Benim için bu denli anlamlı, bu denli önemli bir yazıya nasıl, nereden, ne diyerek başlayacağımı gerçekten bilemiyorum… Dile kolay, Tabella ilk yaşını, ilk yılını doldurmuş. Bir yıl önce hayal ettiklerimiz, hatta hayalimizin ötesindeki birçok şeye gerçek diyormuşuz artık. Kıbrıs Türk toplumunun gençlerinin fikirlerini ve düşüncelerini yazıp, kendilerini ifade edebilmeleri için bir platfomları varmış artık.
Ama öyle sıradan bir platform değil; her yaştan, her kimlikten, her görüşten insanın okuduğu ve hatrını saydığı bir platform. Okuyanı düşündüren, farklı bir perspektiften baktıran, yeni ufuklarla tanıştıran bir platform. Umutsuzluğun, çaresizliğin git gide daha da hâkim olmaya başladığı bu zamanlarda, asfaltı delip açan çiçek gibi, toplumumuza yeni bir ışık, yeni bir yol olan bir platform. Yön bulmak için bakıldığında her zaman ileriyi gösteren bir “tabella”…
Az önce -mışlı -mişli yazmamı mazur görün; bu bir yıla sığdırdığımız o kadar şey gözümün önünden geçerken sanki de rüyaymış gibi geliyor. Bir sürü an, bir sürü güzel hatıra var…
Mesela ilk aylarda Mustafa’nın bir yazısı vardı ve diğer her yazı gibi o yazı da Tabella’nın Facebook hesabından paylaşılmıştı. Çevremizde olmayan ve bizden yaşça büyük birinden, o yazıda yazana tamamen ters, yazıyı tam anlamıyla eleştiren bir yorum gelmişti. Ne kadar mutlu olduğumu, o yorumu hep beraber ne kadar değerli bulduğumuzu size anlatamam. Çünkü önemsenmeye, tabiri caizse “adam yerine konmaya” başlanıyorduk. O yoruma hâlâ daha bir milat gibi bakarım. Artık bir ağ sitesinde birkaç kelime yazı yazan bir avuç genç değil; fikirleri, idealleri ve vizyonu olan, toplumda kendine yer edinmiş, ve ülkesi için bir şeyler yapması beklenen bir takımdık. “Tabellacılar”dık artık.
İkinci milat da bundan pek sonra gerçekleşmedi hatta. Tabella’nın gerçekten ilk defa işe yaradığını hissettiğimiz an olabilir Mehmet’in bu mevzubahis yazısı. Tabella artık sadece önem verilen bir platform olmaktan çıkıyor; fikirler, projeler üretmeye, etrafına direkt olarak katkı vermeye başlıyordu. Elbette ki bu “Vikipedi-LTB Karekod Projesi”nin hayata geçmesinde Lefkoşa Türk Belediyesinin konuya gösterdiği ilgi göz ardı edilemez. Fakat öyle ya da böyle bir Tabella yazısı, bir gün sokakta yürürken gözlerinizle görebileceğiniz somut bir projeye, yani aslında bir nevi “gerçeğe” dönüşmüş oldu.
Bugünlere kadar geldik anlayacağınız… İnsanlar yazılarını yazıyor ve hiç tanışıklıkları olmayan insanlar bu yazıları okuyor, beğeniyor, paylaşıyor… Adını bile duymadığım insanların yazılarımı paylaştığını gördüğümdeki mutluluğumu hâlâ daha ilk günki gibi yaşarım… Dediğim gibi, bazı şeyleri hayal bile etmiyorduk…
Günler böyle gelip geçerken bir gün editör arkadaşlarım beni de bir editör olmaya davet etti ve böylelikle 29 Temmuz 2019 sayısıyla beraber ben de onlara yardım etmeye başladım. Gerçekten laf ola söylemiyorum, o davetin benim için önemini kelimelerle anlatamam bile. Bu yüzden buradan Mehmet’e, Doruk’a, Mustafa’ya, Senalp’a ve Mert’e ayrı ayrı teşekkür etmek isterim. Şahane bir projeye imza attınız ve ilk yazar, sonra da editör olarak bu çorbada bir tutam da olsa tuzum bulunmasından gurur duyuyorum.
Haddime değil belki ama “gurur” demişken söylemeden geçemeyeceğim; bugüne kadar Tabella’da yazmış bütün yazar arkadaşlarımla da ayrı ayrı gurur duyuyorum. Ekonomisinden tarihine, felsefesinden sanatına her türlü konuda tavan kalite yazılar yazdınız. İlk dokuz buçuk ay sizinle aynı platforma yazmak, son iki buçuk ay da yazılarınızı düzenleyen insanlardan biri olmak benim için bir övünç kaynağıdır. Hep beraber bir ilki, daha önce yapılmayanı başardık. Hepimizin kalemine sağlık.
Yavaş yavaş yazımı sonlandıracak olursam son teşekkürü de okurlarımıza sunmak istiyorum. Biraz klişe belki ama bizleri gerçekten de sizler yarattınız. İlginiz ve alakanız için ne kadar teşekkür etsek azdır. Şu an ilk yılımızın sonunda olsak da Tabella’nın devamının ilk sayısı bu. Daha nice fikirlere, daha nice projelere, daha nice yıllara…