Çok Bilinmeyen Hikâyeler: Bir Hint Mihracesinin Atatürk’e Esrarengiz Armağanı ve Pera Palas Hotel

Şöyle dikkat çekici, esrarengiz, sırrı daha çözülememiş bir hikâyeyle karşılıyorum okurlarımı yeni yılın ilk pazartesi günü. Yüzyıllardır en zenginlere mi hizmet ettiğinden bilinmez, Pera Palas Hotel bünyesinde birçok ilgi çekici söylentileri de barındırmakta. Bu söylentiler gerçeğe dayanan veya otelin şöhretini artırmak amacıyla yaratılmış söylentiler olabilir. Bu söylentilerin en meşhurlarından biri Mustafa Kemal Atatürk’e 1929’da bir Hint mihracesinden gelen seccade. Rivayete göre bu Hint mihracesi Atatürk’e güzel bir hediye hazırlanması için bir kâhine emir vermiş. Kâhin ise bu emir eşliğinde bu ipek duvar halısını, bir seccade olarak hazırlamış ve Atatürk’e böyle hediye edilmiş. Hediyenin aslında nasıl hazırlandığı, kim tarafından hazırlandığı tam olarak bilinmiyor. Bilinen tek bilgi de ismi bilinmeyen Hintli bir mihrace tarafından armağan edildiği. Zaten sadece Atatürk’ün ölümünden sonra gözler üzerine çevrildiği için geriye dönük araştırma da pek mümkün olmamış olsa gerek. Bu halının içinde simgelerinde ve detaylarında taşıdığı bir sırrı var.

 

Halı şu an oldukça ünlü bir otel olan Pera Palas Hotel’de Atatürk’ün daha önce kalmış olduğu 101 numaralı odada tutuluyor. Bir otel çalışanının anlatımına göre halının içerisinde kasım ayını simgeleyen birden fazla kasımpatı çiçeği, 10’u temsil eden on tane şamdan ve dokuzu yedi geçeyi işaret eden bir tane saat var. Hikâyeye göre bu bilgiler bize bir tarihi, saatine kadar veriyor. 10 Kasım 9.07, yani Atatürk öldükten 2 dakika sonrası.

 

Halının içerisinde ayrıca burunları aşağıya ve geriye doğru bakan filler, kanatları kapalı kuşlar bulunmakta. Hint mitolojisine göre bu filler burunlarının pozisyonundan ötürü bir yası temsil ediyor, kanatları kapalı kuşlar ise özgürlüğün kısıtlanışını. Halının detaylarında bulunan çiçeklerin petal kısımlarında ise yeşil kabuklar yer alıyor. Bu kabuklar ise nadir bulunan bir böceğin kabukları olduğundan ölümü temsil ediyor.[1]

 

Fotoğraf kaynağı.[2]

 

Tabii bu hediyenin aslında Atatürk’ün ölümünden sonra geldiğine dair söylentiler de mevcut. En başta da belirttiğim gibi bu hikâyeler kanıtlanmış hikâyeler değil, söylentilerdir. Doğruluğu ise tartışılmaya oldukça açıktır. Yine de her şeye rağmen ilgi çekici ve paylaşmaya değer bir hikâye.

 

Bunun yanında biraz da Pera Palas Hotel’in tarihinden bahsetmek, birkaç rivayete daha yer vermek istiyorum çünkü bu otelin ilgi çekiciliği sadece rivayetlerden değil aynı zamanda tarihinden de geliyor. Pera Palas Hotel 1888 yılında, Paris-İstanbul seferleri düzenleyen ve yolcularının çoğunluğu üst seviyeden bürokratlar, yazarlar ve zenginlerden oluşan Orient Express tarafından yapılmıştır. Üst seviye konukları ağırlamak için lüks bir mekâna ihtiyacı olan şirket, böyle bir otelin inşa edilmesine karar vermiştir. Bu otel hakkında birçok söylenti bulunmakta. Otelin Türkiye’de Avrupa standartlarında yapılan ilk otel, Osmanlı saraylarından sonra ilk elektrik bağlatılan ve sıcak suya sahip olan ilk bina olduğu söylenmektedir. Bu otelde yıllar içerisinde Mustafa Kemal Atatürk, Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph, Agatha Christie, İngiliz Kralı VIII. Edward, Ninette de Valois, Casus Çiçero, Amerikalı First Lady Jacqueline Kennedy gibi birçok değerli isim konaklamıştır.

 

Otel ile en fazla özleştirilen değerli isim ise Agatha Christie’dir. Kendisi iddialara göre 1926 yılında 11 gün boyunca ortadan kaybolmuştur. Yine iddialara göre ise bu süre zarfında Agatha, Pera Palas Hotel’in sahibinin Yeniköy’deki villasında kalıyordu. Agatha’nın ölümünden sonra Tamara Rand isimli bir medyum, 11 günlük kayboluşun detayının otelde Agatha Christie’ye ait olan odada yer aldığını iddia etmiştir. İddialar üzerine oda içinde yapılan aramalardan sonra odada bir anahtar bulunmuş fakat daha sonra Warner Bros. ile otel yönetimi arasında çıkan gerginlik sonucu bu hikâyenin sonuna ulaşılamamıştır. Yine iddialara göre Ernest Hemingway’in Kilimanjaro’nun Karları ve Teyzemle Geziler isimli eserleri ile Agatha Christie’nin Doğu Ekspresinde Cinayet isimli eseri bu otelde yazılmıştır.[3]

 

Bu kadar yaşanmışlıktan sonra şu an bina hem otel hem de müze olarak kullanılmaktadır. Rivayetler doğru ya da yanlış çıksın, İstanbul’a uğranıldığında duvarları tarihi birebir etkileyen kişilere tanıklık etmiş bu binayı mutlaka ziyaret etmek gerekiyor.

 


 

Referanslar

  1. M. Kaya. (2018). “Atatürk’e hediye edilen halıda 89 yıllık gizem”. Sabah
  2. Buse. (2016). “Pera Palace’ın gizem dolu odalarında kızımın hayallerine yürürken…”. Busece
  3. Pera Palas Hotel Journal. (2018). “Pera Palace Hotel Hakkında Duyunca Çok Şaşıracağınız 14 Bilgi”, Pera Palas Hotel Journal

 

Kapak fotoğrafı için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir