Dövmeler Tarihi Üzerine

Dövme her zaman moda olarak sayılan sıradan bir vücut dekorasyonu değildi. İnsanoğlu çok eski çağlardan bu yana farklı amaçlar için vücutlarında değişiklikler yaratmaktadır. İnsanoğlunun bedeni ile ilgilenmesi, vücudunu deforme etmesi, farklı şekillerde dekore etmesi yeni bir olay değildir ve bu tür kültürel uygulamaların kökeni tarih öncesine kadar gider.[1] Dövme gibi vücutta yapılan dekorasyon ve değişiklikler aslında kişinin kimliğini, kültürünü ve hayat tarzını temsil eder.[2] Tarihe bakıldığında farklı kültürlerde yapılan dövmelerin çok farklı anlamları vardır.

 

Dövmeler uzun bir geçmişe dayanır ve ilk olarak antik uygarlıklarda görüldü. Eski medeniyetlerdeki dövmelerin anlamlarına bakmak aslında bizlere o medeniyetlerin kültür ve yaşam tarzlarını anlatır.

 

Dövme kelimesinin İngilizcesi olan “tattoo” aslında Tahitice olan “tatau” kelimesinden gelmektedir ve bu kelime MÖ 1500 yıllarına kadar gitmektedir. Tahiti, Fransız Polinezyası’nda bulunan en büyük adadır ve dövme bu adanın kültürünün ayrılamaz bir parçasıdır. Tahiti’de dövme, kişinin soyunu, toplumdaki rütbesini, zenginliğini ve acıya dayanıklılığını temsil etmekteydi. Tahiti’de yapılan dövmenin yeri ve şekli o kişinin toplumdaki rolünü göstermekteydi. Örneğin, toplumdaki erkekler fiziksel işleri yaptığından dövmeleri tüm yüzlerini kaplamaktaydı, kadınlar ise ev işleri ile ilgilenmekteydi ve dövmeleri genelde dudaklarına ve çenelerine yapılmaktaydı.[3]

 

Tahitili kadınlarda görülen dövmelerin benzeri aynı zamanda Güney Anadolu bölgesindeki kadınlarda da görülmektedir. Dünyada bir sürü kültürde yer alan dövme geleneği, Kürtlerde “deq” olarak biliniyor. Genellikle kırsal bölgelerdeki Kürt kadınlarının vücutlarında görülen şekiller, İslam öncesi doğan ve hala dünyada bulunan Şamanizm, Paganizm, Zerdüştlük ve Budizm gibi inanç sistemlerinde kutsal kabul edilen güneş, ay ve kuş gibi figürler kadınların vücutlarına işleniyor. Teknolojinin gelişmesi ile dövme geleneği bazı Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde azalsa da, hala bir çok kadın dudak, çene ve kaş arası gibi yerlere dövme yapmaya devam ediyor.[4]

 

Japon kültüründe de dövmenin yeri vardır. Japonlar için dövmenin amacı çıplak olan bedene bir kişilik vermek ve insan vücudundan hayvanlık elementini çıkarmaktır. Batı’nın aksine, Japon kültüründe çıplaklık hiçbir zaman güzellik ve kutsallık ile bağlantılı olmamıştır. Dövme bir Japon’un giysisi olarak görülmekteydi.[5]

 

Samoa kültürünü incelediğimizde de dövmenin, kültürün çok önemli bir parçası olduğunu anlayabiliriz. Dövme kültürü Samoa’da iki bin yıldan uzun süredir devam ediyor. Geleneklere bakıldığında dövme yapmak için kaplumbağa kabuğu ve yaban domuzu dişi kullanılmaktaydı ve bir dövmeyi bitirmek haftalar alıyordu. Dövme seremonileri genellikle en genç olan elebaşının toplumun liderliğine yükselişini kutlamak için yapılmaktaydı ve dövme bittiğinde kültür ve dayanıklılığı temsil ediyordu. Geleneksel dövme prosedürü çok acılı ve enfeksiyon riskine sahiptir, bu yüzden de acıya dayanamayıp, dövmesi yarım kalanlar hayatları boyunca vücutlarındaki “utanç işareti” ile yaşamaya devam etmekteydi.

 

Yukarıda bahsettiğim kültürlerin aksine, Antik Yunan ve Antik Roma kültüründe dövmenin anlamı tamamen farklıdır. Bu kültürlerde, dövmelerin genellikler toplumdan dışlanan kişilere yapıldığı görülüyor. Dövmeler özelliklere kuralları bozanlara, savaş suçlularına ve kölelere yapılmaktaydı. En ünlü örneklerden biri de Atinalıların Sisamlıları savaşta yendikten sonra onların üzerine baykuş dövmesi yapmalarıdır. Antik Roma kültüründe neredeyse 9. yüzyıla kadar köleler rüsumlarını ödediklerine dair dövmeler ile işaretlenmeye devam edildiler.

 

Bazı antik uygarlıkların bin yıllardır kültüründe bulunan dövme, 20. yüzyılda bizim toplumumuzda da yaygınlaşmaya başladı. 1910’larda daha çok sirkte çalışanlarda ve gemicilerde görülen dövmeler, 1920’lerde kozmetik olarak kullanılmaya ve kadınlarda da yaygınlaşmaya başladı. 1940’larda İkinci Dünya Savaşı’nın etkisi ile dövme şekilleri değişiklik göstermeye başladı ve vatanperver dövmeler ortaya çıktı. Vatanperver dövmeler Vietnam savaşı sonrası azaldı ve 1980’lerde başkaldırı ve “rock and roll” etkisi ile birlikte dövmeler toplum için daha kabul edilebilir olmaya başladı.[6]

 

Dövme, birçok kültürün özünde bulunan ve o kültürü yansıtan bir uygulamadır. Bu uygulamanın toplumumuzda sosyal olarak kabul görmesi biraz zaman alsa bile, son elli yıldır çok yaygın bir hâle geldi. 21. yüzyıla bakıldığında, dünyadaki insanların neredeyse %40’ında en az bir adet dövme bulunmaktadır ve istatistikler sayesinde dövme kültürünün bariz artışını görmek zor değildir.[7]

 

Gençler arasında ve özellikle kentsel yaşamda dövme, giderek daha çok ilgi çeken bir süsleme biçimine dönüştü. Tahiti’den Güney Anadolu’ya, Japon kültüründen Samoa kültürüne, dövmenin her toplum için asıl amacı insanoğlunun kendini ve kültürünü ifade etme isteğidir. 21. yüzyılda ise amaç süslenmek veya moda olarak görülse de sosyopsikolojik olarak incelendiğinde, antik uygarlıklarda da olduğu gibi, dövme yaptırma isteğinin altında yine insanın kendini ifade etme isteği yatmaktadır.

 


 

Referanslar

 

  1. Özbek, M. (2000). Dünden Bugüne İnsan. İmge Kitabevi Yayınları, Ankara.

 

2. Pitts-Taylor, V. (2003). In the Flesh. 1st ed. New York: Palgrave Macmillan.

 

3. Kuwahara, M. (2005). Tattoo: An Anthropology. 1st ed. Oxford: Berg.

 

4. CNN Türk (2005). Dövmenin “Deq” Hali. https://www.cnnturk.com/fotogaleri/yasam/diger/dovmenin-deq-hali

 

5. Brain, R. (1979). The Decorated Body. 1st ed. New York: Harper & Row.

 

6. Hunter, D. (n.d.). History of Tattoos: A Complete Timeline. https://authoritytattoo.com/history-of-tattoos/

 

7. Dalia Research (2018). Who has the most tattoos? It’s not who you’d expect. https://medium.com/daliaresearch/who-has-the-most-tattoos-its-not-who-you-d-expect-1d5ffff660f8#:~:text=We%20at%20Dalia%20wanted%20some,have%202%20tattoos%20or%20more.

 

Fotoğraf için tıklayınız.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir