İlk eylül yağmurunu düşlüyorum
Ansızın yağmaya başlayan
Düşen her bir damlayla
Aklımızın tozlanmış yanlarını yıkayan
Üstümüzdeki kumaşı, kibirden kıyafetleri ıslatan
Ve içimizdeki yarış telaşını sel altında bırakan
Yağmur sonrası toprağın kokusunu düşlüyorum
Aldığımız her bir nefesle kanımıza karışan
Benliğimizdeki sadeliği ortaya çıkaran
Bir sonbahar rüzgârı düşlüyorum
Solmuş yapraklarıyla vedalaşan bir ağaç misali
Hastalıklı gösterişlerimizden bizi kurtaran
Kendi yansımasını tanıyabilen insanlar düşlüyorum
Kendine çekilerek huzuru içinde bulan
Düşmanlıktan, intikamdan ve hırslarından arınan
Geçip giden uğruna aynı yerde tutsak olmayan
Ve henüz olmayan için yersiz kaygılarda boğulmayan
Ansızın gidebilmeyi düşlüyorum
Bağlanmaksızın yoldakilere
Bir eylül akşamı
Gözlerim gökyüzünde
Ay ışığı yüzümde
Hep eylülmüşcesine yaşamayı düşlüyorum
Her hüzne biraz ümit katmaktan vazgeçmeksizin
Şu an ilk ve son fırsatımızmışcasına yaşamak için
Yaşamak ansızın
Ve durmaksızın