Geçtiğimiz haftalarda Berilsu Meral’in Türk vatandaşı olması yüzünden adanın güneyine geçerek Pearson tarafından düzenlenen ödül törenine katılamaması, Kıbrıs’taki Türk vatandaşlarının varlığıyla alakalı tartışmalara sebep olmuştu. Tabii ki Türk vatandaşlarından ne zaman konu açılsa konu bir şekilde karma evliliklerden doğan ve bir ebeveyni Kıbrıslı olup Kıbrıs’ta doğduğu hâlde Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alamayan karma evlilik mağdurlarına gelir. Kendim de aynı durumda olduğumdan söyleyebilirim ki senelerce bu konuyu defalarca kez açıklamak zorunda kalmış biri olarak kimse, ben de dâhil, durumu anlamlandıramamaktadır.
Tabella yazarlarından Şenay Gökçebel daha önce Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olamayan karma evliliklerden doğmuş Kıbrıslı Türk öğrencilerin karşılaştıkları zorlukları yazmıştı. Gerçekten de üniversiteyi yurt dışında okuyan bizim durumumuzdaki öğrenciler ciddi bir dezavantaja sahiptir. Ben de geçen sene İngiltere’ye başvururken sadece Avrupa Birliği fiyatlarını ödeyebilmek için bile haftalarca üniversitelerimle yazışmıştım. İngiltere’den öğrenci vizesi alabilmek için gereken, ebeveynlerimin maaş bordroları ve banka hesap dökümlerinden sicil kaydıma kadar uzanan 42 farklı belgeyi toplamamsa iki haftadan fazla sürmüş, buna rağmen vizemin gecikmesi yüzünden okulun ilk iki haftasını kaçırmıştım.
Bütün bunlar sinir bozucudan öte olsa da benim için bu durumun eğitimimi zorlaştırmasından daha zor olan şey KKTC sınırları dışında Kıbrıslı kimliğimin yasal olarak geçerli olmamasıdır. İnsanın ait olduğu ülke kişiliğinin büyük bir parçasıyken bundan feragat edip sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşamak Kıbrıs’ta doğup büyümüş ve Kıbrıslı hisseden insanlara yapılan bir haksızlıktır. Kendi adıma konuşmam gerekirse sırf bu durum yüzünden sadece kimlik bunalımı diyebileceğim tuhaf bir rahatsızlık ve öfke halini ne zaman resmi evrakla ülkemi ve vatandaşlık durumumu belgelemem gerektiren bir iş yapmak zorunda kalsam yaşıyorum. KKTC kimliğim yurt dışında hiçbir yerde kabul edilmediğinden genelde Türk pasaportumu kullanmaya alışmış olsam da bu kadar basit bir şeyde bile ikilem yaşamak elbette benim için oldukça can sıkıcıdır. Doğup büyüdüğü ülkenin vatandaşı olmak her insanın hakkıdır ve bu hakkı bu şekilde bir kesimin elinden almanın herhangi bir izahatı olamaz.
Rum kesiminin neden karma evliliklerden doğan çocuklara vatandaşlık vermeyi reddettiğinin tam olarak resmi bir nedeni olmasa da Ombudsman Maria Stilyanu-Lottidi’nin “yerleşikler” diye hitap ettiği Kıbrıs’ta ikamet eden Türkiyeliler ve Kıbrıslı Türkler arasındaki evliliklerden doğan çocuklara vatandaşlık vermenin “oldu bittilere ve demografik değişime”[1] neden olacağı ifadeleri Rum yönetiminin karma evliliklerden doğan çocuklara vatandaşlık vermenin bir şekilde nüfusta aşırı bir artışa ya da toplumda bir dejenerasyona neden olacağıyla ilgili korkuları olduğu izlenimini uyandırmaktadır. Tabii ki bütün hayatlarını Kıbrıs’ta geçirmiş ve Kıbrıslı bir ebeveyni bulunan birkaç bin kişinin diğer Kıbrıs vatandaşlarından toplumun yapısını değiştirecek kadar farklı olması mantıksız bir yaklaşımdır ve dünyanın hemen her yerinde bir ebeveynlerden birinin bir ülkenin vatandaşı olması çocukların da vatandaş olabilmesi için yeterlidir. Bana kalırsa bu tutum Kıbrıs Rum yönetiminin Kıbrıs sorununu tamamen adadaki Türklerin üzerine yıkmaya çalışması ve bir nevi şahısları cezalandırmasıdır. Mesela karma evliliklerden doğan çocuklara vatandaşlık verileceğinde aranan Türkiyeli tarafın adaya yasa dışı girmemiş olması kıstası adaya 74’ten sonra yerleşmiş Türklerin hepsine yasa dışı göçmen muamelesi yapmaktadır. Kıbrıs sorununun çözümü için gerçek manada uğraşmaktansa bu şekilde olaydan sorumlu olmayan sivillerden intikam almaya çalışmanın kimseye bir faydası yoktur.
Bu kesime karşı beslenen düşmanlık yüzünden insanların hayatını bürokratik bir cehenneme çevirmenin ve yasal olarak var olabilmek için bu kadar mücadele etmek zorunda bırakmanın büyük bir haksızlık ve ayrımcılık olduğunu düşünüyorum. Sonuçta karma evlilikleri yapan insanlar, özellikle henüz kapılar açılmadan önce gerçekleşen evlilikler için konuşmak gerekirse, ne bunun kötü bir şeymiş gibi davranılacağını düşünmüştü ne de KKTC dışında bir yerde evlenmek gibi bürokrasiyi kandırmaya yönelik hamleler yapmalarına gerek olacağını akıl etmişlerdi.
Bu durumun maddi yönündeki zorlukları ve ayrımcılığı bir kenara bırakıp manevi yönüne yoğunlaşmak karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık haklarıyla alakalı tartışmada önemli bir yere sahiptir. Kıbrıs’ta doğmuş ve kendini Kıbrıslı gören insanlara başka bir ülkenin vatandaşlığıyla yaşamayı dayatmak, tamamen Türkiyeli bir ebeveyne sahip olmak gibi kişinin seçemediği bir durum yüzünden kişiye uygulanan bir ayrımcılıktır.
Referanslar
[1] Site editörleri. (2017). “Karma evliliklerden olan çocuklara vatandaşlık verilmesi…” Voice of the Island.
Fotoğraf için tıklayınız.