Petrov’un Kaleminden Olan “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” Kitabı Hakkında Değerlendirme

Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabının yazarı Grigory Petrov, 1866 yılında St. Petersburg yakınlarında, Leningrad Oblastı’na bağlı Yamburg kasabasında dünyaya gelen bir gazeteci, rahip ve yazardır. 5 sene din okulunda, 5 sene ise Petersburg İlahiyat Akademisinde okuyan Petrov, eğitim hayatını 1891’de sonlandırır. Petrov’a göre bilimin, sanatın, dinin ve felsefenin hep olgunlaşması için fırsatları vardır ve insanlar bunları daha mutlu ve aydınlık bir geleceğe ulaşmak için kullanmazlarsa ne sanatın, ne felsefenin, ne bilimin, ne de dinin bir anlamı yoktur. Petrov bu görüşlerini şahsına münhasır bir şekilde yazılarıyla, öğretmenlik yaptığı süreçte, konferanslarda insanlara aktarmaya önem gösterir ve nitekim oldukça ilgi çeker. Lakin kilise tarafından aykırı olarak nitelendirilen davranışlarından ve görüşlerinden ötürü Petrov hayatı boyunca hem kiliseden aforoz edilir, hem sürgüne gönderilir, hem okullardaki görevinden uzaklaştırılır. Yine de halkın gözünde edindiği kıymetli yer sonucunda Duma’ya milletvekili seçilmiş bir şahıstır. Hayat hikâyesinde daha birçok önemli olay bulunan Petrov, kitapla alakalı olarak birçok kez Finlandiya’yı, yani Suomi’yi ziyaret etmiştir.

 

Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı 1923 yılında yayınlanan bir seyahatnamedir. Petrov, bu kitabı yazacak bilgiyi Finlandiya’ya düzenlediği sayısız ziyaretler sonucunda edinir. Kitap 13 farklı bölümden oluşur. Kitabın ismi Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Ak Zambaklar Ülkesinde, Beyaz Zambaklar Memleketinde diye birçok farklı fakat aynı anlamı taşıyan isme çevrilmiştir. Bahsi geçilen ülke ise Finlandiya’dır.

 

“Mene, Tegel, Fares.”

 

“Eski devlet artık yaşama gücünü kaybetmiştir. Kesinlikle yıkılmaya mahkumdur.”

 

Bu kitap Suomi’nin (bataklıklar ülkesi) yıkılıp, yerini Valkoliljojen maa’ya (beyaz zambaklar ülkesi) bıraktığı, yeniden evrilerek dirilen Finlandiya’nın hikâyesidir.

 

Kitap bir ülkenin dirilişini; tarihinden, kahramanlarından, toplumundan, aile yapısından, öğretmenlerinden, okullarına kadar el alır. Çoğunlukla ise cümleleri okurken sanki Atatürk’ten bahsediliyormuş gibi gelen Johan Vilhelm Snellman üzerinden Petrov’un yaptığı alıntılarla konular değerlendirilir. Bu kitap söylentilere göre Atatürk’ün okunması gerekenler listelerinde de yer almaktadır. Snellman ise kitapta anlatılanlara göre hayatını Suomi’sini aydınlatmaya adamış, tüm davranışları ve hareketleri bu amaca hizmet eden saygıdeğer bir adamdır. Kendisi köy köy gezerek halkının milliyetçi duygularını uyandırıp kenetlenmeye ve ülkelerini battıkları bu bataklıktan çıkartmaya motive etmiş bir halk insanıdır.

 

Bu kitabın bölümlerine herkes farklı bir bakış açısı getirebilir. Lakin, yaşama gücünü yitirmiş yıkılmaya mahkûm devletlerde barınan insanlar tarafından okunduğunda daha da anlaşılabilirdir. Bu nedenle her Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan bireyin okumasını önemle tavsiye ederim. Yıkılmaya yüz tutmuş bir devleti anlatmak için kurulan her cümleyi “Bu benim devletim.” diye düşünerek okuduğumu da itiraf ediyorum.

 

Merak içerisindeyim.

 

Yıkılmaya yüz tutmuş Suomi’yi yeniden Beyaz Zambaklar Ülkesi olarak doğmuşsa, yıkılmaya yüz tutmuş devletim acaba bu yıkımı nasıl karşılayacak?

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir