Tabella’ya, Minnetle…

3 yılın ardından Tabella, bu yazının da yer aldığı son sayısı ile yayın hayatını sonlandırıyor. Mayıs 2020’de Tabella ailesine katılmıştım. Bu aile ile yolculuğum bir yılı aşkın süre boyunca devam etti. Bir genç olarak, diğer genç arkadaşlarımla birlikte böyle güzel bir projeye katkıda bulunduğum için, bu ailenin bir parçası olduğum için Tabella’ya minnettarım. Bu son yazımda sizlere benim açımdan Tabella’yı, geçen bir buçuk yılı aşkın süreyi ve duygularımı anlatmak istiyorum.

 

Tabella: Bir Projeden Fazlası

Tabella, yayın hayatına bir grup gencin bir araya gelmesi ile Ekim 2018’de ilk sayısını yayımlayarak başladı. Ben şahsen Tabella’nın kurucu yazar ekibinde yer almadım. Ancak kurucu kadroda yer alan birçok kişi daha önceden tanıdığım, ortak sosyal çevrelere sahip olduğum arkadaşlarım ve dostlarımdı. Özellikle yazar ailesi büyüdükçe benim ve daha birçok gencin dikkatini çekmeye başlamış ve yazıların artan kalitesi ve çeşitliliği ile takip etmeye başladığım bir platform hâline gelmişti. Gerek samimi olduğum arkadaşlarımın yazıları, gerekse ilgi alanım olan siyaset, toplum, kültür gibi alanlarda yayımlanan yazıları okumaya başlayarak bir Tabella okuru hâline geldim.

 

Tabella’yı “bir projeden fazlası” olarak tanımlıyorum. Bunun sebebi Tabella’nın her hafta birkaç yazı yazıldığı, ortaya sıradan fikirlerin atıldığı bir yayın platformundan fazlası olmasıdır. Tabella, bir görüş etrafında toplanan, kariyere ve çevreye sahip, ayrıcalıklı bir kesimden olan bireylerin yazılarının yayımlandığı bir yer değil. Bu platform her siyasi, ekonomik ve sosyal kesimden gencin özgür ve tarafsız kendi düşüncelerini ifade edebildiği bir platform. Bu platform, ülkenin dört bir yanından, farklı alanlarda ve ülkelerde eğitim gören onlarca gencin bilgi birikimini ve düşüncelerini paylaşabildiği bir ses hâline gelen bir platform. İşte tam da bu nedenle gençlerin, bizim, benim, bilgi ve düşüncenin sesi olduğu için. Tabella’ya minnetle…

 

Tabella Serüvenim

Tabella ailesine 81. sayıda yayımlanan “Avrupa Birliği ve Vatandaşlık Algısı” başlıklı yazım ile katılmıştım. Yetmiş haftayı aşkın süredir parçası olduğum bu platforma bu son yazı ile birlikte toplamda kırk yazılık katkı sağlamış bulunuyorum. Bir buçuk yıllık yazarlık süremde siyaset, kültür, toplum, cinsiyet ve diğer birçok alanda konular içeren yazılarla fikirlerimi ve bilgimi diğer genç arkadaşlarım ve toplumla paylaşma fırsatı buldum.

 

Tabella benim için farklı bir yer tutmakta. Yukarıda da belirttiğim gibi Tabella, gençlerin özgür sesini duyuran bir platform olmasının yanı sıra, benim kişisel ve entelektüel gelişimime de büyük ölçüden katkı sağlayan bir platform oldu. İlk yazımı başka genç bir meslektaşımın alanımız üzerine yazdığı bir yazıyı görerek ve “Ben de neden yazmayayım?” diye kendime sorarak yazma kararı almıştım. Tabella editörlerinden ve o zaman “eski dostum” diye tanımlayabileceğim Mustafa’ya bu fikrimi söylediğimde çok sevinmiş ve yazı yazma talebimi kabul ederek benim de bu kocaman ailenin bir parçası hâline gelmemi sağlamıştı.

 

Tam da buradan aslında Tabella’nın benim üzerimde olan entelektüel etkisinin ötesine, hayatıma kattıklarına değinmek istiyorum. O konuşmadan kısa bir zaman sonra Mustafa’yı artık “eski dostum” olarak değil, “dostum” olarak tanımlamaya başladım. Tabella benim sadece sesimi, fikrimi ve bilgimi değil, sosyal çevremi de geliştirebileceğim bir ortam sağladı. Bu, Mustafa ile de kısıtlı kalmadı elbette. Fatma, Ali Furkan, Fuat, Buse, İlayda, Turhan ve daha fazlası. Arkadaş, dost olmanın ötesinde, bir kahve eşliğinde ya da bu salgın koşullarında yaptığımız çevrim içi toplantılarda bile, sohbet ederek tanıma fırsatı yakaladığım herkes için. Tabella’ya minnetle…

 

Bir Son Değil, Asla!

158. sayısı ile 3 yıllık yayın hayatını tamamlıyor Tabella. Ancak bu bir son değil, asla! Tüm bu sayıların ve yazıların çıkmasında katkı sağlayan editör, yazar, sosyal medya sorumlusu ve daha birçok görev alan gençler olarak hep bir şeyler yapmaya devam edeceğiz. Tabella bizim için bir son olmayacak. İçerisinde yer aldığımız beşten fazla dernek ile, Kıbrıs Türk Gençlik Kongresi ile, gençleri bir araya getirmeye, çalışmaya ve çabalamaya devam edeceğiz. Gençlerin özgür ve bağımsız fikirlerinin sesi olmaya, hep birlikte bir aile olmaya devam edeceğiz.

 

Bu satırların son cümlelerim olması gerçekliği şu an yüzüme daha da sert vuruyor. Bu yazıyı sonlandıracak ve editörlere son kez atacağım bir elektronik posta ile göndereceğim.

 

Bana, gençlere ve topluma kattığı her şey için. Tabella’ya minnetle…

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir