Demokrasimize Büyük Darbe: Yurt Dışında Yaşayanlara Oy Hakkı

Uzun bir süredir kulislerde konuşulmakta olan ancak siyasiler tarafından pek de gün yüzüne çıkarılmayan “büyük proje”, Başbakan Ersin Tatar’ın Londra ziyaretinde dillendirildi. Sayın Tatar İngiltere’de düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada “Londra’daki Kıbrıslı Türkler için seçme ve seçilme hakkı verilmesi konusunda hükümet olarak çalışma başlatacaklarını” belirtirken demokrasimiz için büyük risk taşıyan bir adımın haberini verdi.[1]

 

Sayın Tatar’ın “Londra” derken birçok Kıbrıslı Türk gibi Birleşik Krallık’ın tamamını kastettiğini varsayarak bu adımın sadece Birleşik Krallık’a mı özel yoksa yurt dışında yaşayan vatandaşların tümünü mü kapsayacağı şu anda bir soru işareti.

 

Her hâlükârda böylesine bir adımın atılmasının çok vahim sonuçlar doğuracağı gözle görülmeyecek bir sonuç değildir. Neredeyse seçmen sayımızın yarısına tekabül edecek sayıdaki insanın seçimlerimizde oy kullanacak olması demokrasimizin sonu anlamına gelmektedir.

 

Bu topraklarda yaşamayan, hükûmetlerin icraatları ve hatalarıyla yüzleşmeyen, askerlik gibi sorunları olmayan ve vergilerini farklı bir devlete ödeyen insanların, bu topraklarda yaşayıp gerçekleriyle her gün mücadele eden insanların hayatlarına etki etmesi ülkedeki demokratik sürecin tükenmesine ve hiçbir seçimin gerçek sonuçları göstermemesine neden olacaktır. Sistemin içerisinde yaşayan, vergi veren ve yükü taşıyan halkın oyu bunları yaşamayanlarla sulandırılacak ve değersiz hâle getirilecektir. Bu kabul edilebilir bir adım değildir. Sınırlı imkânlarla yaşam mücadelesi veren toplumumuza karşı bir ihanettir.

 

Bu seçimlerden çıkan sonuçların etkilemeyeceği hayatlara sahip olanlar neye göre oy verecektir? Burada yaşamayan insanlar kendi solumadığı havayı kirletenlerden, araba sürmediği yolları onarmayandan, çocuklarının okumadığı eğitim sistemini bozanlardan nasıl hesap soracaktır? Vergisini kendisinin ödemediği devlet bütçesinden hortumlanan yolsuzluk paralarının hesabını nasıl soracaktır?

 

Bu düşünce akıl kârı değildir. İki ile ikiyi toplayabilen herkesin gördüğünü bunları düşünenler de görmektedir. Peki farklı kirli hesaplar mı vardır bu çabanın arkasında?

 

Yurt dışında olanların oyunu popülist söylemlerle kazanma hedefi mi vardır?

 

***

 

Kendi nüfusumuzu dahi bilmezken hangi kriterlere göre belirleneceğini bilmediğimiz Kıbrıslı Türklerin kaç tane ve nerede olduğunu bilme ihtimalimiz yoktur. Her kafadan farklı sesler çıktığı bir başka konu olan yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin nüfusu hakkında birçok rivayet bulmak mümkündür. Kimi iddialara göre 500 bini bulsa da bu konuda yapılmış en gerçekçi bilimsel çalışmalardan biri Mete Hatay’ın PRIO tarafından hazırlanan raporudur. Mete Hatay, 2017 yılında yayımladığı raporda Birleşik Krallık’ta (2011 nüfus sayımına göre) 40-45 bin arası Kıbrıslı Türk’ün yaşadığını tahmin etmiştir.[2] Bu sayının kabaca 10-15 bin civarının oy kullanamayacak yaşta insanlar olduğunu varsaydığımız zaman en az 30 bin yeni seçmenle karşı karşıya oluruz.

 

Yüksek Seçim Kurulu verilerine göre geçtiğimiz seçimde kayıtlı olan yaklaşık 190.000 seçmen baz alındığı zaman Kuzey Kıbrıs ve Birleşik Krallık’taki toplam seçmen nüfusunun %14’ünün Birleşik Krallık’tan olacağını öngörmek mümkündür. KKTC vatandaşlığına geçecek Kıbrıslı Türk olmayan eşler ve kendisini Kıbrıslı Türk olarak tanımlamayan ikinci, üçüncü ve hatta dördüncü nesil çocuklar işin içerisine katıldığında bu oran daha da artacaktır. Türkiye, Avustralya ve Kanada gibi ülkelerdeki Kıbrıslı Türk asıllı insanları da göz önüne aldığımızda seçmen sayımızın dörtte birinin Kuzey Kıbrıs’ta yaşamayan insanlardan oluşması ihtimali ile karşı karşıya kalırız.

 

Madalyonun öteki yüzünde adada doğup büyüyen ve 20’li yaşlarına gelen ama anne-babaları Türkiye veya başka üçüncü ülke göçmeni olduğu için vatandaşlık alamayan, vatandaşlık alamadığı için de seçme ve seçilme hakkı olmayan gençlerin yüzüne ne demeli? “Siz yaşadığınız, doğup büyüdüğünüz, okuduğunuz ve sorunlarıyla her gün yüzleştiğiniz bu topraklarda oy kullanamıyorsunuz ancak başkası buradan 50 yıl önce göç etmiş bir dedeye sahip olduğu için oy kullanabilecek.” diyebilecek misiniz? Bunu demokrasi ile, insan hakları ile açıklamak mümkün değildir.

 

Neredeyse hepimizin yurt dışında yaşayan akrabaları vardır. Onları sevmemiz, asimilasyona karşı mücadele etmelerine destek çıkmamız, onların da bu topraklarla bir bağ hissetmesini istememiz bu meselenin dışındadır. Olur da Kuzey Kıbrıs’ta yaşamaya başlarlarsa pek tabii oy kullanıp demokratik görüşlerini ifade etmeleri en doğal haklarıdır. Mamafih bu ülkenin gerçeklerini yaşamadan bizlerle aynı şekilde oy verecek olmaları kabul edilebilir bir durum değildir.

 

Yurt dışındaki vatandaşların sorunlarını aktarması ekseriyetle önemli bir husustur. Bu kişilerin kültürlerini koruma arzusu ve asimile olmama çabaları da muhakkak desteklenmelidir. Binaenaleyh ilgili ülkelerdeki temsilciliklerin koordinasyonunda birer diaspora örgütü kurulabilir ve bu örgütlerin üyelerinden toplayacağı bağışlarla meclisimize kendi meseleleri ile ilgili konularda konuşabilecek ancak herhangi bir konuda oy kullanamayacak gözlemci üyeler göndermesi de pek tabii kabul edilebilecek bir adımdır.

 

Gerek sadece yurt dışından seçilecek ve oy verme hakkı bulunacak imtiyazlı milletvekilleri seçmek için gerekse topyekûn gerçekleşecek tüm seçimlerde ve referandumlarda Kuzey Kıbrıs’ın dışında yaşayan bireylere seçme hakkı vermek demokrasimizi derinden yaralayacaktır. Bu adımın arkasında yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız üzerinden birtakım kirli siyasi çıkarlar gözetildiği hissiyatı da tedirginlik uyandırmaktadır.

 

Bilinmelidir ki bu halk demokrasisine göz dikenleri affetmez. Bizler de demokrasimize sonuna kadar sahip çıkarak gereken mücadeleyi ortaya koymaktan geri adım atmayız.

 

Bu toplumun bugününe ve geleceğine ancak yine bu toplum karar verebilir. Aksini düşünenlerin bu toplumun ne bugününde ne de geleceğinde yeri yoktur.

 


 

Kaynakça:

[1] Havadis Gazetesi Editörleri. (2019). “Tatar: İngiltere’de yaşayan Kıbrıs Türklerine seçme ve seçilme hakkı verilmesi için çalışma başlatacağız.” Havadis.

[2] Hatay, M. (2017). Population and Politics in north Cyprus: An overview of the ethno-demography of north Cyprus in the light of the 2011 census. PRIO Cyprus Centre and Friedrich-Ebert Stiftung.

 

Kapak fotoğrafı için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir