2020 Cumhurbaşkanlığı Seçimi ilk turu biterken sonuçlar kimilerini şaşırtırken kimilerinin beklentileri doğrultusunda oldu. Çok aktif ve zorlu geçen ilk tur öncesi haftanın bitiminde daha da çetin geçeceğini tahmin ettiğim ikinci tur öncesi hafta bugün itibarıyla başlıyor.
Özellikle sandık bazlı sonuçları incelemeksizin seçim sonuçlarını değerlendirmek için çok erken olsa da bazı olgular şimdiden ortaya çıkmıştır. Örneğin Kıbrıs sorununda federal bir çözümü destekleyen adayların çoğunluk oyuna sahip olması seçim öncesi ciddi anlamda lobi yaratılan federal çözüm karşıtı bakış açısının halk tarafından karşılık bulmadığını göstermiştir.
Türkiye hükûmetinin etkin ve fiili müdahalesinin çokça konuşulduğu ve tahminimce bu son haftada çok daha yoğun şekilde gerçekleşecek olan bu hareketlenmelerin sonucunun ne olacağını kestirmek şu açıdan zor değildir, toplumun daha da kutuplaşması ve gerilmesi kaçınılmazdır.
Gaile‘ye geçtiğimiz hafta yazdığım yazıda seçim sürecinin ilerlediği seyri ve seçmenin oy verme refleksini değerlendirmeye çalışırken en temel oy verme değerlendirmesinin geçirdiğimiz var olma krizi ile açıklanabileceğini anlatmıştım. Var olma krizi esnasında “Türkiye ile var olma” ile “Türkiye’ye rağmen var olma” refleksleriyle verilen oylar seçmenin kendisini bu bağlamda en doğru temsil edeceğine inandığı adaylara oy verme öngörüsünün karşılık bulduğunu söylemek yanlış olmaz.
Bu ve bunun gibi değerlendirmeleri yapmak için çok daha fazla zaman olacaktır. Şu anda önemli olan ise gelecek pazar ne olacağıdır. 1990 seçimlerinin bir tekrarı olabilecek ve bunun sonuçlarının demokrasimiz adına derin yaralar açacağı aşikârdır.
Bu noktada özellikle yurt dışı kaynaklı müdahalelere karşı duruşun gerekliliği tartışılmaz bir husustur. Seçmeni Türkiye’ye karşı bir seçim yapar duruma getirmek ve toplumu ayrıştırmak AK Parti iktidarının adada yaptığı en büyük hatalardan bir tanesi olmuştur. Seçimi kim kazanırsa kazansın seçim sonrası uyandığımızda maalesef toplumu eskisi gibi bulamayacağız.
Buna karşın özellikle iradenin burada olduğuna inananların, demokrasi yanlılarının bir araya gelmesi, bu son haftada küslükleri bir kenara koyup canla başla mücadele etmesi çok büyük önem taşır. Bu konuda 1990 ruhuyla bir mücadelenin sağlanması için birleştirici tavırlar önem arz edecektir.
Önümüzdeki süreçte toplumsal yaraların en kısa zamanda kapanması dileğiyle.
Fotoğraf için tıklayınız.