Bu yazıyı yazma amacım, depresyonu ve benzeri akıl sağlığı bozukluklarını normalleştiren, her 15-25 yaş arası gencin depresyon yaşadığını düşünmesine sebep olan, gerçekten depresyonda olan kişilerin delirmesine yol açan sosyal medyaya ve kullanıcılarına tepki göstermektir. Tepki göstermekle kalmak istemiyor, sizi daha duyarlı ve daha empati sahibi kullanıcılar yapmaya davet ediyorum. Akıl sağlığını konuşmaya ve tartışmaya, onu romantikleştirmenizi de engellemeye çağırıyorum.
Depresyon nedir? Depresyon, kişinin kalıcı bir hâlsizlik ve üzgünlük hâline girmesine, günlük aktivitelere karşı ilgisini kaybetmesine sebep olan bir sağlık problemidir. Sürekli olarak gereğinden çok fazla veya çok az uyuma, açıklanamayan fiziksel ağrılar ve intihara yatkınlık da belirtilerden bazılarıdır.[1]
Depresyonun az bilinen ama hastalarda çok görülen bir başka etkisi de “sosyalleşme korkusu”. Yani bu insanlar sabah “Bitmeyen bir depresyondayım.” diye “tweet” atıp gece arkadaşlarıyla partilere gitmiyor. Bu, depresif insanların sürekli yalnız gezdiği anlamına gelmiyor. Arkadaşlarınızla, ailenizle diğer herkes gibi görüşüyorsunuz, sadece sosyal ortamlara girmekten ciddi derecede korkuyorsunuz ve bu hareketlerinize de yansıyor.[2]
Maalesef depresyon sadece hareketlerinize değil, kelimelerinize de yansıyor. Örneğin, sosyal medya-depresyon ilişkisini inceleyen araştırmalar, sözel analiz yaparak kişilerin sosyal medya hesaplarında depresyon belirtileri bulabiliyor.[3] Depresif insanların konuşma şekli diğerlerinden çok farklı oluyor ve belirli ifadeleri daha fazla kullanıyorlar. İlginç olan, “Depresyondayım.” bunlardan biri değil.[4] Gerçekten “depresyon tanısı koyulmuş” insanlar, bunu sosyal medya gibi tehlikeli platformlardan duyurmuyorlar.
Depresif insanlar kelimeyi kullanmıyor ama binlerce insan, her gün sosyal medya üzerinden kendine teşhis koyuyor. Örneğin aşağıdaki grafik, kelimelerin Twitter’da ne sıklıkla kullanıldığını ve kaç kişiye eriştiğini gösteriyor. Mavi çizgi kelimenin kullanım sayısı, yeşil çizgi de depresyon “tweet”lerinin kaç kişiye eriştiği. Gördüğünüz gibi, bir ay içinde otuz binden fazla kişi “Depresyondayım.” demiş, “tweet”ler yaklaşık üç yüz milyon kez yayınlanmış. Şaşırtıcı olanı söyleyeyim: Bu veri sadece bir dil ve bölge için geçerli. Onlarca farklı sosyal medya platformunu ve milyonlarca kullanıcıyı düşündüğümüzde sayılar inanılmaz bir boyuta ulaşıyor.
Peki depresif insanlar kelimeyi kullanmıyorsa kim bu otuz bin kişi? Neden bir akıl sağlığı bozukluğu bu kadar sık kullanılıyor? İnsanlar gerçekten depresif olmak mı istiyor? Bence hepimiz cevapları biliyoruz.
Bu, depresyon kadar ciddi bir hastalığı normalleştirmeye çalışan, internetten aldığı bilgilerle kendine teşhis koyan, 2-3 saatlik üzüntü için depresyonun doruklarına çıktığını zanneden arkadaşa mesajımdır: Yapma. Kendini yaşamadığın, bilmediğin bir durumun içine koymaya çalışma. Sırf depresif olduğunu belirttiğin için arkadaşlarından daha fazla ilgi göreceğini veya insanların sana sempati göstereceğini düşünme. Hareketlerin ile sosyal medyadaki sözlerinin tutarsız olduğunu da unutma. Gerçekten kötü durumda olduğunu, hayatının yokuş aşağı gittiğini düşünüyorsan yardım al. Dünyada ne konuştuğunu ve ne yaptığını bilen, kalifiye insanlardan yardım almak gibisi yok, emin ol.
Akıl sağlığı bozuklukları şaka değil. Normalleştirilecek, romantikleştirilecek şeyler değil. Umarım bu yazı ile biraz olsun insanları uyarmış, farkındalık yaratabilmişimdir.
Referanslar
[1][2] Depression (Major Depressive Disorder). Mayo Clinic web sitesinden erişildi. URL: https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/depression/symptoms-causes/syc-20356007.
[3][4] Al-Mosaiwi, M., Johnstone, T. (2018). In an Absolute State: Elevated Use of Absolutist Words is a Marker Specific to Anxiety, Depression and Suicidal Ideation. SAGE Journals. URL: https://journals.sagepub.com/doi/abs/10.1177/2167702617747074.
Fotoğraf için tıklayınız.