Mesarya’da Pamuk Üretmek

Soğuk bir aralık akşamı, Lefkoşa’da yılbaşı telaşı dört bir yanı sarmış. Vakit, yılın son yazısını yazma vakti.

 

Hayat yolculuğunda nereden nereye geldiğimize bir dönüp bakmak işin âdetidir takvimin bu zamanlarında. Yeni yıla dair söylenebilecek en güzel söz ise, kapımıza 365 tane yeni fırsat geldiğidir. Umarım, çok çok iyi değerlendirebildiğimiz bir yıl olur.

 

Birkaç gün önce, geçmiş seneyi ve geleceği düşünürken, aklıma iklim değişikliği ve küresel ısınma meselesi düştü. Çünkü bunun günümüzü etkileyen ve geleceğimizi daha da fazla etkileyecek olan bir konu olduğunu düşünüyorum. Önce gelin, kısaca “küresel iklim değişikliği” ne demekmiş ona bakalım. Dili basit ve anlaşılır olması sebebiyle, Ekşisözlük’ten aldığım alıntıda şöyle diyor: “Küresel ısınma’dan farklı olan konsepttir. Küresel ısınma, sera etkisi sebebiyle atmosferin ortalama ısı tutma kapasitesinin yükselmesini anlatırken; küresel iklim değişikliği, küresel veya yerel çaptaki iklim rutinlerinin değişmesi anlamına gelir…”[1]

 

Bir diğer deyişle; eskiden daha yağışlı geçen kışlar kurak geçebilirken, çok sıcak geçen yazlar daha serin olabilir. Bu durumdan etkilenen birçok şey sayabiliriz, ancak bu yazının konusu tarıma olan etkilerine dairdir.

 

Geçen bayram, büyük halamı ziyaret ettiğimizde laf eskilerden açıldı. Sohbetin bir yerinde, eskiden Mesarya’da pamuk dahi ürettiklerinden bahsedince, şok olmamak mümkün değildi. Bu şok hâlini, “Pamuk mu? Nasıl yani? Demek o zaman su vardı…” gibi sorular takip etti. Üzerinden bayağı zaman geçtikten sonra, geçen hafta aklıma tekrar gelen konuyu, bu kez dedeme açtım. O da 1960’lı yıllarda pamuk üretildiğini, hatta nenemle evlendikleri zaman yorganlarının bir kısmını köyde üretilen pamuk ile doldurduklarını anlattı. Konu ile ilgili bir yazıya ulaşmak ümidiyle küçük bir araştırma yapınca karşıma Okan Dağlı’nın “19. yüzyılda Mağusalılar nasıl yaşarlar, ne üretirler ve ne satarlardı?” yazısı çıktı.

 

“Karpaz’da ise tütün, dut ve pamuk, en çok üretilen ürünlerdi. Mesarya’da daha çok arpa ve buğday ön planda idi, pamuk da ekilirdi…”[2]

 

Doğal olarak, değişen yağış oranlarının yer altı su kaynaklarını da etkilemesi ile birlikte, zaman içerisinde yapılan tarım değişikliğe uğruyor. Hâl böyleyken, ister istemez, Mesarya’da pamuk üretmek fikri biraz tuhaf geliyor ilk duyduğumda. Günümüz koşulları malumken, nasıl tuhaf gelmesin ki?

 

Sonuçlarının üstesinden paranın gelemeyeceği gerçeği, tarımsal verimliliğin artırılması ve küresel ısınma ile iklim değişikliğine karşı mücadeleyi çok önemli kılıyor. Gerçi ABD Başkanı Trump’ın küresel ısınmaya inanmadığı bir ortamda, ne kadar etkili çalışmaların yapılabileceği tartışılır olsa da, adımın küçüğü büyüğü olmaz diyerek, topyekûn seferberlik yapmak gerektiği aşikâr olan bir noktadayız.

 

Yenilenebilir enerji kullanımı gibi makro ve bisiklet sürüşü, daha çok ağaç ekmek, daha yeşil bir çevre talep etmek gibi mikro aktiviteler, bir yerden başlamak için iyi bir adım olabilir.

 

Şimdilik bu konuyu burada bırakalım, 2019’da daha da fazlasına değiniriz.

 

Herkese iyi seneler!

 


 

Referanslar

[1] https://eksisozluk.com/kuresel-iklim-degisikligi–1658364

[2] https://haberkibris.com/—–19.-yuzyilda-magusalilar-nasil-yasarlar-ne-uretirler-ve-ne-satarlardi–2012-02-14.html

Kapak fotoğrafı: https://mapio.net/pic/p-49760555/

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir