2018 yılının mart ayıydı. Bir akademik yıl geçirdiğim Lyon’daki altıncı ayımdaydım ve alışma sürecini çoktan atlatmış bulunmaktaydım. Fransızcamı geliştirmiş, şehri tanımış ve arkadaşlar edinmiştim. Şehir artık kesinlikle yabancı değildi, sevdiğim insanlar, beğendiğim restoranlar ve bildiğim kestirme yollar vardı.
O gün bir arkadaşımla bir şeyler içmeye gitmiştik. Siparişi ben verecektim. Orada çalışan adam yabancı aksanımı fark etmiş ve nereli olduğumu sormuştu. Kısa bir sohbetin ardından ne kadar süredir Fransa’da olduğumu sormuştu. “Altı ay” diyeceğime yanlışlıkla “altı yıl” demiştim, ama sonra hemen fark edip “ay” olarak düzeltmiştim.
“Aa tamam, altı ay için Fransızcan iyi. Ama altı yıl için bilemeyeceğim.” dedi.
Böyle anlarda beynimizin azizliğine uğrarız. Benimki de geçmişte Fransızcayı başarılı bir şekilde kullandığım anları, yazdığım yazıları ve okuduğum kitapları yok sayıp tek bir kişinin yaptığı tek bir yoruma odaklanmaya karar vermişti. Fransızcayı ve genel olarak yabancı dilleri çok sevmeme rağmen, hem geçmişte sarf ettiğim emeği hem de dilimi ilerletmek için olan motivasyonumu sorgulamıştım. Şimdi ise tüm bunların yersiz olduğunu ve aslında canımı sıkanın ne olduğunu görüyorum.
Altı aydır Fransa’daydım, ama Fransızca ile olan yolculuğum altı aydan çok daha fazlasıydı. Orta okulda, sınıftayken başlayan bir yolculuktu. Dersler, ödevler ve sınavlarla başlamış, üniversiteye uzanmıştı. Albert Camus’nün Yabancı kitabını orijinal dilinde okumak, ilk kez Eyfel Kulesi’ni gördüğüm an, ilk kez telefonda Fransızca konuştuğum gün gibi dönüm noktalarını da barındırıyordu. Dıştan bakan bir gözün tüm bunları görmesi ve verilen emeğin farkına varması olanaksızdır. Hâlbuki yeni bir dil öğrenmek başlı başına bir serüven ve hiç bitmeyen bir yolculuk. Değeri ise bilmediğimiz kelimelerle, yapılan ufak tefek dil bilgisi hatalarıyla, neye göre, kime göre iyi veya kötü olduğu belli olmayan aksanımızla ölçülebilecek bir şey değil. Çünkü bunlar da yolculuğun bir parçası.
Yabancı dil öğreniminde motivasyonumuzun her daim aynı kalacağını düşünmek saflıktır, fakat eften püften olayların motivasyonumuzu etkilemesine izin vermek daha büyük bir saflıktır. Yeni bir dil öğrenmekte olanlara tavsiyem, gerek benim yaşadığım gibi dış faktörlerin, gerekse dildeki zorlukların sizi yıldırmasına izin vermemeniz. Örneğin, anlamadığınız bir dil bilgisi kuralının motivasyonunuzu düşürmesine izin vermeyin. Bu sadece yolculukta önünüze çıkan bir kasis. Bunu aştıktan sonra yolunuzda karşınıza yeni insanlar, kitaplar ve şarkılar çıkacak. Ve kim bilir, belki de şu an hayal bile edemeyeceğiniz bir yere çıkacak yolun sonu.
Kapak fotoğrafı için tıklayınız.