Benim İçin Tabella

Tabella’nın son sayısı…

 

3 yıl ne de çabuk geçmiş aslında.

 

Daha dün gibi hatırlar gibiyim ilk sayı için yazımı yazdığımı; farklı farklı hayaller, düşünceler içerisindeydik yaratmakta olduğumuz bu platforma dair.

 

Hepimizin söyleyecek bir sözü vardı ama bu sözü söylemelerini, söyleyip insanlara ulaştırmayı, onları düşündürmeyi arzulayan böylesine bir platform yoktu.

 

O yüzden hepimiz oldukça heyecanlıydık ilk sayının çıkacağı gün; nasıl tepkiler alacaktık, beğenilecek miydik, ne olacaktı?

 

***

 

O günden bugüne tamı tamına 3 sene geçti, Tabella büyüdü, olgunlaştı. Kurumsal bir görüşe sahip olmaması vizyonuyla kurulsa da bir çeşit kimliğe sahip oldu. Görüşler farklıydı ama aslında verilen mesaj tıpkı logodaki okların gösterdiği gibi hep aynıydı; daima ileriye.

 

Neler neler geliyor aklıma Tabella’nın tarihçesini düşündükçe: BK-KTÖF’ün kuruluşunun beyanı, bir yazıdan türeyen karekod projesi, Google algoritmasını “kıran” programlama yazısı, daha niceleri…  “Kıran” derken şaka yapmıyorum, an itibarıyla 2019’da yazılmış olmasında rağmen hâlâ haftada yaklaşık 250 kişi tarafından okunuyor!

 

Bütün bunlar ve diğer hepsiyle Tabella büyüdü, biz de Tabella’yla büyüdük. Başladığımız yerden somut adımlar atmış, hayata olan bakış açımızı genişletmiş ve yeni yelkenler açmaya hazır… Başka diyarlara doğru…

 

***

 

Aslında bu “veda yazım”da Tabella’nın geneli dışında biraz da Tabella’nın bana neler kattığından bahsetmek isterim.

 

2018’deki ilk yazımı öyle bir çırpıda okuyunca gülümsüyorum hafif hafif. Ne kadar da toymuşum! Öyle korkunç bir yazı olduğundan değil de aslında önümde daha ne kadar uzun bir yol olduğundan, daha yolun âdeta (ve tam olarak) başında olduğumdan. Tabella olmasaydı düşüncelerimi böyle toparlamayı nasıl ve nerede pekiştirecektim? Büyük ihtimal asla! Her ne kadar irdeleyen ve sorgulayan bir düşünür olmaya çalışıyorduysam da Tabella olmasa işin yazı boyutunda kendimi büyük bir ihtimalle bu şekilde ilerletemeyecek ve “tek boyutlu” bir irdeleme ve sorgulama yapacaktım. O yüzden Tabella’ya bana sorgulamamda boyut kattığı için minnettarım.

 

2019’da editör arkadaşlarım bana editörlükte yardım istediklerini söylediklerinde çok sevinmiş ve bunu seve seve kabul etmiştim. Zira zaten kelimelerin yazılışlarını az çok biliyor ve bunları öğrenmeyi de seviyordum. Kelime dağarcığımı ve kelimelerin yazılışları hakkındaki mevcut bilgi düzeyimi geliştirebileceğimi tahmin edebilirdim herhâlde, fakat bunun bana katacağı ikincil becerilerden gerçekten haberdar değildim. Zaten hâlihazırdaki mükemmeliyetçiliğim için pek de iyi gelmedi büyük ihtimal (!), lakin ayrıntılara olan özenimi, sorumluluk hissimi, yazıları düzeltirken öğrendiğim türlü türlü yeni bilgiyi cidden öngörmemiştim. Bundan dolayı Tabella’ya editörlüğüm sırasında bana kattığı bu ikincil becerilerden ötürü de minnettarım.

 

Bazı haftalarda aşikâr bir şekilde sayılarımızda normalden daha az yazı bulundu, fark edilmemesi zaten pek de mümkün değil. Bu haftaların bazılarında kendimi zorlayıp bir şeyler yazmaya çalıştığım oldu. Belki de hiç albüm incelemesi yapmayacaktım böyle haftalar olmasa Tabella’da. Şiir ilhamsız yazılmaz elbet; fakat bazen ekstra bir efor olmadan da yazılmıyor. Böyle haftalar olmasa belki de ilham gelmesine rağmen yazmayacaktım yazdığım o kadar şiiri. Çabalamayacaktım bile belki çünkü “kurtaracak sayı” olmayacaktı. Tabella’daki yazı kıtlığı çektiğimiz haftalara bile minnettarım yani! Beni ittikleri, bana çabalamak için bir sebep verdikleri, âdeta sanatımın hayranları oldukları için.

 

***

 

Son birkaç bir şey söylemek gerekirse; bu bir son değil. Bir devrin kapanışı belki de ama bir son kesinlikle değil. Tabella bugün itibarıyla yapması gerekeni yapmış olduğuna inandığımız için kapanıyor, fakat yaktığı ışığın asla sönmeyeceğine ben inanıyorum. Bu kapanışın daha farklı kapıları açması, bu kapıları açmayı hiç bırakmaması dileğiyle iyi ki doğdun ve iyi ki tarihimize bir parça oldun Tabella!

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir