Roma Notları (3): Film ve Diziler Gezi Tercihlerimizi Etkiliyor mu?

Eğitim dolayısıyla, Roma’ya yerleşeli 6 ay oldu. Zaman ne kadar da çabuk geçiyor. Koca bir macera tamamlanmak üzere iken, geriye dönüp baktığımda bir sürü hikâye biriktirdiğimi görüyorum. İyi ki gelmişim. Bu serüvenin en önemli kısmı elbette farklı farklı kültürlerden ve ülkelerden insanlarla tanışmak ve arkadaşlık kurmaktır. Bu farklı kültürden insanlar ile nasıl tanıştın, karşılaştın diye soranlar olabilir. Ben en iyisi anlatmaya başlayayım.

 

Birinci faktör, dünyanın her yerinden Roma’ya okumaya gelen okul arkadaşlarımın kültürleri, ikinci faktör Roma’nın kozmopolit yapısıdır. Üçüncü ve en önemli faktör ise, şubat ayından beri sürdürmüş olduğum Couchsurfing üyeliğidir ki şiddetle tavsiye ederim.

 

Couchsurfing’in ne olduğunu bilmeyen, duymayanlar için, kısa bir tanımlama ile başlayalım: “Couchsurfing, insanların birbirine yardım etmesi konsepti üzerine kurulmuş bir konukseverlik ağıdır. Bu ağ vasıtasıyla sizi gittiğiniz yerde ağırlayacak, konaklatacak istekli insanlara ulaşmanız mümkün. Kulağa her ne kadar korkutucu, güvensiz gelse de şimdiye kadar 7 ülkede bu kanepe sörfü deneyimi yaşama fırsatım oldu. Mükemmel bir şekilde güven ve gerçeğe dayalı bir şekilde işleyen bu sistemi siz de deneyimlemelisiniz!” [1]

 

Kısa bir alıntı yaptığım bir başka gezginin aksine; Japonya, Brezilya, Rusya ve Kolombiya olmak üzere toplamda dört ülkeden beş kişiye ev sahipliği yaptım bu platform sayesinde. Sadece ev sahipliği yapmakla kalmayıp, bildiğim ve öğrendiğim kadarıyla şehri gezdirdim, onların kültürlerine dair merak ettiklerimi sordum ve kültürümüz hakkında merak ettiklerini yanıtlamaya çalıştım.

 

Şimdiye kadar ağırladıklarımdan ayrı olarak, nisan ayı içerisinde üç misafir daha bekliyorum. Ancak, ilgi elbette bununla sınırlı değil. Kocaman bir geçmişe sahip, ihtişamlı Roma şehrinde yaşayınca birçok mesaj alıyorsunuz şehri ziyaret eden gezginlerden. Zamanla bu mesajların bir ortak noktası olduğunu fark ettim. Birçoğu, Roma veya İtalya ile ilgili izledikleri bir filmden etkilenerek yola çıkma kararı aldıklarından ve bu seyahati gerçekleştirmeyi çoktandır istediklerinden bahsediyordu. Bu gözlemimi, okulda tanıştığım diğer arkadaşlarla yaptığım muhabbetler ve geçmişte yaptığım küçük gözlemlerle birleştirince, film ve dizilerin, destinasyon ve tatil seçimlerine olan etkisini daha detaylı olarak inceleme ihtiyacı hissettim.

 

Yumuşak güç olarak sinema filmleri ve diziler

 

Size de oldu mu bilmiyorum, lakin yukarıda anlattığım örnekte de dediğim gibi, bazı insanlar izledikleri film ve dizilerden etkilenerek tatil tercihlerini şekillendiriyorlar.

 

Mesela kısa bir Google araması sonrasında, “Harry Potter hayranlarının görmesi gereken 20 yer” gibi bir listeye ulaşıyorum. [2]

 

Filmde geçen tren istasyonu, şatolar ve Harry Potter’ın okulu olan katedralin de içinde bulunduğu geniş listeyi referans listesinden inceleyebilir meraklıları. Biz gelelim konumuza.

 

Çok geniş bir hayran kitlesi olan bu film, turizm için inanılmaz bir malzeme. Nitekim, yaptığım bir başka aramada Harry Potter İngiltere turu satan bir siteyle karşılaşıyorum. [3]

 

Nitekim, konu ile ilgili araştırmama devam ederken “Televizyon Dizilerinin Destinasyon Pazarlaması Açısından Olası Sonuçları” başlıklı bir makale ile karşılaşıyorum. Anatolia Turizm Araştırmaları Dergisi’ nde yer alan makalenin girişindeki kısa paragraf meseleyi şöyle ele alıyor:

“Destinasyonları bir ürün olarak filmlerin içine yerleştirmek, destinasyonların olumlu bir imaj yaratmalarına yardımcı olarak, kendilerini rakipler arasında farklılaştırmakta ve uzun süreli bir ilgi yaratmaktadır. İzleyiciyi, bir ürün olarak destinasyona aşina hale getirmek suretiyle filmler, ekranda sahnelenen ya da ismi geçen destinasyonları ziyaret etme yönünde potansiyel pazarı teşvik etmektedirler. Bu tarz bir pazarlama çabası, sonrasında bir destinasyon markası yaratmaya yardımcı olabilmektedir. Geleneksel tanıtım biçiminin tersine, ekranda bir destinasyon olarak gösterilmek, destinasyonların dolaylı pazarlama yardımıyla akıllarında pekiştirilmiş bir destinasyon imajı bulunan daha çok ziyaretçi elde etmelerine izin vermektedir.” [4]

 

Öte yandan, Latin Amerika’ya kadar uzanan Türk dizileri çok enteresan bir üne sahip. Nitekim El Salvadorlu bir arkadaşımın, Kıbrıs ve Türkiye’deki birçok insan gibi bir Kıvanç Tatlıtuğ hayranı çıkması beni oldukça hayrete düşürmüştü. Bunu öğrenmemin akabinde, normal Türk erkeklerinin Kıvanç Tatlıtuğ kadar yakışıklı olup olmadığı gibi bir soru ile muhatap olmak ayrı bir şaşkınlık yaşatmıştı.

 

Nitekim, Tunus vatandaşlarını inceleyen ve Türk dizilerinin seyahat tercihlerini nasıl etkilediğini ele alan bir başka araştırma da yukarıda saydıklarımı destekler nitelikte idi:

“Yayınlanan bu diziler, Tunus vatandaşlarının Türkiye algısını olumlu yönde etkilemektedir. Dizilerde gösterilen doğal güzellikler, tarihi yerler, giyim-kuşam ile dizilerin konusu ve rol alan oyuncular dikkat çekmektedir. Buna bağlı olarak da Türkiye’ye seyahat etme isteğinin arttığı gözlemlenmiştir.”[5]

 

Sinema ve dizilerin etkileri, elbette seyahat ile sınırlı kalmayıp, başlı başına bir kültür ihracı, bir yumuşak güç aracıdır. Yukarıda saydıklarımızı ve bugüne kadar hayatımıza yaptığı etkileri düşünecek olursak, Amerika Birleşik Devletleri’nin bir süper güç olmasında, Hollywood’un önemli bir payı vardır.

 

Sonuç

 

Meseleyi Kıbrıs’ımıza bağlamak istiyorum. Yanlış anlaşılmasın, sinema ve dizi sektörünün pahalı ve maliyetli bir alan olduğunun bilincindeyim. Bizde neden sinema ve film yapım sektörünün gelişmediği elbette bir başka yazının konusu olacak kadar geniş bir meseledir. Lakin, kültürümüz ve tarihimizden gelen çeşit çeşit hikâyemiz, beyaz perde için son derece uygun malzemelerdir.

 

O yüzden, Turizm ve Çevre Bakanlığının sinema ile ilgili bir vizyonu olabileceği hayali ve dileği ile bitirelim bu yazıyı. Böyle bir vizyon olması hâlinde, gereksiz veya yeterli etki göstermeyen tanıtım kalemlerinden kaydırma yapılarak bir uzun metrajlı film çekilmesine önayak olunsa mesela ve bu filmin tüm Türkiye’de gösterilmesi sağlansa, acaba mevcut imajımıza ve dahası turizm rakamlarımıza nasıl bir katkısı olurdu?

 

Ne dersiniz?

 

Not: Bir cevap vermek isterseniz, Tabella Facebook sayfasına veya direkt olarak bana yazabilirsiniz. Keyifli haftalar dilerim.

 


 

Referanslar

[1] https://yoldaolmak.com/couchsurfing-nedir.html

[2] https://edumag.net/galeri/harry-potter-hayranlarinin-gormesi-gereken-20-yer/

[3] https://www.wentur.com/konsept-tur/3/harry-potter-ingiltere-turu

[4] http://dergipark.gov.tr/download/article-file/154395

[5] http://tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2018/12/30.Y%C4%B1l.Ozet48%C5%9Eenay-G%C3%BCng%C3%B6r_Ahmet-Uysal.pdf

 

Fotoğraf için tıklayınız.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir