Bildiğiniz gibi son 10 yılda şirket yapıları artık geleneksel kâr güden şirketlerden daha yenilikçi ve sosyal yaşamı destekleyen bir hâle geldi. Çoğumuz artık günlük alışverişlerini yaparken bile o markanın ne kadar karbon ayak izi olduğuna, içinde doğa için zararlı yağlar olup olmadığına (örneğin palm yağı) bakıyoruz. Çevresel konular ve küresel ısınma günümüzde göz ardı edilmeyecek sorunlar ve günümüzde birçok şirket fabrikalarını ve kullandıkları materyalleri bazen devlet uygulamaları zoruyla da olsa yeniden düzenliyor. Sadece çevreye değer vermek yeterli değil tabii, çünkü bugün önemli olan insana hayata değer katmak. İşte tüm bunları barındıran, yeni bir organizasyon şekli olarak sosyal girişimcilik karşımıza çıkıyor.
Sosyal girişimcilik aslında çok yeni bir kavram, bazılarımızın hayatında yer etti ama daha günlük yaşamda pek bilinmiyor. Sosyal girişimcilik kökenlerini gönüllülük projelerinden ve devlet destekli etkinliklerden alsa da onlar gibi kısa süreli veya sadece bir-iki kişi ile kısıtlı değil, burada amaç tüm organizasyon yapısı göz önünde bulundurularak şirketin devamlılığını sağlayabilmek için kâr amacı da gütmek. Dünyaya ve bize yeni olan bu kavrama Türkiye’den güzel bir örnek vermek istiyorum.
E-Bursum.
2015 yılında Galatasaray Üniversitesi öğrencisi Mesutcan Keskin tarafından proje ödevi olarak geliştirilen E-Bursum, burs vermek isteyenleri ve burs ihtiyacı olan öğrencileri birbirine buluşturan bir internet sitesi. Bütün öğrencilerin en büyük sıkıntısı, bu ekonomik kriz altında okumaya çalışmak ve maddi destek açısından burs aramak. Burs vermek isteyen pek çok kurum ve insan olsa da bunlar da gerek bazı vakıflara çok güvenemediklerinden gerekse kimle iletişime geçeceklerini bilmediklerinden vazgeçiyor. Aynı şekilde dışarıda pek çok imkân olsa da öğrenciler nereye nasıl başvuracaklarını tam olarak bilemedikleri için burslara ulaşamıyorlar. E-Bursum çok basit bir çözümle bu sorunları ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Siteyi destekleyenlere baktığımız zaman yurt dışından da birçok destek aldığını görüyoruz. Nottingham, Glasgow vb. uluslararası okullar buna dâhil. Yani sadece İstanbul çevresinde dikkat çekmekle kalmadı Mesutcan, bu projesiyle bütün dünyaya çok güzel bir örnek oldu.
Aslında günlük hayatta bu tarz küçücük bir sürü basit gibi görünen ama göz ardı edilmemesi gereken detaylar var. Olaylara sadece uzaktan bakarsak aslında hiç bir sorunumuzu çözemeyiz. Sosyal girişimciler bu sorunların farkında ve üzerine gidiyor, bu onlar için ekonomik bir imkân ama çok daha önemlisi birçok öğrenci için gelecek vadediyor çünkü ekonomik sebeplerden ötürü eğitim hayatına ara vermek zorunda bile olan birçok insan var çevremizde.
Bakmak değil görmek çok önemli, dinlemek değil anlamak. İnsanların sorunlarını çözmek o kadar mühim bir konu değil aslında, tüm dünyayı değiştiremeyiz, çok doğru, ama en azından yaşadığımız alanı daha güzel bir yer hâline getirebiliriz. Sosyal girişimlerin çoğalması dileği ile.
Kapak görseli için tıklayınız.