İktidarı Anlamak

Size hiç garip gelmiyor mu? İktidar vekilleri arasında hiç fikirsel ayrışmalar görmüyoruz. Bugüne kadar hep tüm sorunları kim hangi koltuğu alacak, kim başkan olacak, kim bakan olacak, kim hangi rantı sağlayacak, kim yandaşlarını işe alacak oldu. Şu an hükûmeti ayakta tutan da dağıtacak olan da bu rantın dağıtım şekli. UBP’yi UG olarak bölen birilerinin bakan olamayacak oluşu, kurultay kavgası. YDP’yi bölen de yine kim başkan olacak tartışması. İçerikte fikirsel hiçbir ayrım yok. Faizcilerle Taçoycular ve Ersancılar arasında veya Bertancılarla Erhancılar arasında ideolojik hiçbir ayrım yok.

 

İşte bunların ülke yönetmeye ehil olmamaları da buradan gelir. Fikir tartışılmayan yerden fikir doğmaz. Fikir doğmayan yerden ilerleme çıkmaz. Toplumu ileriye götürmeyenlerden de halk insanı filan olmaz. Aralarındaki “ben daha iyi başbakan olurum” yarışı fikirsel farklılıklar üzerinden değil, kim delegelerini daha iyi ihya eder üzerinden döner. Partinin “gocabaşları” koltuklarını, makamlarını kimin parti başkanlığında daha iyi koruyup, yandaşlarını daha çok işe alacaksa desteklerini ondan yana kullanır. İşe alma, vatandaşlık dağıtma, ihale verme, izinleri halletme, yasalarda oynama gibi türlü şebeklikleri en kolay yapacak pozisyona girmek için her birkaç yılda bir kurultay kavgaları olmakta.

 

Mesela Özgürgün’ün gidip Tatar’ın gelişinin tek sebebi Özgürgün’ün HP ile veya DP ve YDP ile hükûmet kuramaması ve UBP’nin hükûmette olmadan herhangi bir fonksiyonunun olmamasıdır. Yüzlerce delege rantlarının devam edebilmesi için Özgürgün yerine Tatar’ı seçmiştir. Yoksa ideolojik olarak Tatar’ın ne söylediğinin bir önemi hiç olmamıştır ki zaten kendisi de bu hususta hiçbir şey söylememiştir.

 

Tüm bunların farkına varmadan ülkenin siyasal iklimi üzerine yorum yapmak olanaksızdır. Ortada böyle bir siyaset anlayışı varken de bunu sadece fikirsel olgularla yıkmaya inanmak bazı muhaliflerin düştüğü önemli bir yanılgıdır. Meclis kürsüsüne çıkıp bağrışıldığında hitap edilen bir iktidar olmadığı gibi bu yolla da seçmene ulaşmak pek mümkün değildir. Zaten bu bağlamda yapılan konuşmaların kendi seçmenini konsolide etmekten veya parti içinde öne çıkmaktan daha ileriye gitmediği muhalefetçe de bilinmektedir.

 

Eğer muhalifler iktidarı devirme gibi birtakım hedeflerden bahsetmekteyse, bu iktidarı anlamadan mümkün olacak bir husus değildir. Muhalefetin bu noktada yapması gereken fikirsizlik bütününün fikirlerini eleştirmek değil, bu fikirsizlik bütününün fikirsiz olduğunu daha sık dillendirmektir. Halkın ekonomik ve statü sıkıntılarının bu denli ayyuka çıktığı dönemde muhalefetin fonksiyonu ortaya fikir koyarak bu sıkıntıların nasıl giderileceğini halka anlatmak olmalıdır. İktidarı fikirleriyle veya rantlarıyla eleştirmek görüldüğü üzere fayda getiren bir husus değildir ve olmamıştır.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir