Neden İnanmıyoruz?

‘’Orta batıda rüzgâr etkisi ile beraber hava sıcaklığı -60 fahrenhayt’ı bulacak. Birkaç gün içinde de daha da soğuk olması bekleniyor. İnsanlar dışarıda duramıyor bile. Küresel ısınmaya ne oluyor? Geri gel, seni özlüyoruz!’’

 

Yukarıdaki açıklama, ABD başkanı Donald Trump’ın Twitter üzerinden yaptığı açıklamanın ta kendisi. Şaşırtmıyor aslında.

 

Haberlerden biliyorsunuzdur ki Trump küresel ısınma diye bir olayın varlığına inanmıyor. Öyle ki, kendi yönetiminin hazırladığı küresel ısınma raporuna bile karşı çıkıyor.[1] İşin en can alıcı noktası ise, Trump’ın Amerika başta olmak üzere dünyanın her tarafından destek toplaması. Üzülerek söylüyorum ki dudak uçuklatan sayıda insan artık küresel ısınmanın sadece bir oyun olduğuna ve bilim insanlarının abarttıklarına inanıyor. Küresel ısınmaya inananlar bile artık ellerinden hiçbir şey gelmediğini düşünüyor ve gittikçe daha kötüye gidiyoruz.

 

Asıl soru şu: Küresel ısınmanın varlığına neden bir türlü inanamıyoruz?

 

İlk olarak, Trump’ın Twitter’dan duyurduklarını hatırlatmak istiyorum. Hava, özellikle Amerika’nın orta batısında hava cidden çok soğuk. O kadar soğuk ki, 20 yıla aşkın süredir böylesine bir hava görülmemiş. Rüzgârın etkisi ile -50 santigrat dereceye kadar iniyor ve Trump’ın da dediği gibi birkaç dakika bile dışarıda kalamıyorsunuz.[2] Okullar, iş yerleri kapatılıyor ve haberlerde tek görebildiğiniz ‘’Dışarı adım atmayın!’’ uyarıları oluyor.

 

E hâl böyleyken insanlar ‘’Küresel ısınma nerede?’’ diye sormaya başlıyor. Kışları hava gittikçe soğuyor, mevsimlerin ayarı bozuluyor -Mart’ta bile kar yağıyor- ve insanlar sadece küresel ısınmanın varlığını sorguluyor.

 

İkinci ve bence en önemli neden ise insanların somut bir değişim görmemesi. Kıbrıs’ta da çok yaşanır, her temmuz başı o klasik “Kıbrıs sıcağı” alır başını gider. ‘’Bu sene da ölüyoruk vallahi sıcaktan.’’ isyanlarının arasında bir yaz daha geçip gitmiş olur. Kuzey Kutbu’nda buzulların erimesine bile ‘’Her sene yazın erir, kışın geri gelir işte.’’ diyen bir sürü insan bulabilirsiniz.

 

Küresel ısınma denince insanların aklına aniden gelen sıcak dalgaları, kışların kaybolması, dünyanın sonu gelmez bir kuraklığa girmesi gibi somut örnekler geliyor. Kimse böyle ani değişimler görmüyor, dolayısı ile küresel ısınmanın gerçek olduğuna inanmaları çok daha güç bir hâl alıyor.
Karıştırıyorlar.

 

Küresel ısınmayı basit hava değişiklikleri ile karıştırıyorlar. Kışların iyice soğuk geçmesi ile küresel ısınma “oyununu” yalanlayabileceklerini düşünüyorlar. Yazların çok daha sıcak geçmesini hesaba katmıyorlar.

 

Deniz seviyesinin yükselmesini dalga değişikliklerine bağlıyorlar. Kuzeyde buzullar eridikçe yıllar sonra Kıbrıs gibi adaların su altında kalabileceğini bilmiyorlar.

 

‘’Bu yıla özel bir kuraklık’’ diyorlar, 10 yıldan az bir sürede su bulamayacak hâle geleceğimizi bilmiyorlar.[3]

 

Kendi inançları uğruna küresel ısınmayı görmezden gelenler, sadece kendilerini değil, tüm dünyayı tehlikeye atıyor. Trump gibilerine bıkmadan, usanmadan gerçekleri aktarmak da bize düşüyor. Trump’ı inandıramayız belki ama ortadaki kavram karmaşıklığını çözebilir, daha fazla insanı inandırabiliriz. Bizi bekleyen tehlikeyi bir nebze olsun engelleyebiliriz.

 


 

Referanslar:

 

[1] Trump on Climate Change Report: I Don’t Believe It, BBC, 2018. https://www.bbc.com/news/world-us-canada-46351940

[2] Public Alert by Google: Windchill Warning in Central Iowa https://www.google.org/publicalerts/alert?aid=b0e3e90355a487b5&hl=en&gl=US&source=web

[3] Threats: Water Scarcity, World Wild Life Fund, 2019.

https://www.worldwildlife.org/threats/water-scarcity

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir