Biz Neden Adaya Dönmedik ve Burada Durum Ne?

Hem biraz içimdekileri dökmek, hem de kalan birinin perspektifinden ne düşündüğümüzü ve ne yaşadığımızı aktarmak isterim. Burada yoğun bir şekilde endişe, korku, panik, kafa karışıklığı mevcut. COVID-19 Çin dışında yayılmaya başladığı andan itibaren ciddi bir artış yaşandı ve bugünkü duruma geldik. Kıbrıs’a dönmek ve Britanya’da kalmak arasında bir karar vermek zorundaydık. Kıbrıs’a dönmek ve ilk iki hafta sonrasında ailemizin yanında zihinsel olarak daha sağlıklı bir şekilde bu pandemi dönemini atlatmak bir seçenekti. Üzerinde çok düşündük, çok kafa yorduk. Her gün yeni bir karar, yeni bir kural haberi aldık. Her kafadan bir ses çıkıyordu ve hâlâ çıkmaya devam ediyor. Bize göre en doğru olanı seçtik ve burada kaldık.

 

Şu an bulunduğum İskoçya’nın Glasgow şehrindeki durumu ele alacak olursam, arkadaşlarımın aileleri İtalya, İspanya gibi ülkelerden kaçıp arkadaşlarımın yurtlarına veya kirada oturdukları  evlere yerleşmeye başladılar. Pozitif çıkan vakalar her gün artmaya devam ediyor. Öğrenciler ne yapacaklarını bilmiyor. Kafalar karmakarışık. Burada kalsak risk var, dönsek havaalanı ve uçaklar enfekte olma açısından hiç güvenli değil. Kıbrıs’a dönmeye çalışan bazı arkadaşlarımızın uçuşları iptal oldu. Kıbrıs’a hemen yarın geri dönmek mümkün değil çünkü çünkü yurtlar boşaltma toparlanma bir haftayı alan bir süreç. Bir hafta sonra uçağın kalkması için yeterli yolcu olacak mı olmayacak mı? Rakam ne kadar artacak? Şehirlerin kapanması durumunda zaten gidemeycektik. Havaalanı veya uçakta COVID-19 bize bulaşırsa, sonrasında ise izole olma yöntemimiz yüzde yüz cevap verecek mi yoksa ailemizi de enfekte edecek miyiz?

 

Beynimiz sarsıla sarsıla düşündük bunları, kendimize bir cevap bulmamız gerekirdi ve sonrasında bir karar almak. Ülkeler ve şehirler kapanmadan gitme kararı alınmazsa sonrasında gitmek mümkün olmayacak. Böyle bir süreç geçirdik. Enfekte olmak değildi benim korkum, yaşımdan dolayı risk grubunda değilim, ağır bir grip olmuş gibi kendime bakar ve iyileşirim. Fakat bulaştırma korkusuyla ciddi bir şekilde yüzleştim. Bulaşıcılığı çok yüksek bir virüs. Aileme ve yolculuk süresince yanımda bulunan insanlara, risk grubunda bulunan yaşlılara ve bağışıklık sistemi zayıf olanlara bulaştırma riskini göze alabilecek miyim?

 

Başkalarına bulaştırma endişesinde ve bulaştırmamız durumunda yaşayacağımız üzüntüde boğulmak istemedik. Burada kalmaya karar verdik. Büyük bir özveri ve fedakârlık zamanı olduğunun farkındayız. Burada kalmak hem bizim hem ailelerimiz için zor çok zor. Üniversitede pozitif vakalar çıkmaya başladı, rakamlar artıyor ve artmaya devam edecek. Kendimizi ve onları korumak adına arkadaşlarımız ile yüz yüze iletişimi kesmek zorunda kaldık. Paylaşıma açık olan alanların çok olduğu yurtlarda yaşıyoruz. Kim enfekte, kim değil bilmek imkânsız. Aylarca odada kalmak ve mutfağa gitmemek, markete gitmemek imkânsız. Kat arkadaşlarımız mutfakta olmadığı zamanlarda mutfağa gitmeye çalışıyoruz ve etrafı dezenfekte edip besin tüketmeye çalışıyoruz. Markete haftada bir giderek dışarıya çıkmayı en aza indirmeye çalışıyoruz. Olağanüstü hâl ilan edilmesi ve şehri kapatmaları durumunda ise yurt odalarında hapsolma durumu mümkün. Kıbrıs’a uzun süre dönmeme riskini kabul ettik, çünkü ne zaman dönebileceğimiz konusunda bir fikrimiz yok. Tuvalet kâğıdı, sıvı sabun ve makarna gibi ürünlerde stokların sonunu görmeye doğru ilerliyoruz.

 

Marketlerin bomboş kaldığı günler mümkün müdür? Birinci sınıfta yaşadığımız Doğudan Gelen Canavar (Beast From the East) olarak isimlendiren kar felaketi ve marketlerde hiçbir şeyin kalmadığı günlere dayanarak, aynı durumla karşılaşmamızın an meselesi olduğunu söyleyebilirim. İnsanlar olur da 5 ay evden çıkamazlarsa diye stok yapıyorlar. El dezenfektanları ve maske İskoçya’nın hiçbir yerinde kalmamış ve ne zaman geleceği bilinmemektedir. Eğer enfekte olursak odaya kapanmak ve dışarı hiç çıkmamak zorundayız. Mutfağa dahi gitmemiz kat arkadaşlarımıza hastalık bulaştırmak açısından büyük risk taşıyor.

 

Özetleyecek olursam, başımıza geleceklerin bir kısmını bilerek, bir kısmından da habersiz burada kalmayı seçtik. Uzun ve yıpratıcı bir süreç var önümüzde. Tek başına, kimselere karışmadan, korunarak, yoğun bir özlemle bu süreci atlatmak zorundayız. Ailelerimiz endişe içinde, bizi ne zaman görebilecekleri belirsiz ve olası bir durumda, hasta bir şekilde çocuğunun yattığını kameradan izlemek hangi aile için kolay olabilir ki? Panik çok yersiz umursamamak da çok yanlış. Çıplak gözle göremiyorsunuz fakat göremediğiniz bu virüs siz sağlıklı beslenince sizden kaçmaz, pekmez içince, tuzlu su yapınca da sizden kaçmaz, limon da çözüm değil. Güçlü ve bulaşıcılığı yüksek. Sizi sadece hasta eder ve sonuç olarak korkmanızı gerektirmez. Fakat sizin üzerinizden bulaşmaya ve yayılmaya devam eder. Yayıldıkça rahatsızlığı olanları yaşlıları ve bağışıklık sistemi zayıf olan insanları etkiler ve hayatlarını riske atar.

 

İşte bu insanları korumak sizin göreviniz. Bir şey olmaz demeyin, size olmaz ama yaşlılarımıza olur. Evinden ve ailesinden uzakta, buradaki sayısız zor durumla baş başa kalan bir sürü Kıbrıslı arkadaşımdan sadece bir tanesi olarak sizden tek ricam bize destek olun. Uyarıları ciddiye alın ve korumak için gelmediğimiz adamızı siz orada üzerinize düşeni yaparak korumaya çalışın. Evden mümkün olduğu kadar az çıkın. Öksürük, ateş ve nefes darlığı semptomlarınız varsa lütfen kendinizi kurallara uygun bir şekilde izole edin. Maske takıp ev halkıyla temas halinde olmanız ev halkını korumaz. Aynı yemek masasını aynı lavaboyu paylaşmak, salonda beraber oturmak da ev halkını korumaz, maske taksanız bile. Yorucu ve emek isteyen bir dönem ama lütfen resmî yerlerin uyarılarını uygulayın. Geçici bir süreç, yeter ki herkes üzerine düşen görevi yapsın.

 

Sizden bir diğer ricam ise Britanya’dan adaya dönen arkadaşlarımıza lütfen sizi düşünmüyor gözüyle bakmayın. Onların da verdiği mücadele çok zor. Adaya dönüyorlar ve onlara hastaymış gibi bakılıyor, yargılanıyorlar. Sizi olası bir enfeksiyonu bulaştırmamak için ne kadar endişelendiklerini, oraya gelmeyi seçmeden ne kadar zor bir karar aldıklarını ve 14 gün ne kadar büyük bir fedâkarlık yapacaklarını da unutmayın. Uçaktan inip ailelerine uzaktan bakıyorlar ve 14 gün hasret gideremiyorlar, 14 gün odalarından dışarı çıkamıyorlar.

 

Şu an dünyanın her neresindeyseniz hepinize sağlık, sabır ve kolaylıklar dilerim. Kolay olmayacak fakat hepimiz üzerimize düşen fedakârlıkları yaparak bu salgın dönemini en az hasarla atlatabiliriz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir