CerModern: Ankara’nın İncisi

Bu hafta sonu finallerden fırsat bulunca ne zamandır planladığımız ama bir türlü gidemediğimiz Ankara’daki tek sergi salonu olan CerModern’e gitme şansımız oldu. Biz gittiğimizde üç farklı sergi gösterimdeydi: Göbeklitepe: The Gathering (en merak ettiğimiz), Adnan Jetto; Kasvetli Gün… O Zaman Dans ve Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-33. CerModern 2010 yılında açıldı, bina eskiden tren istasyonu olarak kullanılıyordu. Her ne kadar “Ankara’da sanatsal aktiviteler çok az, yapılacak hiçbir şey yok.” denilse de CerModern binası bulunduğu bölge ile bu ortamı birazcık yumuşatıyor (kaldı ki bu önermeye katılmamaktayım; burada türlü türlü müzeler var, sıkıntı havanın çok soğuk olması).

 

Göbeklitepe: The Gathering

Son yüzyılın en heyecan verici arkeolojik buluşu olarak değerlendirilen Göbeklitepe, ortaya çıkarıldığı günden beri bilinen tüm tarih bilgilerimizi değiştirdi. Göbeklitepe şu an bilinen en eski tapınak; İngiltere’deki Stonehenge’ten ve Mısır’ın piramitlerinden binlerce yıl daha yaşlı. Ayrıca burada tarihte ilk defa buğday başaklarının kontrol altına alınarak tarıma uygun hâle geldiğinden bahsediliyor, yani avcılık ve toplayıcılıktan bir nevi yerleşik hayata geçilen yer. Bulunduğu engebeli bölge, dev gibi yapının üzerine yapılan taş oymalar, figürler buranın yapımında binlerce insanın çalıştırıldığını gösteriyor.

 

İlgisi olan herkesin mutlaka araştırma yapması gerektiğini tavsiye ediyorum. Zaten Göbeklitepe şu an medyanın da odağı olmuş durumda: Netflix’te yeni yayınlanan Atiye dizisi, çizgi filmler, kıyafetler…

 

The Gathering 21 Eylül’den beri CerModern’de gösterimde olan dijital bir sergi. Aslında daha kısa sürmesi öngörülüyordu fakat yoğun ilgiden dolayı süresi uzatıldı. Öncesinde yapıyla ilgili bilgi sahibi iseniz çıkarken daha fazla soru ile ayrılıyorsunuz. Çeşitli kısımlardan oluşan sergi her aşamasında Göbeklitepe ile ilgili farklı bir detay hakkında düşündürüyor.

 

İlk defa interaktif bir sergiye katıldım ve üzerimde bıraktığı etki gerçekten çok büyüktü. Gerek ışıklar ve ses efektleri olsun, gerekse avcılık ve toplayıcılıkla, koridorlarıyla; DNA sarmalı bu sergi ile ilgili ne zaman bir şey düşünsem aklıma farklı bir detayı geliyor. Çok başarılıydı gerçekten.

          

Adnan Jetto; Kasvetli Gün… O Zaman Dans:

Sergi ismini hepimizin bildiği ve çok sevdiği Uykusuz Dergisi karikatüründen alıyor.

 

Günlük yaşamda ne kadar sıkıcı ve ciddi insanlar olursak olalım hepimizin bir yönü çocuksuluğa ve eğlenceye aç. Her zaman yanında şımardığımız arkadaşlarımızla vakit geçirmeyi seviyoruz. Sergi de bana bunu gösterdi. Çoğu zaman hedefimize ulaşmak için çabalıyoruz. Bu yolda istediğimiz her şey olmuyor mutlaka. Zaten önemli olan ulaştığımız yol veya sonuç değil. Önemli olan sonuca giderken nelerden geçtiğimiz; o kasvetli stresli günde içimizden attığımız bir kahkaha, yaptığımız gırgır genellikle planlayarak yapmaya çalıştığımız etkinliklerden çok daha eğlenceli oluyor. O zaman yaşasın içimizdeki ruh hastaları!

 

Sergiden en beğendiğim tabloyu da aşağıya koyuyorum.

 

Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-33

Ali ve Müge Cengizkan küratörlüğünde yapılan sergi Ankara’nın başkent olduktan sonra geçirdiği şehirleşme ve modernleşme çabasından bahsediyor. Aslında bu konu ile alakalı ayrı ve daha detaylı bir yazı daha yazmayı düşünüyorum fakat kısaca şöyle bahsedeyim: Önceden yirmi bin kişilik nüfuslu Ankara’nın dışarıdan alınan mimari takviye ve desteklerle bugünkü (yani Melih Gökçek Ankara’sından önceki) görünümüne kazandırılması, kültürünün oluşturulmasından bahsediyor. Unutmayalım ki geçen sene yayınlanmış bir istatistiğe göre Ankara, Avrupa ülkeleri arasında istatistiki olarak en çok yükseköğretim mezunu barındıran şehirler arasında yer alıyor. Neredeyse 100 yılda köy gibi bir yerden böyle bir duruma planlı bir şekilde geçmek büyük bir emek istiyor.

                         

İnsanın okudukça okuyası, öğrendikçe öğrenesi geliyor. Sorgulamak güzel şey geçmişi, günceli ve geleceği. Hele ki insanın etrafında bu güzel düşünceleri paylaşabileceği, tartışabileceği insanlar olunca çok daha güzel. Şanslıyım vesselam.

 


 

Kapak fotoğrafı için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir