KKTC’deki Yabancı İş Gücü Sömürüsü

KKTC’nin iş gücünün azımsanamayacak bir kısmını yabancıların oluşturması hâlihazırda endişelere sebep olmaktadır. 2019 yılı itibarıyla ülkemizde sadece Bangladeş gibi gelişmekte olan ülkelerden gelen kayıtlı 20000 işçinin olması sebebiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca, Kasım 2019’da Yabancılar ve Muhaceret (Değişiklik) Yasası denen bir af yasasının geçirilmesi ve pek çok meslek için yeterlilik belgesi zorunluluğu gibi bu ülkelerin vatandaşlarının gelişlerini kısıtlayacak bir dizi önlem alınmıştı.[1] Üstelik KKTC’de iş gücünün %10’unun kayıt dışı çalıştığı, ve bu kayıt dışı işçilerin büyük çoğunluğunun turizm, inşaat ve tarım sektörlerinde çalışan yabancılar olduğu da göz önünde bulundurulunca bu sayının çok daha fazla olduğu tahmin edilmektedir.[2]

 

Kasım ayında çıkan çalışma affının bu işçileri kaçak statüsünden kurtarması ve yasal bir şekilde çalışmalarına olanak tanıması hedeflense de işverenlerin açıkça yabancı işçileri suistimal etmesine ne kadar daha müsamaha gösterileceği merak konusudur. İşverenlerin ön izinle adaya gelen işçilerin çalışma izinlerini yaptırmamaları, bunun işçileri kaçak statüsüne düşürmesi ve sonunda işverenlerin her hükûmet döneminde çıkan çalışma aflarından yararlanarak işçilerin adada kaçak bulundukları sürenin cezalarının tamamını ödemek yerine daha ufak meblağlar ödeyerek yaptıkları yanlıştan sıyrılmaları kaçak iş gücünün sömürüsünü kolaylaştırmaktadır. Kasım 2019’da yürürlüğe giren af kapsamında adaya ön izinle giren işçilerin çalışma izinlerinin çıkarılmaması ve bu işçilerin kaçak duruma düşmesi hâlinde ödenecek ceza sadece bir aylık asgari ücret kadardır.[3] Af yasasının hâlihazırda adada bulunan kişilerin adada çalışmaya devam edebilmesi için gerekliliği tartışılmazdır, fakat bu yasalar işçilerin KKTC’de kalmasına izin verirken aynı zamanda onların bu duruma düşmesine sebep olan işverenlerin davranışını yeterli şekilde cezalandırmamaktadır. Tabii ki KKTC’de özel şirketlere ağır yaptırımlar uygulamak ne popüler bir siyasi hamle olur ne de özel sektör yatırımına olumlu bir katkı sağlar. Fakat işçi haklarını bu şekilde çiğnemenin sonuçları ve yaptırımları ciddi olmadığı sürece ülkemize çalışma ümitleriyle gelen insanlar mağdur olmaya devam edecektir.

 

Mesela şubat ayında bir şantiyede çalışan 200 kadar Bangladeşli inşaat işçisinin aylardır adada maaş alamadan, kaçak duruma düşmüş hâlde ve hijyenik olmayan koşullarda çalıştırılmaya tepki olarak Lefkoşa Polis Genel Müdürlüğüne yürümeleri basına yansımıştı.[4] Bu isyan bana kalırsa yasaların KKTC’de bulunan yabancı işçilere sunduğu korumanın yetersizliğini gözler önüne sermektedir. Adadaki yabancı işçi sayısının çok hızlı artmasının yarattığı paniğin, bu insanların yaşadığı zorlukları gölgelememesi ve herhangi bir mağduriyetin yaratılmaması önemlidir. Yabancı işçilerin çoğunun haklarından bihaber çalıştıklarının ve bu haklarla ilgili bilgiye ulaşımlarının Türkçe/İngilizce bilmemelerinden ötürü sınırlı olduğunun da altını çizmek gerekir. Ayrıca yabancı işçilerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı dışında herhangi bir kurumun ön izin çıkarma yetkisi olmadığından haberleri olmadığı, dolayısıyla para ödedikleri acentelerin ya da danışmanlık hizmetlerinin kendilerine geçerli çalışma dokümanları sağlayamayacağını bilmedikleri de daha önce çeşitli siyasiler tarafından söylenmişti.[5] Tüm bu gerçekler ışığında içinde bulunulan durum, adaya gerekli prosedürlerden tamamen habersiz gelen yabancı işçilerin gerekli kayıt işlemleri yaptırılmadan, dolayısıyla sigortasız ve asgari ücretin çok daha altında çalıştırılmalarına olanak vermektedir.

 

Bu durumu protesto etmek üzere Polis Genel Müdürlüğüne yürüyen işçilerin, çalışma izni çıkartılması için pasaportlarını işverenlerine verdikleri, fakat geri alamadıklarından da şikâyet ettikleri kaydedilmiştir. Bu şikâyetlerinde haklıdırlar çünkü Uluslararası Çalışma Örgütünün Zorla Çalıştırmanın Yasaklanması Sözleşmesi insanları tehdit ve zor kullanmayla çalıştırmayı yasaklar ve çalışanların pasaportlarına erişimlerini engellemek bir zorla çalıştırma çeşididir. Bu durumda adaya gelen işçilerin pasaportlarının çalışma izni çıkarma bahanesiyle ya da Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası uyarınca konsomatrislere uygulandığı gibi Polis Genel Müdürlüğü tarafından tutulması uluslararası standartlarda kabul edilemez bir durumdur.[6] Böyle bir uygulamanın yasaklanacağı yerde buna göz yumulması, hatta böyle bir uygulamanın yasalarımızda yer bulması, ülkede bulunan yabancı uyrukluların güvenliği için tehdit oluşturmaktadır.

 

İşçilerine bu şekilde davranan işverenlerin af yasasından faydalanarak indirimli bir ceza ödemeleri kesinlikle yeterli değildir. Bunun cezai yaptırımı, yarattığı mağduriyete ve insan haklarına edilen saygısızlığa denk olmalıdır. Yukarıda bahsedilen inşaat işçileri örneğinde adı geçen işverenlerin bu durumu ne kadar kanıksamış oldukları, işçilerin koşulları beğenmiyorlarsa çalışmamaları gerektiğini savunmalarından veya işçilerin çalışma koşullarından değil birilerinin galeyanına gelerek ajite olduklarını iddia etmelerinden bellidir. Her ne kadar daha önce de yabancı uyruklu kişilerin çalıştırıldığı inşaat ve gece kulübü gibi yerler hakkında taciz, mobbing ve kötü koşullar ile ilgili şikayetler gelmiş olsa da ne işçilere kötü muameleyi engelleyecek köklü bir yasal değişiklik yapılmış ne sendikalaşmaya gidilmiş ne de bu iş yerleri ve işverenler itibar kaybına uğramışlardır.

 


 

Kaynakça

 

[1] Site editörleri. (2019). “Yabancı İşçi Sayısı 20 Bin!”. Haberal.

[2] Besim, M., Mungan, Z., Gürpınar, A. ve Saydam, G. (2013). “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Kayıtdışı Ekonomi: Boyutlarının Ölçümü, Çözüm Önerileri ve Eylem Planı”. Kıbrıs Türk Ticaret Odası. s.50

[3] Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Resmî Gazete, 39/219 Yabancılar ve Muhaceret (Değişiklik) Yasası, Madde 9 (2)(B), s.480, 19 Kasım 2019 Salı

[4] Şimşek, D. (2020). “İnsanlık Ayıbı”. Yenidüzen.

[5] Güler, A. (2019). “Yabancı İşçiler Kandırılıyor”. Yenidüzen.

[6] 7/2000 Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası, Madde 15(6)

 

Kapak fotoğrafı için tıklayınız.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir