“Quality Over Quantitiy” İngilizcede çok fazla karşılaştığımız bir deyimdir. Kalite, çokluktan üstündür, yani üstün olmalıdır. Neden mi? Bu yazıyı okurken bolca sebep öğreneceksiniz ve belki biraz da olsa alışveriş bağımlılığınızdan arınacaksınız.
İstatistiklere göre senede 92 milyon ton giysi çöpe gidiyor.[1] Bunun bir de geri dönüştürülenleri var. Giysi bir nevi yemek gibi. Birileri bir damlasından yoksunken bazılarımızda ise kaynaklar o kadar fazla ki ortalama 92 milyon giysiyi denizlere, toprağa atıyor ve çevreye zarar veriyoruz. Alışverişin psikolojiye iyi gelmesi gibi birçok pazarlama tekniği üzerimize oynanıyor ve biz “modaya” uymak adına sürekli olarak dünyayı kirletiyoruz.
“Havalı”nın tanımının değişme vakti gelmedi mi sizce? Havalı olmak için sürekli yeni ve modaya uygun giysiler almak yerine, havalı olmak adına 1 adet alıp tam almaya ne dersiniz? Havalı olmak için çevreyi kirletmek yerine, havalı olmak için çevreyi koruyup az sayıda kaliteli giysiyi seçmenin zamanı geldi.
Çevre konusu bir önemli sebepken, zamanımız ise diğer önemli sebep. “Çokluk yerine kalite” anlayışını kapsayan kavramlardan biri minimalizmdir. Minimalizm ise bolca kişisel zaman için azca eşyaya sahip olmak demektir.
Dolabınızın önüne geçtiğinizde giysi seçmek için ne kadar zaman harcıyorsunuz?
Dolabınızı tertiplemek için ne kadar zaman harcıyorsunuz?
Dolabınızdaki giysileri yıkamak, ütülemek için ne kadar zaman harcıyorsunuz?
Biraz fazla değil mi?
Dolabınıza ayırdığınız zamanda gezebilir, dinlenebilir, çalışabilir, ailenizle vakit geçirebilirsiniz. Hâlâ bu zamanı dolabınıza ayırmak istiyorsanız o farklı tabii. Giysi seçmek, tertiplemek, ütülemek, yıkamak mı size huzur ve mutluluk veriyor yoksa diğer saydıklarım mı? Bunun kararı sizin!
Size bir tavsiye, dünyamız için ve bireysel mutluluğunuz adına bugünlerde bir adım atın ve dolabınızı son bir kez saatlerce düzenleyin. Bir sepete giymediğiniz, size mutluluk vermeyen her ne kadar giysi varsa koyun ve bağışlayın. Bağışladığınız giysiler ihtiyaçlı bireylere mutluluk, size zaman versin. Bir daha bir mağazaya girdiğinizde de hem cebinizi hem dünyanızı hem zamanınızı düşünerek hareket edin.
Kaynakça
[1] Global Fashion Agenda. (2017). PULSE OF THE FASHION INDUSTRY 2017. Global Fashion Agenda.
Fotoğraf: Free-Photos, Pixabay.