Sürrealist Mükemmeliyetçilik ve Milliyetçilik

Eline gitar almış herkesin mükemmel gitar çalmasını ve eğer mükemmel gitar çalınamıyorsa hiç gitar çalınmamasını savunan birileri olduğunu düşünebilir misiniz?

 

“Hayır efendim, mükemmel olmadan gitar çalamazsın. Hiç öyle basit şarkılar çalmaya çalışma. Hele yeni besteler yapmak mı? Ne münasebet! Bütün zamanını mükemmel gitar çalmaya harcamalısın. Sahneye çıkmamalısın, müzik yapmamalısın. Ya mükemmel olmalısın ya da olmamalısın. Mükemmeliyete ulaşmak için gerekirse ömrünün kalanını -hiç şarkı çalmadan- çalışarak geçirmelisin.”

 

İşte bu gerçeküstü bir mükemmeliyetçilik.

 

Otoriter, bağnaz, özgürlük düşmanı bir yaklaşım. Faşizan, değil mi?

 

Böyle şeyler hiç de olmaz, değil mi?

 

“Eğitimi düzeltelim!”

“Federal çözüm gelince düzelir.”

 

“Sağlığı düzeltelim!”

“Federal çözüm gelince düzelir.”

 

“Ulaşımı düzeltelim!”

“Federal çözüm gelince düzelir.”

 

Bir de üstüne demezler mi “sen KKTC’cisin galiba” diye! “Kıbrıs Türk milliyetçisi” yaftası da yanında hediye.

 

63’ten beridir bizler Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yönetici bir parçası değiliz. 56 yıldır çözülmesini beklediğimiz kocaman bir sorun hâlinde Kıbrıs sorunu. Yaşamlarımıza en fazla dokunan, en hayati sorunlardan biri olduğu konusunda da toplumumuzun çoğunluğu hemfikirdir. Bu soruna çıkış olarak kimimiz federal çözümü kimimiz iki devletliliği kimimiz ise ilhakı savunuyor olabilir.

 

Şahsen en ideal çözümü hep federasyonda görmüş bir genç olarak bugün bu yaklaşımı oldukça saldırgan ve tutsak edici bulmaktayım. Evet federal çözümü savunalım, ön planda tutalım ancak bütün hayatımız buna bağlı değil ki!

 

Başbakanlığı döneminde Sayın Erhürman bu konuda “sakız çiğnerken yürüyebilmeliyiz” ifadesini kullanmıştı. Gerek Sayın Erhürman gerekse Sayın Akıncı dönem dönem kimi çevrelerce bu tutumdan dolayı eleştiriliyor. Bu bakış açısı, Kıbrıs Türk toplumunun gelişmesini sadece gerçeküstü bir mükemmeliyetçiliğe bağlamaktır.

 

Bu düşünce yapısı -eğer bir art niyet yoksa- kendilerince en mükemmel çözümü federal çözümde görenlerin “federal çözüm olmazsa başka bir şey yapmaya lüzum yok” ya da “bu yapılan doğrudan federal çözüme yönelik değilse yapılmasın” demesidir. Mükemmel gitar çalamayanların gitar çalmasını yasaklarcasına bir toplumun gelişmesini yasaklamaktır. “Eğitimi geliştirmeyelim, federal çözüm için uğraşalım” demektir.

 

Kendinden olmayana ya da kendi gibi görmediğine bir hakaretmişçesine milliyetçi diyebilmektir.

 

Masadan kaçmadan, görüşmelerden vazgeçmeden Saray’da çözüm için savaşırken Meclis’te ve Selçuklu Caddesi’nde bu toplumu ileriye götürecek çalışmalar yapılmalıdır. Bu ne milliyetçiliktir ne de şovenizmdir. Esas bunun aksini savunmak, bir toplumun kaderini başka bir toplumun “he” demesine bırakmak büyük bir tehlikedir ve kaçınılmalıdır.

 

 


Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir