Demokrasi Şöleni: Seçim Barajı

Seçim barajı, dünyanın birçok ülkesinde, özellikle nispi temsil seçim sistemine sahip ülkelerde uygulanan, siyasi partilerin seçimlerde (çoğunlukla genel seçimlerde) en az almaları gereken yüzdelik oyu belirleyen bir kuraldır.[1] Seçim barajı, genellikle aşırılık gösteren siyasi partilerin yasama organına girmesini ve ana akım siyasetin kırılmasını engellemek amacıyla kullanılan siyasi bir mekanizmadır.

 

İlk olarak dünyadaki seçim barajı uygulamalarına değinecek olursak, bu uygulamanın en yüksek oran (%10) ile lider ülkesi Türkiye’dir. Öte yandan, ülke geneli uygulamaya bakılacak olursa, en düşük seçim barajı yüzde iki (%2) oran ile Danimarka’dır.[2] Adamıza gelindiğinde ise, seçim barajı Kuzey Kıbrıs’ta yüzde beş (%5), Güney Kıbrıs’ta ise yüzde üç virgül altı (%3,6) olarak belirlenmiştir.[3]

 

Seçim barajı, yukarıda da değindiğim gibi, genellikle aşırı partilerin parlamentoya girmesini engellemek amacı ile kullanılan ve birçok ülkede sembolik olan bir mekanizmadır. Ancak, bu oran mekanizması siyasi iktidar veya ülkenin köklü siyasi partileri tarafından kötüye kullanılabilir. Bu durum, genellikle hâlihazırda var olan ve düşük bir orandaki seçim barajını yükselterek, spesifik bir ideolojiyi veya amacı temsil eden siyasi partilerin parlamentoya girişini engellemek amacı ile yapılabilir.

 

Bu oranın bir anda yükseltilmesi ve hatta iki basamaklı sayılara kadar çıkarılması gerek demokratik ilkelere aykırı bir hareket, gerekse de halkın iradesine ve temsil hakkına vurulan bir darbe olarak görülebilir. Seçim barajı her ne kadar düşük oranlarda gerekli görülse de siyasi iktidarların ve ana akım partilerin rakiplerini dışarıda bırakmak için kullanabileceği ve suistimal edebileceği bir mekanizmadır.

 

Bahsi geçen bu mekanizmayı, hem en yüksek baraj oranına sahip, hem de barajın en çok suistimal edildiğine inandığım ülke olan Türkiye’de inceleyebiliriz. Türkiye’de 1946 yılından beri yapılan genel seçimlerde gerek ülke, gerekse bölgesel bazda farklı yeterlilik oranları ve şekilleri kullanılmıştır. Ancak 12 Eylül askerî darbesinden sonra, 10 Haziran 1983 tarihli, 2839 sayılı kanunla seçim barajı %10 seviyesine getirilmiştir.[4] Bu yasanın geçmesinde ve barajın yüzde ona çıkarılmasındaki esas amaç, ülkedeki küçük ama bir o kadar da toplumun farklı kesimlerden destek görebilecek partilerin temsil ihtimallerini ortadan kaldırmaktı. Türkiye’de demokrasinin bir çok unsuruna büyük bir darbe vuran bu askerî yönetimin, yine seçimlerin de demokratik ruhuna gölge düşürecek bir hamleydi bu. Her ne kadar 1983 yılında askeri yönetim fiilen sona ermiş olsa da, saraydaki general ve güdümündeki sivil hükûmet kendi çıkarları ve siyasi kazanımları adına toplumun bir kesiminin görüşlerinin ve seslerinin temsil edilemeyeceği bir sistem yaratmış oldular.

 

O dönemde, yüzde on oranına yükseltilen seçim barajında iradeleri gasp edilmek ve temsil engeli yaratılmak istenen başlıca iki kesim vardı; İslamcılar ve Kürt seçmen. Bu iki kesim, o dönemde seküler Türkiye ve Atatürk ilke ve inkılaplarına tehlike oluşturan gruplar olarak görülmekte ve devlet mekanizmasına girmeleri engellenmeye çalışılmaktaydı. Bu nedenle, toplumun göz ardı edilemeyecek önemli bir kısmını oluşturan bu iki grup, yüksek seçim barajı mekanizması ile bir süreliğine bastırıldı. Ancak, bu sonsuza dek sürmeyecekti.

 

İslamcı kesime baktığımızda, 1980’li ve 1990’lı yıllarda sırası ile, Refah Partisi ve Fazilet Partisinin kurulması ve parlamentoda yer alması, arzulanan dışlanmayı sağlayamadı. Ancak, bu her iki partinin kapatılması İslami kimliğe sahip yeni bir parti doğurmuş ve bu parti değil seçim barajını aşmak, on sekiz yılı aşkın iktidara sahip olacak bir parti olacaktı. 2002 yılında yapılan genel seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi %34,2 oranında oy alarak ve yine seçim barajının etkisi ile parlamentoya giremeyen partilerin sandalyelerinin de bir kısmını alarak tek başına iktidar olmuştur.[5] Görünen o ki, bir dönem temsili engellenmek istenen İslamcı kesim, seçim barajını aşmış ve hatta sağladığı imkanlarla fazladan sandalye alarak, on sekiz yılı aşkın, kesintisiz bir iktidara sahip olmuştur.

 

Kürt kesime baktığımızda ise, bağımsız temsil şekilleri ile değil de, ilk kez bir parti adı, Halkların Demokratik Partisi altında yüzde on seçim barajı riskini de göze alarak girilen Haziran 2015 Genel Seçimi’nden yüzde on üç (%13) oy alarak, aşılması zor seçim barajına rağmen parlamentoda temsil hakkı kazanmıştır. Bu seçimden sonra gerçekleşen Kasım 2015 Genel Seçimi ve 2018 Genel Seçimi’nde de sırası ile yüzde on virgül sekiz (%10,8)[6] ve yüzde on bir virgül yedi (%11,7)[7] oy alarak yüksek seçim barajı mekanizmasına karşı yenik düşmemiştir.

 

Her ne kadar Türkiye’de 2000’li yıllarda demokratikleşme süreci adına seçim barajının yüzde beş veya yedi oranına çekileceği belirtilmiş olsa da, bu hiç gerçekleşmemiş, hatta siyasi iktidar ve ittifakı parti(ler) tarafından yüzde on beşe çıkarılması gerektiği dahi söylenmiştir.

 

Demokrasi şöleni gerçekleştirmek için siyasi iktidara sahip olanlar, iktidara geldikten sonra burada kalmak ve rakiplerini güçsüzleştirmek adına anti-demokratik bir çok şey yapmış ve örneklere bakılacak olursa, yüksek seçim barajını her zaman bir araç olarak kullanmıştır. Yüksek seçim barajı hem küçük partilerin ve ana akım siyasete alternatif bir kesimin sesini kısmış, hem de aynı zamanda, bu kesimin verdiği oyların büyük partilere dağılarak yok olmasına sebebiyet vermiştir. Bu nedenle, seçim barajı oranı olabildiğince düşük olmalı ve seçim sisteminin demokratikleşmesinin önü açılmalıdır.

 


Referanslar

 

[1] Hague, R., & Harrop, M. (2004). Comparative government and politics (Vol. 6). Nueva York: Palgrave Macmillan.

[2] a.g.e., Tablo 9.2.

[3] Council of Europe editörleri. (t.b.). Electoral Assistance: Cyprus. Council of Europe.

[4] Köker, İ. (2018). Türkiye’de 1946’dan bugüne seçim sistemleri. BBC Türkçe.

[5] Louter, D. ve Lyons, K. (2015). The world’s most unfair election system – how would your parliament fare?. The Guardian.

[6] Haberler.com Editörleri. (2015). 1 Kasım 2015 Genel Seçim Sonuçları. Haberler.com.

[7] Hürriyet editörleri. (2018). Seçim Sonuçları: Haziran 2018. Hürriyet.

Fotoğraf: planet_fox, Pixabay.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir