin kendi vücutlarında çıkan ve elle hissettikleri kitlelere karşı kurdukları bu cümlelere benim kadar siz de sık rastladığınızdan eminim. Eskiden endişelenmeyin önce bir doktora gidin diye tavsiye veriliyordu. Ben de insanların endişelenmemesinden yanaydım. Ama geldiğimiz noktada görüyorum ki endişelenmek ve ona göre hareket etmek gerekiyor. Evet lütfen endişelenin ve hemen doktora bakının. Doktor alınması gerektiğine karar verdiyse tüm tetkikleri yapmış ve sizin için en doğrusuna karar vermiştir. O kitle kendi başına küçülmüyor, ilerde rahatsız edecektir veya orada durması hiç iyi bir şey değildir.

 

Lütfen etrafınızdaki eş, dost ve akrabalarınızı doktora gitmelerine teşvik edin, kendi vücudunuz ise de, hayır, beklemeyin, doktora gidin. Evde kendi başınıza teşhis koymanız mümkün değildir. Lenf bezlerinin konumu halk arasında çoğunlukla yanlış biliniyor. Lenf bezlerinin şişmesi de bazı durumlarda tehlikeli olabiliyor. Doktorunuz endişelenecek bir şey yok derse ne mutlu size ama mutlaka teşhisi doktor koymalı.

 

Tümör olmayan bir kitleniz bulunsa bile bu kitle daha sonra tümöre dönüşebilir veya etrafında kanser hücreleri gelişmeye meyilli bir kitle de olabilir. Fark eder etmez doktora gitmeniz ve kitleyi aldırmanız da doğacak sonuçları engellemekte büyük önem taşır. Kitlenin kendiliğinden geçmesini beklemek veya gidişatı görmek için beklemek geri dönüşü olmayan şeylere yol açabilir. Kitle değil yağ bezesi de olabilir halk arasında “topak” olarak adlandırılan şey fakat bunun teşhisini koyacak kişi yine bilirkişilerdir.

 

Dr. J. S. McEachern’in Görüşü

“Erken tanı hayat kurtarır.” cümlesiyle de her yerde karşılaşıyoruz peki neden uygulamıyoruz? Kanada Kanser Araştırmaları Derneği Başkanı Dr. J. S. McEachern bu durumu şöyle bir örnekle açıklıyor: “Biz, yangın alarm sistemlerini ihmal ederken son teknoloji yangın söndürme tekniklerini kullanan şehir itfaiyelerine benziyoruz.”

 

Burada doktorları yangın dedektörlerine benzetilebilir. Teşhis ne kadar erken olursa son teknoloji kanser tedavisinin o kadar kesin sonuç verme yüzdeliği de artmış olur. Fakat erken fark edilmeyince kullanılan tedavi yönteminin mükemmelliği bir anlam ifade etmez. Dr. McEachern ek olarak, kanserin tüm belirtileri ortaya çıktığı zaman teşhisin herkes tarafından konulabileceğini fakat artık çok geç olacağının da altını çiziyor.[1]

 

Yaşama İstatistikleri

Bu verdiğim istatistikler, Amerikan Klinik Onkoloji Derneğinin (ASCO) 5 senelik hayatta kalma oranını ele alarak toplam vakaları 100 kişilik gruplara ayırarak her 100 kişiden kaçı 5 sene içinde hayatta kalmışsa yüzdelik hesaplayarak kendi resmî sitelerinde sunulmuştur. Yumuşak doku kanseri ismiyle de bilinen sarkom henüz tek bir noktada keşfedildiğinde 5 senelik hayatta kalma oranı %81, tek bir bölgeye yayılma durumunda oran %58, tüm vücuda yayıldığı durumda ise hayatta kalma şansı %16. Göğüs kanseri ilk aşamada 5 senelik yaşama oranı %99, lenf bezlerine yayıldığında bu oran %85’e düşüyor. Vücudun diğer noktalarına yayıldığı durumlarda ise hayatta kalma istatistiği %27.[2][3] Bu iki örnekle de erken tanının öneminin altını yeniden çizmek isterim.

 

Bazen endişelenmek hatta korkmak da hayat kurtarır. Endişelenin ki önlem alın. Lütfen daha bilinçli olalım. Geciktirmenin bize bir faydası yok, zararı var. Maddi imkânınız yoksa devlet hastanesine gidin, size her türlü kontrol ve tanı yapılacaktır. Ama evde beklemeyin. Etrafınızdakileri de doğru yönlendirin. Kitleler bekletilmez. Dilerim ne demeye çalıştığım ve durumun ciddiyeti anlaşılmıştır.

 

Bilim ve bilinçle kalın.

 


 

Referanslar:

[1] Canadian Medical Association, (1933), The Importance of Early Diagnosis In Cancer, The Canadian Medical Association Journal; 28(5): 540–541

[2] Cancer.Net, (2019), Sarcoma, Soft Tissue: Statistics

[3] Cancer.Net, (2019), Breast Cancer: Statistics

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir