İki Farklı Seçim, Ortak Bir Sonuç: Kadın Liderler

Birisi ABD’nin ilk seçilmiş kadın Başkan Yardımcısı Kamala Harris, diğeri tüm dünyada takdir edilen Yeni Zelanda’nın karizmatik lideri Jacinda Ardern. Geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen seçimlerde, alınan oylar ile seçilen kadın liderler. Kadınlara seçme ve seçilme haklarının 1930’lu yıllarda verildiğini her ne kadar sevinçle paylaşsak da kadınları seçilenler arasında görmemiz çok uzun sürdü. Bunun sebebi kültürlerin psikolojik ve sosyolojik yapısına göre fazlaca değişse bile kişisel yorumum şöyle: Kadınlar her ne kadar bilgili, sorumluluk sahibi bireyler olsalar bile iş “kaba” siyasete gelince dâhil olmayı tercih etmedikleri için şu an genelde eğitim düzeyi yüksek ülkelerde destekleniyorlar. Tabii bu genellememi KKTC bozuyor, çünkü eğitim ve okuma yüzdeleri çok yüksek bir ülke olsak da kadınları siyasette sıklıkla göremiyoruz, örneğin bir tane kadın belediye başkanımız bile yok.

 

Kamala Harris, ABD’nin ilk kadın, Hint kökenli ve siyahi başkan yardımcısı olarak seçildi. Hem de sadece 55 yaşında. Harris 2010’da Kaliforniya eyaletinin ilk kadın başsavcısı oldu, Hayata Dön adlı programını başlatıp uyuşturucu suçu alan kişilerin lise diploması almasını ve iş bulmalarını sağladı. Irkçılıkla mücadele ve ceza üzerine platformlara öncülük etti. 2019’da Demokrat Partiden aday girse de anketlere göre oylarının düştüğünü fark edince yarıştan çekildi ve Biden’ı destekleyeceğini açıkladı. Aslında bunları kafanızdaki Harris’i canlandırmak için yazıyorum. Yani problem değil çözüm odaklı, ceza değil yapılandırma odaklı bir lideri göstermek için. Peki bu bize ne gösteriyor? Fotoğraflarından bile güçlü ve cesur bir kadın olduğunu görebiliyoruz, her ne kadar kendisi de başkanlık yarışına girmek istese de akımları doğru değerlendirip çekilen, anlayan bir siyasi. Kazanmak gözümüzü köreltmemeli, önce halkın nabzını görmeli ve buna göre hareket etmeliyiz. Kamala Harris’in, geçmişten veya ileride desteklediğimiz veya eleştireceğimiz birçok hareketi olmuştur/olacaktır, onu bilemiyorum. Fakat, medyada ön planda yer alması gençler için çok güzel bir örnek olacak.

 

Jacinda Andern, öte yandan, 17 Ekim’de yapılan seçilerde, sadece %49 oy oranıyla tekrar başbakan seçilmekle kalmadı Yeni Zelanda İşçi Partisinin 1993 seçimlerinden bu yana ilk defa parlamentoda da oy çoğunluğuna ulaşmasını sağladı. Jacinda hepimize karizmatik liderliğin en güzel örneğini sunuyor, Yeni Zelanda artık Jacinda’nın kararları ile anılan bir ülke oldu. Kadının yaptığı hareketler dünya tarafından da izleniyor, belki de ilk defa Yeni Zelanda bu kadar dünyanın dikkatini üzerine çekmeyi başardı. Korkusuzca görüşleri belirtmenin takdir kazandığının en güzel örneğini sunuyor, hem koronavirüsü sıfırlayan ve uzun süre bunu sürdüren ülke olarak, hem de cami saldırısında ülkedeki müslümanlara sahip çıkarak hepimizin takdirini kazandı.

 

Artık haberlerde daha fazla kadın lider görüyoruz. Biz takdir etmesek de o haberlere kulak misafiri olan minik çocuklarımıza örnek oluyorlar. Yıllar önce verilen bir hakkın, toplumda yer etmesi ve normalleşmesi gördüğümüz gibi on yıllar alabiliyor. Önemli olan, kendi görüşlerinden bağımsız yaptığı başarılı işler ile anılan lider olabilmek. Siz de okuyun, size de ilham olsun!

 


 

Fotoğraflar: Sol: Gage Skidmore, Wikimedia/Sağ: New Zealand Governor-General

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir