Kıbrıs’ta Yaşayan Bir Azınlık: Gurbetler

Türk Dil Kurumunun tanımına göre gurbet “Doğup yaşanılmış olan yerden uzak yer.” anlamına gelmektedir. Buna rağmen aslında Kıbrıs’ta Gurbetler dediğimizde biz bir yeri değil, bir grup insanı ele alıyoruz. “Gurbet”, köklerinden kopup uzun süre önce bir serüvene çıkan, yıllarca yol kat ettikten sonra Kıbrıs adasına ulaşmış bir grup insanın artık burada doğup burada büyümesine rağmen nesilden nesle taşıdığı bir etiket. Onlar diğer azınlık gruplarına göre biraz daha farklı bir isme sahip. Ermeniler, Maronitler dediğimizde etnik bir kökenden bahsediyor olsak da Gurbetlerin ismi etnik bir kökeni simgelemiyor. “Romanlar”, “Çingeneler”, “Cinganeler”, “Ole”, “Gori”, “Gullufi-Çilinciri” isimleriyle de anılıyorlar. Bunun yanı sıra aslında çoğunlukla ötekileştirilen ve dışlanan bir grup insan olmalarından ötürü haklarında güvenilir kaynak bulmak da zor. Kıbrıs’ta yaşayan gurbetler için bulduğum kaynaklar çoğunlukla araştırmalardan fazla şahıslar olduğundan, bu yazının objektifliği şahısların objektifliğiyle orantılıdır.

 

Gurbetlerin adamıza Hindistan’dan geldikleri iddia edilir. Lüzinyan döneminden ve belki de daha da öncesinden beri adamızda bulunmaktadırlar.[1] Osmanlı’nın adayı fethinden sonra ise nüfusları oldukça artış göstermiştir. Kıbrıs’ta genelde bakırcılık, kalaycılık yaparak; hayvan alıp satarak, fal bakıp müzisyenlik yaparak hayatlarını idame ettirmişlerdir. Fal baktıklarından dolayı adada büyücü, müzikle oldukça ilgilendiklerinden dolayı ise ayaklı radyo olarak da bilinirlerdi.[2] Gurşiniler diye bilinen Kıbrıs’taki ünlü müzik grubunun ise tümünü Gurbetler oluşturmaktaydı.

 

Gurbetlerin birçoğu 1950-1960 arasında İngiltere’ye taşınmış olsa da, 1974 öncesinde Limasol, Baf ve İskele (Larnaka) bölgelerinde yoğunlukla yaşadıkları bilinir. 1974’ten sonra çoğunlukla adanın kuzeyine taşınan Gurbetler kuzeyde Güzelyurt, İskele, Yeniboğaziçi, Gazimağusa; güneyde ise Baf, Larnaka, Limasol’a yerleşmişlerdir. Adanın kuzeyine yoğunlukla taşınmalarının bir sebebi dil bariyeri olarak düşünülse de, çoğuna etnik kökenleri sorulduğunda “Biz Türk’üz” diye cevap verdikleri de bilinir. Osmanlı’nın Kıbrıs adasında tuttuğu tahrir defterine göre Osmanlı zamanı Kıbrıs’ta 207 adet erişkin erkek Gurbet mevcuttu ve bunların 194 kadarı Hristiyan, geriye kalan 13 tanesi ise Müslüman’dı. Daha sonrasındaysa Osmanlı’nın Müslümanlara verdiği ayrıcalıkların cazibesi sonucunda Hristiyanlıktan Müslümanlığa bir geçiş gözlemlenmiştir.[3] Müslüman çingenelere “gurbet” denilirken, Hristiyan çingenelere ise “Mandi/Mantides” deniliyor.[4] Mandilerin çoğunluğu Kıbrıs İngiliz sömürgesiyken Rum toplumuna asimile olmuştur.[3]

 

Her ne kadar Mandiler ve Gurbetler bir millete ait hissedebilmek için şart olan dil ve din ögelerini karşılasalar bile onların farklı bir tarihi ve bu nedenle kendilerine ait bir dilleri olduğunu unutmamak gerekiyor. Zaten “Ole” ismi ise kendi dillerinden geliyor. Birine şahsın ismini kullanmadan hitap edeceklerinde “Ole!” diye sesleniyorlar. Onların dillerinde farklı zaman, hayvan, gıda, eşya, akrabalık, organ adları, farklı sıfatlar bulunmakta.[5] Kıbrıs’ın Gurbetleri Son Gezginler belgeselinde yer alan Ahmet Erdengiz’in söylediklerine göreyse dilleri aslında Kıbrıs adasına ulaşana kadar gezip yaşadıkları yerleri saptamada bize bir kanıt veriyor. Onların dillerinde Farsça kelimeler yoğunlukta olup Afgan kökenli kelimeler de bulunmakta. Onlar Kuzey Hindistan’dan çıkıp, Afganistan, Tacikistan, İran’ı geçip Anadolu’ya; Doğu Anadolu’dan, Kırşehir’e gelip Kıbrıs’a yerleştiler. Her durakta ise dillerine oldukları yerden kelimeler katacak kadar uzun yaşadılar.[3]

 

Halk arasında pek karşılaşmayacağımız Gurbetler çoğunlukla hayatlarını idame ettirecek kadar gelir elde edip çadırlarda kalmayı tercih ediyorlar. 1974’ten sonra ev alabilmelerine rağmen evlerini satıp çadırlara yerleşmeye kendi hür iradesiyle karar vermiş bir toplumdan bahsediyoruz. Onlar nerede iş varsa orada yaşıyorlar. Pek de yerleşik olmayan, şehirlerden uzak hayat tarzlarından da ötürü Gurbetlerin pek azının çocuğu eğitim almakta.

 

Her ne kadar bu konu hakkında kesin bilgi edinemesem bile halk arasında dolaşan söylentilere göre Gurbetlerin hâlâ bir kısmının kimliği bulunmamakta ve hala gezginliğe kuzey ve güney sınırları arası devam etmekte.

 

Araştırdığımda oldukça ilgimi çeken ve yaşam tarzına hayranlıkla baktığım bir toplum bu. Fazlasında hiç gözleri yok, hep mideleri doyacak kadar çalışıyorlar. Kimse kalkıp “Ben lüks bir hayat istiyorum!” demiyor, belki de lüks hayatın farkında bile değiller. Şu küçücük adanın içinde Türkler Rumlardan izole olmadıkları kadar yaşam tarzı farklılıklarından ötürü Gurbetlerden izole bir biçimde yaşıyorlar. Yıllar da geçse, asırlar da onların ve bizim hayata bakış açımız asla benzememiş. Onlar ev aldıklarında evlerini satıp çadırlara yerleşenler, bizler ise 4-5 odalı evinden çıkıp büsbüyük evlere yerleşme hayalleriyle yaşayanlarız.

 


 

Referanslar

  1. Yenidüzen, 31 Mayıs 2016
  2. Larnakalı Ayhan Başkal’dan aktaran Sevgül Uludağ, http://www.serdarsaydam.com/ index.php/Muzisyen-Ayhan-Baskal-Larnaka-yi-Anlatiyor.html
  3. Kıbrıs’ın Son Gezginleri Gurbetler
  4. See Kyrris, C. (1985) “I Mantides tis Larnacas” [The Mantides of Larnaca”], Rousounides, A. (ed.), Praktika tou Protou Symposisou Laografias (Limassol 20-25 May 1978), Nicosia, Cyprus. See also Kyrris, C. (1969) “I Atsingani en Kipro” [“The Gypsies of Cyprus”], Morfosis, September-October-November 1969.
  5. ÖZTÜRK, R. (2015) KIBRIS’TAKİ GURBETLERİN GİZLİ DİLİ

 

Fotoğraf için tıklayınız.

Bir yorum

  1. Kaliteli bir yazı olmuş, aynı zamanda çok da konuşulmayan bir konuda bayağı bilgilendirici.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir