İlkler Kokteyli: İlk Marslılar, İlk Dünyalı Marslılar ve İlk İnsan Marslılar

1976 yılında Amerika ilk defa Mars’a güvenli bir şekilde inişini gerçekleştiren bir uzay aracı göndermişti. Bu araç sadece Mars’tan görüntü kaydetmek değil, ayrıca Mars’ta yaşam belirtisini aramak adına da görevlendirilmişti. Bu araştırmanın bir parçası olarak Mars’tan elde edilen bir miktar toprak radyoaktif karbon içeren nitrojen bazlı besleyici bir solüsyonla karıştırıldı. Eğer toprakta mikroorganizma bulunuyorsa besini metabolize edecek, bu da radyoaktif karbon dioksitin salınımına yol açacaktı. Test sonuçları pozitif çıktı.[1

 

Fakat daha sonra bu araştırmanın sonucunu desteklemek adına yapılan araştırmalarda sonuçlar her ne kadar pozitif yönde çıksa da organik (karbon içeren) maddeye rastlanamadığından Mars’ta bir mikroorganizma gibi davranan fakat canlı olmayan bir maddenin bulunduğu kanaatine varıldı.

 

Bu araştırmadan tam olarak 43 yıl sonra ve 13 gün önce Gilbert Levin ile yapılan röpörtajda Levin bu sonuçların son derece ikna edici olup ilk canlıya 1976’da rastlandığını iddia etti.

 

Peki ya bu doğru mu veya doğru olabilir mi?

 

Kişisel görüşümü belirtecek olursam, neden doğru olmasın ki? Şu uçsuz bucaksız evrende sadece Dünya gezegeninde yaşam olduğuna inanmak veya gezegenlerin hepsinde de yaşamın var olması için karbonun olması gerektiğine inanmak -ne kadar hayalperestçe duyulsa da- aslında dar görüşlülük olmaz mı? Zamanında neler neler kulağımıza hayalperestçe ve imkânsız gelmişti şu an gerçekleşen. 

 

Bilimsel görüşleri belirtecek olursak da, NASA’da çalışan bilim insanı Chris McKay’in görüşünü belirtmek isterim. McKay’e göre Mars’ın bu kadar yıldır steril kalması olanaksızdır. Herhangi bir gezegene çarpan kuyruklu yıldız veyahut meteor içinde mikroorganizmaları barındıran püskürük (ejecta) uzaya fırlayarak bir diğer gezegene iniş yapar. Şimdi aklımızda bir soru:

İniş yaptı yapmasına da nasıl yaşayabildi ki gurbet ellerde? Yapılan deneylerde bir grup dünyalı mikroorganizma aynı zamanda Marslı olabilme kapasitesine sahip.[2] Ayrıca Mars’ta mutasyona uğrayıp değişen hayat koşullarına adapte adına evrimleşmiş olma ihtimalleri de var.

 

Bunun yanı sıra geçen ay bırakın püskürüklerle Mars’a ulaşan mikroorganizmaları, direkt olarak bizim Mars’a mikroorganizma götürmemiz gerektiğini söyleyip “ilk Marslılar mikroorganizmalar olmalıdır” diyen bir rapor yayınlandı.

 

Eğer Mars’ta yaşam olacaksa bakteriler, virüsler ve mantarlar gibi tek hücreli canlılar olmadan olamaz. Nasıl ki Dünya’da yaşam ilk tek hücreli mikroorganizmalardan ortaya çıkmıştı, Mars için de aynı olmalı. En azından hücreyle aynı görevi gören bir “şey”in varlığı gerekli. Bu yüzden bu konu biraz riskli. Öyle riskli ve dikkat edilmesi gereken bir konu ki Mars’a giden astronotlar veya Mars’a iniş yapan herhangi bir araç Mars’ı Dünya’dan gelen mikroorganizmalarla kontamine etmemek adına steril olmak zorunda. Bu zorunluluk en son 2017 Mayıs’ta güncellenen COSPAR ilkelerinden gelmekte. Tabii araştırmacılar “kontamine etmek” termini kullanmak yerine “tanıtmak” termini kullanmamız gerektiğini söylüyor. Bunu korkutucu ve kaçınılması gereken bir olay olarak görmeyi bırakıp, kontrollü bir şekilde olduğu sürece dezavantajından fazla avantajları olabileceği fikrindeler. Onlara göre sterilize etmeye harcanan milyon dolarlar tamamen gereksiz. Tüm mikroorganizmaları temizlemek yerine sadece patojenlerin temizlenmesi onlarca daha uygun. Onlara göre “her bakteriyi uzayda potansiyel patojen görmek oldukça kötü bir fikirdir”. 

 

Aslında araştırmacıların bu dedikleri bile riskli. Dünyalı bir mikroorganizma Marslı olmak adına mutasyon geçirip hızlıca evrimleşebilir ve bu evrim süresince ister insan ırkını direk olarak etkilesin isterse de insan ırkını etkileyecek başka bir unsur yaratarak etkilesin her türlü insan ırkı adına tehdit oluşturabilecek canlılar ortaya çıkabilir. Mars’a tanıtılan mikroorganizmaların patojen olmamaları ne kadar kontrol edilebilse de bu canlıların Mars’taki evrimleşme süreçlerini kontrol edemeyiz.

 

İhtimallerden birinde Mars’ta yaşamak adına adapte olmuş ve genetik yapısı değişmiş bakterilerin genlerini genlerimiz yapabilmemiz de var. Evrimleşmek adına doğal seçilimi beklemeyip genetik yapılarımızı değiştirip Mars’ta yaşayabilecek hâle gelebilir miyiz? Şu an konuştuğumuz şeylerin gerçek anlamda olabilmesi için veya denenip negatif sonuç verilebilmesi için yılların geçmesi gerek. Yine de belki de gelecek sandığımızdan daha da yakındır. Nasıl olsa güneyimizde doğal gaz için didişenler, önümüzde iklim değişikliği gezegenimiz Dünya’da ne kadarlık bir ömrümüz kalmış olabilir ki (bu zihniyetle)? 

 

Tabii şu an size hem genetik yapıyı modifiye etmekten hem de Mars’a mikroorganizma yerleştirmekten bahsediyorum ki iki olayın da Dünyalılara kabul ettirilmesi oldukça zor.

 

Yaratılmış çareli çaresizlik durumu süreci hızlandırmaya yeter mi dersiniz?

 


 

Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir