İletişim Üzerine

İletişim her ne kadar sözsel boyutla sınırlı görünse bile, aslında söz iletişimin yalnızca bir parçasıdır. İletişim dediğimiz olay birden fazla parçadan oluşan bir süreçtir. Bu süreç söz, görüntü, vücut hareketleri ve tavırdan oluşur.

 

Sözsel süreç yalnızca anlattığımız konunun kelimelerle izah edilmesidir. Oysa anlatım süreci kelimelerden daha çok doğru vücut hareketleri, tavır ve görüntü ile başarılı olur. Bunun en güzel örneği şu şekilde düşünülebilir. Karşınızdaki kişi en güzel kelimelerle satmak istediği ürünü anlatsa ama duruşu kambur, elleri titrek ve yüzü kaygı içinde olsa içinizde o ürünü alma isteği oluşur mu?

 

Buna ilaveten, bir de üzerindeki kıyafetler göz zevkimize hitap etmeyecek cinste olsa? Büyük çoğunluğumuz her ne kadar kişinin durumunun kötü olabileceğini düşünse bile ürünü almayacaktır. Çünkü satıcı ürünü alabilecek kişiye güven verici bir profil gösterememiştir. Oysa senaryoyu farklı bir şekilde yeniden uyarlarsak ortaya çıkacak sonuç çok daha farklı olacaktır.

 

Karşınızda iyi giyinimli, kendinden emin bir duruşu olan, güler yüzlü ve ellerini zaman zaman birleştirip iddialı olduğu mesajını veren, bazen de ellerini avuç içi açık şekilde size göstererek bana güvenin mesajı veren biri size ürününü satabilir mi? Büyük bir çoğunluk ikinci durumdaki kişinin duruş ve tavrından güven mesajı alacak ve bundan dolayı sattığı ürünü denemek veya satın olmak isteyecektir.

 

İşin önemli noktası şudur ki iki kişi de aynı kelimeleri kullanmıştır ama etkileyen ve güven hissi uyandıran, kelimeler değil verilen görüntü olmuştur. Bu olay göstermektedir ki kısa süreli izlenim bakımından görsellik, işitselliğin önündedir.

 

Diğer bir deyişle, söylediğimiz şeyleri beden dilimiz ile destekleyemediğimizde yapmacık ve samimiyetsiz görünür. Bundandır ki, siyasetçiler bir konuşmayı yapmadan önce onu defalarca tekrarlarlar ve bununla da yetinmeyip yüz ve beden hareketlerini konuşmalarına uyacak şekle getirirler. Aslında aynı tekniği oyunculukta da görebilirsiniz. Oyuncular önce metni özümser, kelimeleri nasıl vurgulayacağını, ses tonunu nerede yükseltip nerede alçaltacağını belirlerler. Ondan sonra ise kelimeleri içerdiği duyguya göre el, kol, yüz ve tavırlarıyla ezberlediği cümlelere uyacak şekle sokarlar.

 


 

Fotoğraf: Free-Photos, Pixabay.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir