Sars-Cov-2 Zamanı Eylemler

Grevler ve eylemler, bir vatandaşın kendisini yönetenlere karşı sesini duyurabildiği ve gücünü gösterebildiği çözüm odaklı en etkili aksiyonlardan biridir. Grevlerin çoğu zaman insan toplanmasına neden olmadığı için salgının gidişatını etkilemesi söz konusu olmasa da, eylemler salgının yayılmasında oldukça etkili aktivitelerdir. Peki KKTC’de 2021 Nisan ayına kadar kaç tane eylem, hangi sebeplerden ötürü gerçekleşti ve bu eylemler gerçekleşirken KKTC’de durum neydi gelin bir bakalım.

 

 

Bu zaman çizelgesini takip ettiğimizde, ocak ayından nisan ayına karşı eylem sayılarında bir çoğalma gözlemliyoruz. Bunun sebebi doğrudan veya dolaylı olarak salgının statik bir şekilde değil, dinamik ve sürekli değişken bir şekilde yönlenmesi oldu. İlk önce ocak ayında KKTC, nisan ayına kıyasla vaka sayısı ve kısıtlamalar tarafından oldukça iyi bir konumdaydı. Günde çıkan vaka sayısı 28’i geçmiyor, çoğunlukla 15 ile 20 arası vaka sayısı saptanıyordu. Esnaf olarak nitelendirdiğimiz tüm işletmeler salgın öncesindeki gibi olmasa da yine de iyi denilebilecek şekilde iş yapıyordu ve Nisan ayına kıyasla halkın yarısından çoğunun hayat doyum düzeyi daha yüksekti. İnsanlar evlerine ekmek götürmek için daha az stres yapıyorlardı. Kazandıkları eskisine kıyasla aynı miktar olmasa da işletmeler kendini kendilerini çevirebilmeye yetecek kadar gelir elde etmeyi başarıyorlardı. Bir diğer yandan o zamanlarda aşılar hem Avrupa Birliği’nden hem de Türkiye’den geliyordu ve halk artık bu salgının sonlanacağına dair umutluydu.

 

Bunun yanı sıra aslında ocak ayında KKTC sınırları içerisinde Sars-CoV-2’nin yeni İngiliz varyantı olan B117 adada bulunmuştu. Bunun bizim için oluşturduğu tehlikenin farkında olmasak da, Yakın Doğu HastanesininŞubat ayının ilk 10 gününde, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesinde COVID-19 tanısı alan 75 vakanın 50’si mutasyonlu! açıklamasını da göz önünde bulundurursak muhtemelen yeni varyantdan da kaynaklı olarak Şubat ayına doğru vaka sayısının artışı yaşandı. Bunun üzerine ise Bakanlar Kurulu 5 Şubat 2021’den 15 Şubat 2021’e kadar tam kapanma kararı aldı.

 

Kapanma uzadıkça uzadı. Aslında bu kapanma bir sene önce yaşadığımız köklü kapanma gibi de değildi. Bir nevi açık bir kapanmaydı. Alışveriş mağazaları sadece deneme bölümü olmadan işlemeye devam ediyordu; restoran, kafe, büfe, sandviççiler, simitçi vb. hizmetler ise sadece paket servisi hizmeti sunabiliyordu. Spor salonları, açık pazarlar, gece kulüpleri, internet kafeler, güzellik uzmanları ve daha birçok yer kapalıydı. Özel sektörde çalışan işçilerin ekonomik durumları ise iyice endişe edici hâle geldi. Lakin yemek sektöründe paket servis pek tutulmamıştı. Ortada bir para döngüsü olmayınca, işleme koşullarında bir değişiklik olmayan mağazalar da eskisi kadar kâr elde edemiyorlardı. Lefke-Güzelyurt-İskele-Gazimağusa şehirlerinden Girne ve Lefkoşa’ya geçişler zaruri geçişler dışında kısıtlanmaya başlandı. Bu yasak başlatılmaya çalışılmış dahi olsa, gittikçe daha da laşkalaşan ve kontrolü doğru düzgün yapılamayan bir şehirler arası geçiş izni sistemi ortaya çıktı. KKTC için artık bu kurallar yetersizdi, fakat yeni kurallar da konulamıyordu ve üstüne üstlük bakanlar kurulu daha da açılmaya yönelik kararlar alıyordu.

 

Ortada kötü bir yönetim olduğunu söylemek oldukça mümkün. Bunlar olurken daha en başından şubat ayının ortasına doğru sağlık bakanının değişmesinden de bunu gözlemleyebiliriz. Bu bizim için aslında salgının sağlık için değil, siyasi çıkarlar doğrultusunda yönetildiğinin bir göstergesiydi de.

 

Vakalar arttıkça arttı, buna rağmen bakanlar kurulu kısıtlayıcı kararlar almanın aksine, insanların daha da özgür hareket etmelerini sağlayabilecek kararlar üretti. Paket servis değil, dışarıda da olsa oturmak yasal oldu. Bu açılımlara rağmen öğretmenler için yapılması gereken sınav yapılmadı, spor salonları ve internet kafeler açılmadı. Dolayısıyla, kısıtlamalardan mağdur bireyler de eylemi bir çözüm olarak gördü.

 

Mart ve nisan aylarına bakacak olursak, gerçekleşen 15 eylemin sadece 7’si artan vaka sayılarına karşı alınan önlemlerle alakalıydı. Daha da detaya inecek olursak, bu 7 eylemin 3’ü de turizm sektörü çalışanları tarafından yapıldı.

 

Elimizde kötü ve yeterince bilgi vermeyen bir yönetimin ve bu yüzden de eylemleri kendine hak görmüş bir halkın resmi var. Yapılan eylem artık salgın ile alakalı olsun yahut olmasın, yapılmasına izin verilen galalar ve kurultaylar sonucunda halkın herhangi bir kurala uyma gailesi ortadan kalkmış durumda.

 

Salgın kaynaklı eylemlerin dışında, Türkiye’den Kıbrıs’a müdahaleler sonucunda gerçekleştirilmiş eylemler de var. Şahsi görüşlerime göre bu eylemlerin gerçekleşmesinin ana sebebi ise yapılan müdahalelere Kıbrıs Türk halkının çoğunluğunun düşüncelerini yansıtan bir şekilde cevap vermek veyahut doğruları dile getirmek yerine daha farklı yaklaşımlar gösteren siyasi figürlerdir. Bu şahısların kendilerini doğru yansıtmadığını düşünen halk, “O zaman ne düşündüğümü ben göstermeliyim!” diye meydana çıkmak için kendini sorumlu hissetmiştir. Aslında tıpatıp aynı olmasa da benzer bir yorum daha bu hafta sonu gerçekleştirilen “İnönü Bizi Çağırıyor” eylemi için de yapılabilir.

 

Eylemlerin sebebi ne olursa olsun üzülerek dile getiririm ki, bu eylemler sağlığımıza zarar veriyor ve bulaşmanın yayılması adına gerekli olan ortamı sağlıyor. Bu şartlar altında “Eylemler kesinlikle gerçekleştirilmemelidir!” demek asla mümkün değil fakat salgının açısından da ele almamak ve riskleri umursamamak doğru bir davranış değildir. Toplumun çoğunluğuna yapılan Sinovac aşılarının yetersiz kaldığı barizken, ortada bulaşmayı artırmayı engelleyecek mısmıl herhangi bir kısıtlama yokken artık salgının gidişatını engellemek sadece bireylerin kendi bilinçlerine bırakılmış durumda.

 

Eylem yapmaya daha az gerek duyacağımız, problemsiz günler yakında gözükmese de yine de bizim için bunu diliyorum. Keşke eylem, grev yapmaya hiç ihtiyaç duysamak. Keşke hayat kalitelerimiz buna ihtiyaç duymayacak kadar yükseklerde olsa.

 


 

Referanslar

Site editörleri. (2021). 15 Şubat’a kadar tam kapanma. Havadis Gazetesi.

Site editörleri. (2021). KKTC’de İlk Kez Ocak Ayında Görülen Mutasyonlu Virüs Vakaları, Şubat Ayının İlk 10 Gününde 3,5 Katına Çıktı. Yakın Doğu Üniversitesi.

 

Kapak fotoğrafı için tıklayınız.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir