Öğrenci Hareketleri Neden Önemlidir?

Birleşik Krallık Kıbrıslı Türk Öğrenci Federasyonu geçtiğimiz hafta ikinci kuruluş yıl dönümünü kutladı. Toplumumuzun tek aktif öğrenci örgütü olma özelliğini taşıyan Federasyon, geride bırakılan süreç içerisinde neden gerekli olduğunu kanıtlar nitelikte birçok çalışma yaptı.

 

İkinci kuruluş yıl dönümü vesilesi ile paylaştığım mesaj şu şekilde idi:

Bir parçası olmaktan her zaman gurur duyduğum, hayatta aldığım en doğru kararlar arasında olan Birleşik Krallık Kıbrıslı Türk Öğrenci Federasyonu bugün iki yaşında.

 

‘Öğrenciler tarafından, öğrenciler için’ diyerek çıktığımız bu yolda dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu kanıtlar nitelikte pek çok şey yaşadık. İki sene önce 226 kurucu üye ile çıktığımız bu yolda bugün 600 civarında üyeye ulaşmış, Kıbrıslı Türklerin sosyal yaşantısında rol sahibi olan en büyük sivil topum örgütlerinden biri olmuş durumdayız.

 

Hiçbir siyasi parti yahut oluşumun yörüngesine girmeksizin, her görüşten öğrencilere sonuna kadar söz hakkı verme yolunda ulaştığımız başarı bence başarıların en büyüğüdür. Bu yollarda gördüğümüz pek çok kötü örnekler varken kollektif bu ruh ile tam tersine ilerlememiz gurur duyulacak bir husustur.

 

Kişilerin değil işlerin ön plana çıktığı, hem memleket gailesi ile hem de ailelerden uzak hayatlarda bir dayanak olmak adına ilerlediğimiz bu yolda nice mutlu senelere.

 

Kendi görev sürem boyunca ve benden sonra görev yapan tüm arkadaşlarım başta olmak üzere tüm üyelerimize de bu kuruma sahip çıktıkları için teşekkür ederim. Hepinizle gurur duyuyorum.

 

İyi ki doğdun Federasyon!”

 

***

BK-KTÖF’ün başarısı sadece bir ülkedeki öğrencilerin tamamını örgütlemekten ibaret değil. Geçtiğimiz iki yıl içerisinde örgütlenmenin ötesinde ilk günden beri ulusal ve uluslararası alanda karşılaşılan her türlü soruna hem ses çıkarmak hem de çözüm üretmek ve böylece öğrencilerin hayatı için gerçekten artı değer kazandıran birçok iş yapıldı. Bunlara en güzel örnek pandemi sebebiyle Türkiye ve Güney Kıbrıs mart ayında hava sahalarını kapatırken yurt dışında kalan Kıbrıslı Türk öğrencilerin hızlı ve sağlıklı bir şekilde Kuzey Kıbrıs’a aktarılması olmuştu.

 

Henüz tahliye uçakları kavramı oturmamışken kamu ve özel kurumlar ile yoğun istişareler sonucunda yüzlerce öğrencinin adaya sevkiyatı bir yana salgın döneminde karşılaşılan sıkıntıların aşılmasından başlayarak kimseyi bulundukları yerde yalnız bırakmama adına yapılan onlarca çevrim içi etkinlik de üyelere ulaşmaya fayda sağlamıştır.

 

Pandemi dönemi dışında da gerek burslar gerekse öğrenciler için diğer ayrıcalıklar için çalışmalar yapılmıştır. Öğrencilere ait bir kuruluşun bulunması başlı başlına karar verici makamlar ile iletişim kurulması adına farz sayılabilecek bir durumdur. Bu durumun bir yansıması kendi üniversitelerimizde gördüğümüz öğrenci yapılanmasıdır.

 

Birleşik Krallık’taki üniversitelerde öğrenci birlikleri, öğrencilerin gündelik hayatları ve üniversite ile ilişkileri konusunda hayati önem taşırlar. Hemen her konuda danışılabilecek yönetici kademeleri ve profesyoneller ile adaptasyondan mali sıkıntılara kadar pek çok alanda öğrenci birlikleri çalışma gösterirler. Üniversitenin eğitici ve yönetici kadrosu ile yaşanacak sıkıntılara özgürce çözüm bulunması da bunun bir sonucudur. Birleşik Krallık üniversitelerinde hocanın bir “öğrenciye takması” gibi bir durum söz konusu değildir. Aynı şekilde düşük performansları değerlendirmek adına her dönem sonu hocaları anonim şekilde değerlendirmek adına anketler teşvik edilir.

 

Benim de İskoçya’daki eğitim hayatım boyunca parçası olduğum öğrenci konseyleri, öğrenciler arasından tüm kampüsün oylarıyla seçilir. Demokratik yollarla seçilen kadrolar öğrencileri hem senatoda hem de kendi aralarında temsil eder. Sık sık üniversite yönetimi ile istişareler yapılır.

 

Bir “üniversite adası” olarak gördüğümüz ülkemizde ise bu konuda pek bir adım atıldığını görmek mümkün değildir. Gerek üniversitelerin kendi nezdinde gerekse bakanlık ve YÖDAK aracılığı ile öğrenciler adına yapılan tartışmalarda masada öğrenciler yoktur. Öğrencilerin fikrini almaksızın masada öğrenciler yokken öğrenciler adına karar almak anlaşılır bir durum değildir. Bu durum hem öğrenci tatminini düşürmekte hem de öğrencilerin gerçek sorunlarına çözümler konusunda etkisiz kalmaktadır.

Adadaki üniversitelerin bu konuda adımlar atması gerekirken hâlihazırda çalışmalarını sürdüren yabancı öğrenci gruplarının statülerine de katkı gösterilmesi önemlidir. Aksi durumda zaten dipte olduğu bilinen öğrenci memnuniyeti daha da aşağıya inecek ve böylelikle azalan öğrenci sayılarında bir toparlanma görülemeyecektir.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir