Bir Yerlerde Yüzerken: Tabella Yüz

Yaşadığımız sürece bir yerlerde yüzüyoruzdur. Bazımız okyanusta, bazımız gölette, bazımız tutulmasının hemen ardından köşedeki bir kovada. Bazımız okyanusu su birikintisi gibi yüzeriz, bazımız göleti kendimize yedi denizler ederiz, bazımız hep yeni denizlere gireriz. Nerede olduğumuz, nereye gittiğimizden habersiz bir yerlerde yüzerken yüz haftayı bulmuşuz. Yüz haftadır her pazartesi sabah saat sekizde hazır olmuşuz. Bazen yüz bulmuşuz bazen yüzü bulmamışız…

 

Böylelikle gidip gelirken bu Tabella’nın altında yüzlerce yazıya yer vermişiz, yüzlerce kez okunmuşuz. Günün sonunda buradayız. Yakın zamanda ikinci yılımızı tamamlıyoruz. İki yıllık bir süreçte bir şeyler yapmışız ya da yapmamışız. İşin sonunda bu Tabella’yı iyi de asmışız demek yerindedir zannımca.

 

Bir gün elbet bu Tabella artık fiziken buralarda olmayacaktır. O gün ne zaman gelir bilinmez ama aslolan her daim Tabella’nın kendisinden ziyade ne için durduğudur. Bir gün Tabella burada durmadığında, Tabella’dan körüklenen birliktelikler var oldukça Tabella da yaşamaya devam edecektir.Bir jenerasyon Kıbrıslı Türk’ün sesinin filtresiz ve bağımsız şekilde çıkabildiğini ispatlamak herhâlde bu Tabella’nın altında gösterilebilecek en özel şey olmuştur.

 

Tabella yakın zamanda İngilizce yayına başlayarak sesimizi çok daha geniş kanallara duyurmaya çalışacak. Daha büyük bir su dünyasında daha da güçlü şekilde yüzmeye çalışacak. Yeni sayfalar açılmaya devam ederken umarım her şeyi söylemenin mümkün olduğu günlere daha da yanaşabiliriz.

 

Yüzüncü sayımıza gelirken geriye dönüp baktığımda her yazısını okuduğum ve her sayısında yazdığım yüz hafta görmek bana anlatılamaz bir mutluluk verse de beni esas keyiflendiren şey bundan sonrasıdır. Bundan sonrasının her şeye rağmen aydınlık olacağını dilemek yetmeyecek olduğundan ben söz vermeyi tercih ederim. Bundan sonra bulutlar yavaştan gidecek, bundan sonra her şey daha da güzel olacak. Bu Tabella’nın okları hep ileriye bakacak.

 

İleri, daima ileri.

 

“Haklıyım, balık gibi
Tutulmuş daha yeni
Denizinden uzaklaşmış
Kovadayım, kovadayım…”

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir