MMT Nedir?

Modern Money Theory’nin kısaltması olarak bilinen MMT, şu anda ekonomi akademik dünyasının tartıştığı en büyük konu olmakla birlikte, bir paradigma değişikliğini işaret etmektedir. Adı teori olmasına rağmen, MMT aslında finansal olarak bağımsız olan ekonomik sistemlerin nasıl çalıştığını anlatan bir yaklaşımdan başka bir şey değildir. MMT, yeni bir konsept olmamakla birlikte, eskiden beri süregelen, fakat zamanla unutulmuş birçok konsept ve teorilerin birleşmesinden oluşan bir analiz metodu ve bakış açısıdır. Aslında, büyük resme bakıldığı zaman, MMT’nin amacı neoklasik ve monetarist görüşlerin, ideolojilerin ve onların sunduğu neoliberal politikaların hiçbir dayanağı olmadığını ve gerçeği yansıtmadığını kanıtlamaktadır. MMT, şu anda Amerika’daki 2020 seçimlerine hazırlanan Bernie Sanders ve son zamanlarda, ilerici ve progresif kesimi temsil eden, Kongre’deki New York temsilcisi Alexandria Ocasio-Cortez tarafından açık bir şekilde seçim kampanyalarında yer almaktadır.

 

MMT’nin başlangıç noktası paranın tarihi ile ilgilidir. Geleneksel teori, paranın insanlar arasında bir değiş-tokuş ekonomisinin içinde bulunduğunu öne sürer. Fakat, MMT Friedrich Knapp (1924), Mitchell Innes (1913), Michael Hudson (2004), ve Matthew Forstater’in (2005) yaptığı meta-analizleri göz önünde bulundurarak, paranın aslında tarihler boyunca bir otorite tarafından insanlara vergi yükümlülüğü olarak empoze edildiğini savunur. Bu yüzden, para bir borç-kredi ilişkisinden doğmaktadır. Buna bağlı olarak, herkes tarafından düşünülenin aksine, finansal bağımsızlığı olan bir devlet, bütçesini yapılandırmak için veya para harcayabilmek için vergi toplamak zorunda değildir. Mantık açısından bakıldığında, para önce ekonomiye sürülmelidir ki sonra vergi olarak toplanabilsin. Buna ilaveten, MMT bankacılık ve finans konusunda yine düşünülenin aksine depozitoların borçlara vesile olduğunu değil, verilen borçların depozitolara dönüştüğünü savunur.

 

Daha da akademik konulara girmeden, MMT’nin analiz metodları, Irving Fisher’ın ‘’debt inflation’’ (borç enflasyonu) hipotezi, Hyman Minsky’nin ‘’financial instability’’ (finansal istikrarsızlık) hipotezi ve daha birçok geleneksel olmayan, heterodoks konseptlerini içerdiğini söylemek zorundayım.

 

Fakat, MMT sizin için neden önemlidir ya da neden bu yazıyı okuyup MMT hakkında daha fazla bilgi edinmelisiniz? Çünkü MMT 2009 Küresel Finansal Krizi’ni 15 sene önce öngörmekle kalmayıp, dünya tarihinde olan çoğu ekonomik ve finansal krizi en gerçekçi şekilde açıklayabilecek bir analiz çerçevesine sahiptir. MMT kısacası der ki, finansal bağımsızlığı olan bir ülke, parayı ekonomideki kapitali veya üretkenlik seviyesini arttırmak amacı ile kullanıldığı sürece, istediği kadar harcayıp, enflasyona sebep olmadan ekonomiyi tam iş seviyesine getirebilir.

 

Burada, finansal bağımsızlığın ne olduğuna dair bir parantez açmakta fayda var. Bir ülkenin gerçek anlamda finansal bağımsızlığının olabilmesi için 4 koşulu yerine getirebilmesi gerekmektedir:

-Ulusal bir para birimi olması.

-Bu paranın basılmasında devletin monopol hakkı olmakla birlikte, bu para birimi cinsinden vergi toplama yetkisi olması.

-Dış borcun, bu ulusal para birimi cinsinden olması.

-Dalgalanan kur sisteminin kullanılması.

 

Sırf bu koşullar yüzünden, MMT’nin en büyük eleştirileri sadece gelişmiş olan ABD, Kanada, Avusturalya, Japonya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde uygulanabileceğidir. Fakat, ben bu analiz çerçevesinin aslında Kıbrıs’ın her iki tarafına da uygulanabileceğini savunmaktayım. Onun da sebebini bir sonraki yazımda sizlerle paylaşabilirim. Sizden tek ricam, bu geçecek olan süre zarfında uluslararası medyanın gündemini çok meşgul eden MMT’yi biraz olsun araştırmanızdır.

 


 

Referanslar

Friedrich Knapp (1924) , Mitchell Innes (1913) , Michael Hudson (2004) ve Matthew Forstater (2005).

 

Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir