Disiplinler Arası Açıdan Bilginin Bütünlüğü Meselesi

“Bilgi elbette ki bir bütündür, fakat belirli bir alana hükmeden her parçasına kendine ait özel bir isim verilir.”
-Platon

 

Bilginin bütünlüğü Antik Yunan’dan günümüze kadar süregelen bir tartışma konusu olmuştur ve akademik camiada okutulan disiplinlerin birbirinden ayrıştırılması açısından büyük önem arz eder.  Platon’un yukarıda verilen alıntısı da bilginin esasen bir bütün olduğunu ve işlevine göre insanoğlu tarafından parçalara ayrıldığını destekler niteliktedir.

 

Bilimlerin işlevlerine göre birbirlerinden ayrıştırılmaları yüzyıllar içerisinde fizik, kimya, biyoloji gibi temel bilimlerin ve sosyoloji, siyaset, psikoloji gibi sosyal bilimlerin ortaya çıkmasında ve insanların bu alanlar içerisindeki spesifik bir konuda derinleşerek o konu hakkında uzmanlaşmalarına yol açtı. Psikolojinin bütün olarak ele alınan bilgiden ayrışarak daha önce değil de ancak 19. yüzyılda bir disiplin olarak akademide yerini alması bilimlerin öz birer disiplin hâline dönüşerek üniversite müfredatlarına yerlerini almalarının 20. yüzyıla kadar uzandığına önemli bir işarettir. Bu da bilgi bütünlüğünün giderek kendi içerisinde küçük parçalara bölünerek, insanların bahsi edilen bu bütünlükten giderek uzaklaşmaları anlamına gelir. Fakat tam bu noktada 21. yüzyılı derinden etkileyen interdisipliner çalışmaların, bir başka deyişle de disiplinler arası alanların bilginin bütünlüğü üzerindeki etkilerini yadırgamamak gerek.

 

Liu ve Nargund-Joshi tarafından yapılan tanıma göre:

“Disiplinler arası araştırma, temel anlayışı geliştirmek veya sorunları çözmek için iki veya daha fazla disiplinden veya uzmanlık bilgisinden oluşan bilgileri, verileri, teknikleri, araçların bakış açılarını, kavramları ve/veya teorilerini birleştiren ekipler veya bireyler tarafından yapılan bir araştırma şeklidir. Çözümler, tek bir disiplinin veya araştırma pratiği alanının kapsamı dışındadır.”

 

İçinde bulunduğumuz yüzyılda yaşanan dehşet verici bilgi birikimi dolayısıyla disiplinler kendi içerisinde irdeledikleri problemlerin çözümünde ya da sormaları gereken sorular kapsamında kendi kendilerine yetememeye başladılar. Yukarıda verilen alıntı, özellikle yükseköğrenimde disiplinlerin belirli noktalarda neden kendi başlarına yeterli olamadıklarını açıklayıcı yönde disiplinler arası çalışmanın ne demek olduğunu açıklamakta. Disiplinlerin diğer disiplinler ile birleşerek yaptığı araştırmalar ve ayrıca disiplinler arası bölümlerin akademide giderek daha fazla yer alması bilgi bütünlüğünün giderek parçalara ayrılması sürecinin tersine işlemeye başladığının önemli bir göstergesidir. İşte tam da bu noktada, bilginin bütünlüğü meselesi yüzyıllar sonra farklı bir formda karşımıza çıkar. Tam da bu noktada insanın aklına bu gibi soruların gelmemesi elde olmasa gerek:

 

  1. “Disiplinler arası çalışacak bir bireyin iki ebeveyn bilimde tam hâkimiyeti olması gerekir mi?”
  2. “Disiplinler arası çalışma alanları psikoloji gibi bir gün kendi başlarına birer disiplin olarak yükseköğretimde yer alabilirler mi?”
  3. “İki disiplinden alınan belli başlı bilgilerin disiplinler arası bir alana indirgenmesi bilgi kaybına yol açar mı?”
  4. “Birden fazla disiplin üzerinde/sayesinde erişilen bilgi bizi bilginin bütünlüğüne tekrar götürebilir mi?”

 

İnsanın aklına gelen binbir türlü sorulardan yukarıda verilen en son soruya yanıtımız “Evet.” olacak olursa, karşımıza üçüncü soruda kırmızı sinyaller veren sorunun çıkmaması kaçınılmaz olacak. Buradaki sorun aslında çok belirgin ve bariz: Kendi içinde parçalara bölünen bilginin tersi bir sürece tabi olması ile bilginin bütünlüğüne ulaşabileceksek eğer ki, birinci soruya cevabımız da “Evet.” olmalıdır ki üçüncü soruya tekrar döndüğümüzde gözümüzün önünde kırmızı ışıklar yanıp sönmesin. Fakat günümüzdeki tek bir disiplinin kendi içerisinde ayrıştığı tüm alanlara hâkim olmak mümkün değilken bunu iki disiplin açısından yapabilmek neredeyse imkânsız. O zaman şimdiye kadar bahsettiğimiz bilginin bütünlüğüne ulaşabilmek sadece antik çağlara mı mahsus kalacak?

 

Viyana Çemberi’nin* bir üyesi olan Otto Neurath’ın doğal ve pragmatik ansiklopedi modeline göre bilginin indirgenmesi meselesinde ebeveyn bilimlerden aktarılmayan bilginin indirgendiği disiplinler arası çalışmada kayıp olarak sayılabilecek bir değeri yoktur. Bilgi kaybının bir sorun olduğunu savunan klasik indirgemeci model yerine: “İndirgemeciliği olmayan birlik, iş birliği için bir araç sağlar ve gerçek dünyada farklı teoriler veya bilimler tarafından incelenen özellikleri içeren karmaşık olayların başarılı tedavi (tahmin ve kontrol) ihtiyacına göre motive edilir.”

 

Özetlemek gerekirse, Neurath’ın da savunduğu üzere bilgi bütünlüğü pragmatik açıdan ele alındığında son derece mümkündür ve üniversitelerde gün geçtikçe daha fazlası yer alan disiplinler arası bölümlerde hâlihazırda ortaya çıkmaktadır; parçalarına ayrılmayacak bütün bir bilgi bir kez daha olanaklıdır.

 


 

*Viyana Çevresi 1920’lerde bilimsel dili ve bilimsel metodolojiyi araştırmak için Viyana’da düzenli olarak bir grup filozof, bilim adamı ve matematikçinin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. Viyana Çemberi olarak da bilinen felsefi topluluk, çeşitli mantıksal pozitivizm, mantıksal ampirizm, bilimsel ampirizm, neopositivizm ve bilim hareketinin birliği ile ilişkilendirilmiştir.

 

Kaynakça

Cat, Jordi. “The Unity of Science.” Stanford Encyclopedia of Philosophy, Stanford University, 16 Aug. 2017, plato.stanford.edu/entries/scientific-unity/.

 

Horn, Thomas CR, and Harry Ritter. “Interdisciplinary history: A historiographical review.” The History Teacher 19.3 (1986): 427-448.

 

Miller, Raymond C. “Interdisciplinarity: Its Meaning and Consequences.” Oxford Research Encyclopedia of International Studies, 11 Nov. 2018, oxfordre.com/internationalstudies/view/10.1093/acrefore/9780190846626.001.0001/acrefore-9780190846626-e-92.

 

Nargund-Joshi, Vanashri, et al. “Understanding meanings of interdisciplinary science inquiry in an era of next generation science standards.” annual meeting of National Association for Research in Science Teaching, Rio Grande, Puerto Rico. 2013.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir