Federasyon Reddedilirken BM Parametreleri Ne Olacak?

Uzun bir cumhurbaşkanlığı seçimi dönemi yaşadık…

 

Pandemiyle birlikte seçim normal zamanından daha geç yapıldı ve kampanya süreci uzadı. Adayların bir kısmı federal bir çözüm modelini savunurken ve bugün resmî çözüm modeli olarak hâlen federasyon kabul ediliyorken diğer adaylar arasında federasyon modelinin öldüğünü ve yeni çözüm modellerinin konuşulması gerektiğini savunanlar oldu.

 

Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere diğer uluslararası platformlar da Kıbrıs Türk toplumunu temsilen “Toplum Lideri” sıfatıyla KKTC Cumhurbaşkanı’nı tanınır. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı makamında oturan kişinin savunduğu çözüm modelleri ve bu modellerin BM ile uyumlu olması önem taşır.

 

Seçim geride kaldı…

 

Ersin Tatar cumhurbaşkanı olarak seçildi. Resmî ziyaretler de yapıldı. Ersin Tatar’ın, Kıbrıslı Rum lider ile görüşmesi de gerçekleşti. Ersin Tatar, bu 5 yıllık süreçte nasıl bir duruş sergileyeceğini belirledi…

 

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “federasyoncu” olarak görüldü. Zaten Mustafa Akıncı, federal çözümden yana olduğunu açıkça dile getirmişti.

 

Esas ya da önemli olan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, en kolay özetlemeyle, federasyonu asla görüşmeyeceğini ilk günden son güne kadar söylemesiydi. Geçmiş sağ ideolojideki cumhurbaşkanları hep aynı cümlelerle göreve başlamışlardı: “Önceki dönemde verilen tavizleri geri alacağız.”

 

Tabii daha sonra bu cümlenin gerçekleşmediğini hepimiz gördük…

 

Örneğin dönemin Türkiye yönetiminin  BM parametrelerine saygılıyız söylemiyle de paralel olarak  Dr. Derviş Eroğlu 11 Şubat 2014 belgesine imza atmıştı… 11 Şubat belgesi daha sonraki yıllarda Mustafa Akıncı’nın da yol haritası olarak gördüğü belgeler arasında oldu.

 

Eroğlu’nun Türkiye desteğiyle imzaladığı 11 Şubat Ortak Belgesi’nin üçüncü maddesinde şöyle diyor:

“Çözüm ilgili Güvenlik Konseyi kararlarında ve Doruk Antlaşmalarında belirlendiği üzere, iki toplumlu ve iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon zemininde olacaktır. Birleşik Kıbrıs, Birleşmiş Milletlerin ve Avrupa Birliğinin bir üyesi olarak tek uluslararası hukuk kişiliğine ve BM Şartı çerçevesinde tüm Birleşmiş Milletler üyelerince yararlanılan egemenlik şeklinde tanımlanmış tek egemenliğe sahip olacak ve (bu egemenlik) Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerden eşit olarak neşet edecektir. Federal yasalar tarafından düzenlenen tek bir birleşik Kıbrıs vatandaşlığı olacaktır.”


Gördüğümüz üzere sağ cumhurbaşkanları da mevcut durumdan farklı adım atamadılar…
Zaten böyle bir adım atılmış olsaydı bu adım uluslararası hukukta kabul görmeyecekti ve sözden öteye gitmeyecekti. BM parametrelerine göre hâlen müzakerelerin resmî tezi federasyondur. Bu durumda ancak federasyonun yapısı üzerinde değişimler olabilir. Aksi hâlde iç politikaya yönelik söylenenlerle uluslararası arenada yol almak imkânsızdır.

 

Gerçekler ortadadır, örnekler de vardır…

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir