Kültler

Netflix’i hepimiz biliriz, televizyon kanallarına bizi muhtaç bırakmayan dizi-film yayınlayan bir kuruluş. Ben de Netflix hayranlarından biriyim. Netflix sayesinde birçok gerçek hikâye gözlerimiz önüne serildi ve ben de bu belgesellerden birine şahit oldum; “Wild Wild Country”. Bu haftaki yazı, beni tamamen hayretler içinde ve sorularla bırakan bu belgesel hakkında.

 

Bu belgesel, ABD’de büyük ses getiren bir kültün hikâyesini barındırıyor. Size bir paragrafa sığacak şekilde belgeseli özetleyeceğim, çok ayrıntılı anlatmak istemiyorum çünkü aranızda izlemek isteyenler olabilir. Chandra Mohan Jain, Bhagwan Shree Rajneesh ve Osho adları altında da bilinen Hintli bilge ve filozof, Rajneesh hareketinin lideriydi. Daha önce görülmemiş meditasyon yollarıyla, farklı fikirler ve daha çok modern dünyaya dönük görüş açısıyla inanılmaz sayıda takipçi kazanmıştır. Takipçilerin arasında doktorlardan tutun avukatlara, tüm iş alanlarındaki profesyonelleri bulabilirsiniz. Gittikçe artan sayılarından dolayı, Bhagwan’ın sekreteri Ma Anand Sheela, ABD’deki Oregon eyaletindeki Antelope kasabasına yakın büyük bir arsayı almalarını önerdi. Çiftçilik için kullanacaklarını öne sunarak kendi “şehirlerini” kurdular. O bölgenin sakinleri senelerce bu örgütten rahatsız olduklarını dile getirdiler ve haklarında birçok kez dava açıldı. Bu çabalar sonucu, Rajneesh hareketinin liderinin tutuklanmasından sonra Rajneesh üyeleri Antelope’tan sürüldüler ve dünyanın dört bir yanına dağıldılar.

 

Rajneesh kültü dünya üzerindeki binlerce kültlerden biri. Fakat bu kadar para elde eden bir başka külte daha önce rastlamamıştım. Evet, yukarıda anlattıklarım hiçbir şüphe uyandırmıyor ama ben biraz daha derine inip insanların neden bir örgütün parçası olmak istediklerini Rajneesh kültünü örnek alarak sorgulayacağım.

 

Çoğu kültün ortak noktaları vardır: Bir liderin olması, üyelerin kendilerini bu örgüte adaması, takipçilerden güvenilebilir olanlara daha gizli işlerin verilmesi ve dış dünyaya kurallarını/amaçlarını açıklamamaları.

 

Kült liderlerine duyulan hayranlık

Rajneesh akımını örnek alırsak, Bhagwan bilge bir kişiydi. Sayısız kitap okuduğu konuşmalarından anlaşılıyordu. Felsefe bölümünü bitirmesi de onun için bir artıydı. Kitaplardan aldığı bilgileri başkalaştırarak topluma seslenebilmeyi başarabilmişti. Bhagwan kendi kişisel karizmasını sürekli insanlar önünde konuşma yaparak geliştirdi ve emin duruşu insanları kendisine çekebildi. Kültler için en zor taraf ilk başta takipçi kazanmaktır, bunu başardıktan sonra kulaktan duyma söylemlerle daha fazla takipçi kazanmak kolaylaşır. Aynısı da Rajneesh akımında görüldü.

 

Kült üyeleri

Kültlere normal insanların da katıldığının altını çizmek isterim. Rajneesh topluluğunu tekrar göz önüne alırsak, Bhagwan ve Bhagwan’ın sözcüsü akımlarının çok samimi, sevecen ve aile niteliğinde bir ortamları olduğunu dile getirmişti. Rajneesh akımının üyeleri ile sürekli söyleşi yapılıyordu ve bu kişilerin portrelediği mutluluğu görüp etkilenenler oldu. Kültlerin hayatlarında sorun yaşayan kişileri hedef görmesi şaşırtıcı değil. Çoğu üyelerin katılma nedeni bir arkadaşlarına ya da aile üyelerine külte katılma önerisi karşısında hayır demeyi zor buldukları içindir.

 

Kült takipçileri çoklukla kişisel ve mesleki kayıp yaşayan, hayatlarında bir eksiklik veya yetersizlik hisseden şahıslardır. Bir örneği, Worldwide Church of God isimli organizasyon içinde büyüyen birinden geldi. Bu kişinin dedesi öldüğünde annesinin tüm hayat düzeninin bozulduğunu dile getirdi. Annesinin ayaklarının üzerinde duramadığını görünce bu organizasyona üye oldular. Bir diğer örnek ise, Rajneesh akımına katılan bir avukattan geliyor. Üzücü bir boşanma sonrası hayatından zevk almayan birine dönüştüğünü dile getirdi. Arkadaşının Hindistan dönüşü mutlu oluşu onu çok etkilediğini ve bunun üzerine kendisi de mutlu olma amacı ile Hindistan’a gidip Rajneesh akımına katıldığını söyledi. Bu örnekler, kültlerin insanların en zayıf zamanlarında onların kişisel sorunlarını onlara karşı kullanarak, organizasyonlarını daha güçlü hâle getirdiklerini gösteriyor.

 

Kült içindeki yaşam

Birçok kurala sahip olan kültlerin ortamları korkutucu olabilir. Bir kez içine girildiğinde çıkması zor olabilir çünkü dış dünyadan saklanan her şeyi birinci şahıs olarak tecrübe etmiş oluyorlar. Kült liderleri üyelerini eleştirel düşünmeden uzaklaştırmayı hedeflerler, şüphelenip kültün düzenini soruşturmamaları için. İşte bu noktada sürü psikolojisi devreye giriyor. Çok sorgulamadan bir akıma katıldığınızı düşünün ve birden etrafınızdaki herkes mutlak “inançlarını” sergiliyor; siz de ayak uydurmak için mecbur sürüye katılırsınız. İç çatışma, bir diğer ismi bilişsel uyumsuzluk, kişileri hapsedilmiş gibi hissettirir, görülen her uzlaşma da şahısları daha da karmaşık bir duygu fırtınasına iter. Bhagwan’ın sekreteri, Sheela’nın konuşmalarında bunu gözlemlediğimi söyleyebilirim. Sheela şu an bile Bhagwan’ın düşüncelerine sonsuz saygı taşımakta, fakat kültün içerisinde yaşanan çatışmaların hemen sessizleştirilmesinin şüphe uyandırdığını açıkça söyledi.

 

Kültün şahıslarının kontrol edilişi de gözlerden kaçmıyor. Rajneesh akımının sürülmeden önceki zamanlarında su yüzüne çıkan bazı faktörlerden biri ise kült üyelerinin sürekli dinlenmesi. Bu olay direkt olarak kült liderlerinin; takipçilerin temel düşünce, konuşma ve dernekleşme özgürlüklerini/haklarını hiçe saydıklarının göstergesidir. Ne yazık ki bu çoğu üyenin psikolojik ve duygusal gelişimlerinin de önüne geçmiştir. Özellikle de oraya bilinçsiz anne ve babalarıyla sürüklenen çocuklar için hayata talihsiz bir başlangıç olmuştur.

 

Günün sonunda çoğu kült üyeleri kültlerden uzaklaşmayı başarabiliyor, ya kendi aydınlanmalarıyla, ya aile ve arkadaş yardımı ile ya da kültün dış baskılar ve skandallar yüzünden dağıldığı zaman. Benim bu yazıda vermek istediğim mesaj, şu an belki de bir arkadaşınızın gizli bir kültün parçası olduğunu ima etmek değil ama dünyamız milyarlarca insan barındırıyor ve farklı sorunlara sahip insanların başvuracağı yolların sınırı olmadığı gibi, aynı şekilde bu insanları kullanmak isteyen güç ve para arayan insanların başvuracağı yolların  da sınırı yoktur. İnsanların artık zayıf noktalarına bu kadar kolay erişilebilmesi ve birilerinin içimizdeki sesten daha güçlü olması endişe verici. Yeni dinî hareketler belki de düşünüldüğünden daha güçlü ve gelecek modern dünyanın sorunlarından biri.

 


 

Fotoğraf için tıklayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir