Bir Kavramın Anatomisi: Barış

Kıbrıs adasında yaşayan bireyler olarak barış kavramı hayatımızın ayrılmaz bir bütünü olarak baş göstermekte. Öyle bir kavram ki üzerine propagandalar yapılmış, seçimler adanmış. Barış kavramı o kadar gündemimizde olmuş ki yıllardır, herkes öyle veya böyle bir taraf olmuş ama herkes yine de barışı savunmuş. Peki ya, neydi bu barış? Bir kavram ki dilden dile dolanmakta adamızda, bölgemizde ve hatta dünyanın her yerinde. Bu nedenden dolayı barış kavramını ve hatta uluslararası ilişkilerde “barış durumu” olarak da kullanılan bu değer yargısı ve durumu yakından incelemeli ve hakikaten neye tekabül ettiğini bilmemiz, anlamamız gerekiyor.

 

Öncelikle barış kavramına varmadan sizi başka bir kavrama götürmek istiyorum. Özgürlük. En az barış kadar çetrefilli ve bir o kadar da gündemde olan bir kavram. Ancak, özgürlük kavramını analiz etmeyecek, sadece çok yönlü özgürlük tanımını barış kavramını daha iyi tanımlamak ve anlamlandırmak için kullanacağız. Isaiah Berlin’in çok yönlü özgürlük tanımına göre iki çeşit özgürlük vardır. Bunlar; negatif ve pozitif özgürlüktür. Negatif özgürlük, özgürlüğünüzü kısıtlayacak bir engelin olmayışını tanımlarken, pozitif özgürlük ise hâlihazırda engel olamayan bu durumda özgür olabilmenin imkânına da sahip olmak anlamına gelmektir.[1] Burada en klişe örneklerden birini verecek olursak, eğitim özgürlüğüne değinebiliriz. Örneğin, negatif eğitim özgürlüğü tüm bireylerin eğitim almakta özgür olmaları anlamına gelirken, pozitif eğitim özgürlüğü, tüm bireylerin adil ve eşit bir şekilde eğitim alma özgürlüğü olması anlamına gelir. Somutlaştıracak olursak, anayasada yer alan eğitim hakkı veya özgürlüğü negatif eğitim özgürlüğüyken, ücretsiz eğitim, pozitif eğitim özgürlüğüdür.

 

Şimdi ise pozitif ve negatif özgürlük tanımlarından yola çıkarak barışın ne olduğu hakkında kafa yoralım. “Barış nedir?” sorusuna muhtemelen büyük bir çoğunluğumuz “savaşın olmaması” olarak cevap veririz. Ancak, barış bu kadar mı? Savaşın yoksunluğu mu barış? Cevabımız evet ise, işte tam da negatif barıştan bahsediyoruz. “Savaşın yoksunluğu”, şiddetin var olmayışı. Fakat hepsi bu kadar mı, savaş yoksa, barış mı var? Evet, belki de öyledir. Hatta Kıbrıs’ın kuzeyinde yer alan ana akım tarih ve siyaset anlatımına göre de öyle zaten. Tarih kitaplarında ve siyasette bahsedilen, savaşın olmamasını tanımlayan barış bu. Negatif barış. İşte tam da bu nedenden dolayı 1974’te Türkiye’nin adaya yaptığı harekat bir “barış” harekâtı olarak anılıyor. “Savaşın olmayışı” durumunu yarattığı için. Peki hepsi bu mu? Bence olmamalı.

 

İşte tam da burada, negatif barışla yetinmediğimiz ve daha fazlasını aradığımız anda pozitif barış baş gösteriyor. Pozitif barış, sadece savaşın yoksunluğu durumu değil, huzurun, dostluğun, paylaşımın, kardeşliğin ve çözümün olduğu durumu ifade ediyor. Savaşın olmayışı değil sadece, savaş ihtimalinin ortadan kalktığı, sosyal, toplumsal, ekonomik ve siyasi ortamın huzur içerisinde olduğu ve en önemlisi çözüme ulaşılmış bir durumdur pozitif barış. Pozitif barış, gerçek barıştır! Negatif barış gibi bir durumun yoksunluğu değil, kurulan yeni bir düzendir pozitif barış.

 

Peki, pozitif barış nasıl gerçekleşir? Nasıl erişebiliriz bu gerçek barışa? Çok yönlü özgürlük tanımı yine burada bize yol gösterici olabilir. Yine bu teoriye göre, negatif özgürlük gerçekleşmesi gereken ilk adımdır. Pozitif özgürlüğe, negatif özgürlük olmadan ulaşamazsınız, zaten pozitif özgürlük, negatif özgürlüğü bünyesinde taşır. Yani, ikinci ve son adımdır. Daha da açık belirtmek gerekirse, negatif özgürlük bir araçken, pozitif özgürlük bir amaçtır. Bu aynı durum barış için de geçerli. Negatif barış, yani savaşın olmayışı, bizi pozitif barışa, yani, dostluğa, huzura ve çözüme, amaca götüren bir araçtır. Tıpkı özgürlükte olduğu gibi, negatif barışı sağlamadan, pozitif barışı sağlayamayız.

 

Bu bilgiler ışığında, bizim için, adamız için esas soru, “Neden negatif barışla yetinmemeliyiz?” olmalı. Peki soruyorum size, siz pozitif özgürlükle yetinir miydiniz? Eğitim almakta özgürsünüz, fakat eğitim ücretli ve siz dar gelirlisiniz. Bu durumda özgürlüğünüzü kullanabiliyor musunuz? Hayır. Peki, neden negatif özgürlüğümüzle yetinmezken ve bunu gerçekten kullanabilmek için pozitif özgürlüğe dönüştürürken, negatif barışla yetinelim? Tıpkı özgürlük örneğindeki gibi, adamızda da var olan negatif barışı pozitif barışa çevirmemiz gerekmektedir. Öncelikle bunu anlamalı, sonrasında da bunu gerçekleştirmek için mücadele etmeliyiz.

 

Bu nedenle “Kıbrıs’ta zaten barış var” demek, eğitimin ücretli olduğu bir yerde o dar gelirli çocuğa “zaten eğitim almakta özgürsün” demekle aynıdır. Bundan dolayı, #BarışÇünkü adamızda sadece negatif barışa değil, pozitif, gerçek barışa ihtiyacımız vardır.

 


 

Kaynakça

[1] https://plato.stanford.edu/entries/liberty-positive-negative/

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir