Safkanlar, Siyahiler, Beyazlar ve Ozzy Osbourne’a Selamlar!

Yazıya başlamadan önce altını çizerek dile getirmek istiyorum. Evrimsel bağı anlatırken bu bağın arkasına saklanıp ırkçılığı eleştirmek gibi bir hedefim yoktur. Irkçılık yapmamak için bilimsel bir kanıta ihtiyaç yok, insanlığın olduğu yerde ırkçılığın yeri yok. Bazı haber başlıkları ve açıklamalardan oldukça rahatsız olup, birbirinizi kökenleriniz ile vurmadan biraz tarihi irdelemenizi, biyoloji bilimini konuşmalarınıza dâhil edeceğinizde gerçekçi olmanızı temenni etmekteyim. Irkçılığın hiçbir dilde açıklaması olamayacağı gibi genetikte de yok. Hiç kimse özel değildir, hepimiz biriz.

 

İnsan evrimi hakkında çeşitli hipotezler bulunsa da bu teorilerin ortak noktası “Afrika”dır. Hipotezlerin hepsi Afrika’da oluşan insan nesli ve yayılarak dünyanın diğer bölgelerine göç etmelerine dayalıdır.

 

Y kromozomu ve mitokondri DNA’sı, bugüne kadar evrim hakkında bildiğimiz her şeyin büyük bir çoğunluğunu sağlayan kaynaklardır. Y kromozomu babadan erkek çocuklara aktarılan ve erkek cinsiyetini belirleyen bir kromozomdur. Hücrelerimizin enerjisini üreten, mitokondri adı verilen bir organelimiz bulunmaktadır ve bu organelimizin hücrelerde bulunan DNA dışında kendi DNA’sı vardır. Bu mitokondri anne adayından çocuğa, cinsiyet fark etmeden, direkt olarak aktarılmaktadır. Teknik detaya girmemek için sebebini geçiyor ve sonuca geliyorum. Bunlar üstünde yapılan analizler insan kökenini Afrika’ya bağlıyor.

 

Bahsedeceğim iki hipotezin de ortak kabul ettiği nokta, bir milyon yıldan daha da uzun bir zaman önce Afrika’daki Homo erectus olarak bilinen türün evrimleşerek Avrasya’ya göç etmesidir. Bu göç Afrika’dan ilk göç olarak bilinir.

 

“Afrika’dan Çıkış” Hipotezi

“Out of Africa” olarak bilinen bu hipoteze göre 100.000 sene önce Afrika’dan ikinci göç Homo sapiens tarafından yapıldı. Homo sapiens, daha önce göç eden Homo erectus ile yiyecek, içecek, habitat ve diğer kaynaklar için savaşarak, Homo erectus neslinin tükenmesine yol açtı. Afrika’dan ilk göç eden insanların yerini ikinci göçü gerçekleştiren Homo sapiens türü aldı ve zaman ile evrilerek bugünün modern insanlarını oluşturdu. Bu hipoteze ve bu hipotez doğrultusunda yapılan araştırmalara göre Homo erectus ve Homo sapiens arasında bir üreme, dolayısıyla da gen aktarımı olmamıştır. Yapılan DNA analizi araştırmalarında Homo erectus türünden evrimleşen Neanderthal türünden gelen gen kalıntılarını taşıyan insanların varlığı tespit edilmiştir. Bunlardan birinin ünlü sanatçı Ozzy Osbourne olduğuna değinmeden geçemeyeceğim. Ozzy Osbourne, Homo erectus geni taşıyan bir Homo sapiens. Bu gibi durumlar az miktarda da olsa iki türün karışmış olabileceğinin göstergesidir.

 

Çok Bölgeli Hipotez

“Multiregional hypothesis” olarak bilinen bu hipotez ise modern insanların Homo erectus türünden evrimleştiğini ve Homo sapiens türünün oluşmadığını savunan hipotezdir. Yine yaklaşık bir milyon sene önce Afrika’dan göç eden Homo erectus türü tüm dünyaya yayılarak, Avrupa, Asya, Avustralya ve Afrika gibi bölgelerde gruplar oluşturmuştur ve bugünkü modern insan türüne evrilmiştir. Bu süreç içerisinde farklı kıtalar arasında yaşayan Homo erectus türleri arasında bir üreme gerçekleşmeye devam etmiş ve yoğun bir gen aktarımı sürdürülmüştür. Fakat bir Homo erectus türü olan Neanderthal DNA’sının, arada çok az benzerlik gösterse bile, modern insan DNA’sından çok farklı olması bu hipotezin bilim insanları tarafından daha az desteklenmesine neden olmaktadır.

 

Hâlen bu iki hipotezin arasında net bir cevap verebilmek için hem daha fazla genetik hem de fiziksel veriye ihtiyaç vardır. Yazı boyunca belirttiğim zaman süreleri farklı farklı kaynaklarda farklı farklı yıllar olabilir. Bunun nedeni ise yapılan araştırmalarda farklı DNA örnekleri kullanılmasıdır. Farklı DNA örnekleri farklı türleşme zamanları sonucunu verse de türlerin yakınlık ve uzaklıkları arasındaki sonuç hepsinde nettir.

 


 

Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir