Doğanın Mitolojideki Yeri

Alıç ağacının Kıbrıs’ta yaygın oluşu ve tarihçesinin merakımı uyandırması sonucu, bu hafta kendimi daha önce duymamış olduğum bir konu üzerine araştırma yaparken buldum. Doğanın özellikle de ağaçların farklı bir gizemi olduğunu her zaman düşünmüşümdür. Ağaçların en az 100 yıl ve 1.000 yılı aşkın ömürlerinin olması insan tarihçesi ve bilim için büyük önem taşımakta. Bu düşünce üzerine Britanya ve İrlanda’ya özgü inançlar sonucu ortaya çıkarılan Ogham ağaçlarının hikâyesini kısaca sizlerle paylaşacağım.

 

Ogham

Ogham, Britanya ve İrlanda’da tarihsel olarak kullanılan eski bir Kelt alfabesine verilen isimdir.[1] Çoğunlukla taş ve metal üzerinde uygulandığı görülen bu alfabe, sadece 20 karakterden oluşuyor. “Büyülü” Kelt alfabesi olarak da hitap edilen, Ogham’in karakterlerinin her biri farklı türde bir ağacı temsil ediyor. Ben bu listenin biraz daha kısasını Ogham ay takvimine ait olan on üç ağacı paylaşmak istiyorum.

 

Ogham ay takvimine ait olan on üç ağaç:

24 Aralık-20 Ocak: Huş ağacı

21 Ocak-17 Şubat: Üvez ağacı

18 Şubat-17 Mart: Dişbudak ağacı

18 Mart-14 Nisan: Kızılağaç

15 Nisan-12 Mayıs: Söğüt ağacı

13 Mayıs-9 Haziran: Alıç ağacı

10 Haziran-7 Temmuz: Meşe ağacı

8 Temmuz-4 Ağustos: Dikenli defne

5 Ağustos-1 Eylül: Fındık ağacı

2 Eylül-29 Eylül: Böğürtlen çalısı

30 Eylül-27 Ekim: Orman sarmaşığı

28 Ekim-24 Kasım: Kamış/sazlık ve buğday

25 Kasım-22 Aralık: Mürver ağacı

 

Kamış ve Buğday

Ogham ay takvimine göre, bulunduğumuz ayın (kasım) simgesi kamış ve buğday. Sazlık ve buğday odun olarak yetişmeyen tek Ogham bitkisidir. Keltler doğal dünyada sergilenenlerin, yaşamla, tanrılarla ve dünyayla olan bağlantıyı temsil ettiği düşüncesindeydiler. Kamış ve buğdayın günlük yararlarından dolayı büyük saygı gösteriliyordu.

 

Ogham gelenekleri İngiliz adalarının çeşitli yerlerinde farklı şekilde takdim ediliyordu. Fakat, buğday ve kamışın kullanımı her yerde aynı olduğu izlenimi gözlerden kaçmadı. Yabani çim olan bu iki bitki de harika izolatör olduklarından en çok kır evlerinin çatılarında ve yatak yapmada kullanılıyordu. Ayni zamanda dokuma zemini olarak kullanıldığında, kamışların ezilmesinden sonra doğal ve zengin bir koku giderici oluyordu.

 

Tarım alanlarına yakın olan insanlar buğday, göletler ve akarsulara yakın kalan insanlar ise kamış daha çok kullanırdı. Kasım ayında kesilmeye hazır olan sazlıkların toprağı birbirine bağlı güçlü köklerle doludur. Kökleri şekerli olduğundan sığır yemi olarak da kullanmıştırlar. Efsanelere göre kamışların gövdesinden yapılan yatakların rüzgârlı havada eski hikâyeleri fısıldadığı ve Keltlere atalarını dinlemeleri gerektiğini hatırlattığı söyleniyor.

 

Keltler buğdayın ise iyileştirme özelliğine sahip olduğuna inanmakta. Buğday tohumu besleyici maddelerle doludur. E vitamini, magnezyum, fosfor, timin ve çinko bakımından zengindir. Buğday tohumu yağının cilt için faydaları olduğuna da inanılır. sedef hastalığına, egzama, yanıklara ve cilt ülserlerini iyileştirmek için etkili bir ilaç olabilir.

 

Sazlığın yararları ve kullanımı dışında, Keltler tarafından sembolize edilişi de dikkat çekiyor. İnançlarına göre sazlıklar onlar için koruyucu bir bitki türüydü. Bu yüzden sazlıklar takılar hâline getirilip kullanıcıyı kötülükten koruduğuna inanılırdı. Paspasların sazlıklardan yapılması, yukarıda bahsettiğim üzere evlere tatlı bir koku vermesi, evleri temiz tuttuğuna inanılıyordu.

 

Druidler sazlıkları yazı yazma gereçleri ve kâğıt yapımında kullandıkları için, sazlıkları bilgi ve bilgelikle ilişkilendirdiler.[2] Doktorlar sazlıkları tedavileri yönetmek için kullanırken, ayni zamanda sazlıklar ok yapımında kullanıldığı için, bu iki zıtlıktan ötürü kamış hem ölümle hem de iyileşmeyle yorumlandı.

 

Sazlıkların ölümle olan ilişkisini takiben Kelt ağacı takvimi, 28 Ekim ile 24 Kasım arasındaki tarihleri temsil etmesi, Samhain zamanına denk gelmesi anlamına geliyor.[3] Samhain zamanı öteki dünyaya bağlı olan kapıların açılması ve ölü ruhların canlılara katılmasına izin verilmesidir. Bu süre zarfında, büyük kutlamalar yapılmasının nedeni kişilerin ölmüş olan yakınlarının bu ziyafete katılabilmeleridir.

 

Son olarak Kelt mitolojisinde kamış, en çok Brigid (şiir, demir ustası ve şifa tanrıçası) ile ilişkilendirilir. Brigid’in haçları geleneksel olarak sazlıklardan dokunmuştur ve bugün hâlen daha Azize Brigid’in haçları olarak yapılıp, yangından ve kötü ruhlardan korunmak için evlerin içine asılıyor.

 

Birçok mitolojinin ilham kaynağı olan doğa, Kelt mitolojisinde de esrarengiz bir yer edinmiştir. Bu toplum doğaya olan minnettarlıklarını göstermek için onun unsurlarını ideolojiye dönüştürmüştür. Günümüzde mitolojileri artık boş inançlar olarak algılıyor olmamız belki de doğadan koptuğumuz içindir. Mitolojiler kulağa ne kadar hayali duyulsa da, esasında saf duygular üzerine kurulmuş ve ahlaki değerleri aşılamak için insan hayatına yerleştirilmiştir.

 


 

Referanslar:

[1] Demir Çağı’nda Britanya ve İrlanda’nın sakinlerine denir. Koch J. T. (2005). Celtic Culture: A Historical Encyclopedia. Volumes 1-5. ABC-CLIO.

[2] Kelt topluluklarındaki rahip sınıfı. Aldhouse-Green M. J. (2005). Exploring the world of “The Druids”. Thames and Hudson.

[3] Cadılar Bayramı’nı izleyen (Tüm) Azizler Günü olarak bilinir. Aldhouse-Green M. J. (2005). Exploring the world of “The Druids”. Thames and Hudson.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir